Sağlıkta şiddet, özlük hakları, yıpratıcı çalışma koşulları ve beyin göçü tartışılmaya devam ederken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni, bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz, buralarda onlarla devam ederiz. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz. Buralar boş kalmaz merak etmeyin. Doktorluk gibi bir aziz mesleği oraya onu dayamak herhalde pek de insani değildir" çıkışı tartışmaları alevlendirdi. Sağlık Hizmetleri Sendikası (SAHİM-SEN) Genel Başkanı Özlem Akarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerine tepki gösterdi. 

'SAĞLIKÇILAR YANLIŞ SAĞLIK SİSTEMİ İÇERİSİNDE BOĞULUYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarını üzülerek takip ettiklerini belirten Akarken, “Sağlık sisteminin yanlış kurgulandığını ve birçok alanda aksaklıklara neden olduğunu defalarca söyledik. Yanlış sağlık sistemi ne yazık ki her geçen gün sağlık camiası ile halkı karşı karşıya getiriyor. Sağlık hizmetine ulaşamayan vatandaşlar sağlıkçılara patlıyor. Şiddet önlenemiyor, sağlık emekçileri ise sistemin içerisinde adeta boğuluyor. Profesörlerin, doçentlerin, uzmanların yerini nasıl yeni mezunlar dolduracak? Öğrencilere kim eğitim verecek, yeni mezunlar kendini nasıl geliştirecek? Yapılmak istenen adeta sağlık sistemini içinden çıkılmaz bir hale getirmektir” değerlendirmesinde bulundu. 

'SAĞLIK CAMİASINA İTİBAR SUİKASTİ YAPILIYOR'

Şiddet vakası olmadan neredeyse gün geçmiyor, liyakatsizlik deseniz aldı başını gidiyor, önü alınamıyor, sağlıkçıların özlük hakları ayaklar altında, bizler sağlık sistemindeki yanlışları düzeltmek isterken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu çıkışı ile çözümsüz bir noktaya gelmiş durumdayız diyen SAHİM-SEN Genel Başkanı Akarken, “Enflasyonun zorlaştırdığı hayat koşullarına nasıl gözümüzü kapatabiliriz? Güneş, balçıkla sıvanır mı? Ayçiçek yağı tartışmalarından konu nasıl sağlık sistemine gelir anlamakta zorlanıyoruz. Hekimlere ve sağlık emekçilerine yapılan alenen itibar suikastidir. ‘Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz’ diyor Cumhurbaşkanı Erdoğan. Hangi sağlık çalışanı sağlıksız bir sağlık sistemine geri dönmek isteyecek, soruyorum” ifadelerini kullandı. 

'GİDECEK OLAN BİZLER DEĞİLİZ'

Bizler, mesleğimizden, ülkemizden, sağlık sisteminin düzelmesi için mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz sözlerinin altını çizen Akarken, “Sağlık ordusu doktorundan hemşiresine teknisyeninden tekniklerine veri hazırlama kontrol işletmenine yardımcı hizmetler teknik hizmetler sınıfına bir bütündür. Bu bütündeki her meslek grubunun onurunun ayaklar altına alınmasına müsaade etmedik ve müsaade etmeyeceğiz. Mücadelemizi haklarımızı alana kadar sürdüreceğiz. Sağlıklı bir sağlık sistemi bu memleketin hakkıdır. Gidecek olan bizler değiliz”

SAHİM-SEN Genel Sekreteri Dr. Yiğithan Okar ise “Hekimlik bitiyor” bu ifade size çok soyut gelebilir ama değil. O sürekli övülen devasa şehir hastaneleri var ya siz hastalara, biz hekimlere atılan en büyük kayıp maalesef. Devlet destekli özel hastane niteliğinde olan bu yapılara bakıp da sağlıkta iyi durumdayız aldatmacasına kapılmayalım. Sürekli övünülen nitelikli doktorlarımız egzoz muayenesi süresinde yani 3-5 dakikada bir hasta bakmaya mahkum edilmiştir, 3 dakikada muayene koca bir kandırmacadır. Vatandaşın sağlığını düşünen gerçek sağlık sisteminde bunun en az 5 katı olmalı bir muayene süresi. Peki egzoza bakar gibi baktığımız-evet sadece bakmak için süre var- Mhrs üzerinden kapı önlerine balık istifi gibi hasta yığıp hekimle hastayı karşı karşıya getiren bu sistemde suçlu bulunan, şiddete maruz kalan kim? Bazı branşlarda 36 saate varan mesai yapıp, mobbinge maruz kalıp, nöbet ertesi yorgunluktan tırın altında kalan kim? Yeri geldiğinde ayda 13 15 nöbet tutup 7 nöbet parası alan kim? 6 sene tıp üstüne 4-5 yıl ihtisas üstüne 3-4 yıl yandal ihtisası üzerine her biri için 2 yıl zorunlu hizmet yaptırılan kim? Lafa gelince “kutsal meslek” denilen ama sürekli fiziki-sözel şiddete maruz kalan üstelik saldıranların da serbest bırakıldığı “kutsal meslek sahipleri” kim? 

Bakın sağlık çöküyor, ya nitelikli doktorlarınıza ve sağlık kurum çalışanlarına sahip çıkarız ya da bu enkazın altında sağlık hizmeti bekleyen herkes kalır. Zira kovulan biz doktorlar dünyanın herhangi bir ülkesinde 6 ay dil öğrenip çalışabiliriz” sözleriyle açıklamasını sonlandırdı.