KURBAN Bayramı münasebetiyle kendime verdiğim 4 günlük izin bitti.
 

Yaptığım iş değil ama hangi mekânda kimler var diye merak edip Kahramanmaraş’ın ana caddelerinde bulunan kafelere şöyle bir göz atayım dedim.
 

Her kafe hınca hınç dolu…
 

Yemek, çay ve muhabbet gırıla gidiyor.
 

Herkes hayatından mutlu.
 

Dolar yükselmiş, enflasyon almış başını gitmiş, zamlar kapıya dayanmış, kimsenin umrunda değil.
 

Evde oturayım da misafir ağırlayayım diyenler sanki yok gibi...
 

Hoş her daim evde oturuyoruz, bayram işte kendimizi salıverdik savunmasını yapanlar yok değil…
 

Gördüğüm kadarıyla herkes her yeri tercih etmiyor.
 

Her mekânın kendine has alıcısı var.
 

Her camianın takıldığı, dostlarını görmek için ya da iki lafın belini kırayım diye gittiği yerler farklı.
 

Siyasetçilerin, işadamının, muhafazakârın, zengin aile çocuklarının, öğrencilerin, elit kesimin, üst perdeden kendilerini yüksek gören makyaj güzellerinin, sağcının, solcunun müdavimi olduğu yerler çeşitlilik arz ediyor.
 

Mahalle kavramı üzerinden gidecek olursak 'eski mahalle' ile yeni mahallelerin bu kültür üzerine fikir ayrılığı yok fakat yine de siyasetçiler Mado’dan ya da Kervanhan’dan vazgeçemezken, üst gelir grubu ve gün yapan zengin kadınlar Robert's Coffee’den, 'entel' tayfa ve makyaj güzelleri Pizza’daki hayal kahvesi ve binevler’deki gönül kahvesinden, para kazanmanın ne demek olduğunu bilmeyen çok muhafazakâr zengin aile çocukları ise buradaki kafelerden sıkılıp Mersin Marina’ya gittiği gözleniyor.
 

Hiç bir mekân bir tarz insan müşteri kitlesiyle anılmak istemez. Hizmet her zaman herkesedir. Elbette buna sözümüz yok. Ama bazı mekânların kendileriyle özdeşleşmiş çokça gelip giden müşterileri var. Kahramanmaraş kafeleri hep dolu, bayram olmadan da dolu, gündüz vakti bir giriyorsunuz içeriye sanırsınız herkes oturdukları yerden para kazanıyorlar.
 

*
 

Pek yakın zamanda şehrin tanınmış genç işadamlarından Oğuz Bağrıaçık’da Binevler kavşağına yakın tam köşeye ‘Balkon Kafe’ isimli bir mekân açıyor. Duyduğumuza göre 5 trilyona yakın para harcandığı ve şehrin en lüks ‘Kafe’si’ olacağı iddia ediliyor.
 

Ne diyelim, Allah’ım bol rızık, bol kazanç versin…
 

*
 

Hani eskiden bir kahve kültürümüz vardı…
 

Bizim kuşaklar iyi bilir, bir an önce gitmek için akşam yemeğinin bile son lokmasını kahve kapısından içeri girerken yuttuğumuz.
 

Şakalaştığımız, oyunlar oynadığımız…
 

Şimdilerde ise kahvehaneler emeklilerin, yaşlıların, vakit geçirdiği uğrak yeri olmuş…
 

Galiba pek yakında Kahramanmaraş şehri ‘KAFELERİYLE MEŞHUR’ bir şehir olacak…
 

*
 

Soruyorum:
 

Bu gidişat nereye?
 

Bu israf, bu vurdumduymazlık nereye?
 

*
 

Diyorum ki;
 

Ya bu şehir çok zengin…
 

Ya da bu şehrin gözüne bir gözükür var…
 

Çay 5 TL, tost, yemek, içki, meşrubat, Allah bilir ne kadar…
 

*
 

Hani Suriyeliler parkları, oyun alanlarını, işgal etmişler diye veryansın ediyoruz ya!
 

Eeee bizler de, kafeleri, restoranları, dolduruyoruz demek ki…
 

*
 

SAHİ…

Ben göremedim...

 

"Kafelere Suriyeliler takılıyor mu?"