Ramazan’da beslenme düzeninin değişmesi, öğün sayısının ve sıvı tüketiminin azalması nedeniyle metabolizma hızı yavaşlarken, bayramda kontrolsüz bir biçimde yenen yemekler ve şerbetli tatlılar pek çok sağlık sorunu ile aşırı kiloya neden oluyor. 

Ramazan ayının sona ermesiyle bir ay boyunca gündüzleri devam eden açlık hissinin ortadan kalkacağı düşüncesiyle genellikle aşırı besin tüketimi oluyor. Memorial Kayseri Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Nur Tatlıoğlu, Ramazan sonrasında bayramı sağlıklı geçirmek için önerilerde bulundu.

Güne, tok tutan besinlerden oluşan kahvaltıyla başlayın

Ailenin bir araya geldiği bayram sabahı, güne hafif bir kahvaltı ile başlanmalıdır. Kahvaltıda börek, kızartma gibi ağır yiyeceklerin yerine; peynir, zeytin, yumurta, domates, salatalık gibi söğüş sebzeler ve tam tahıllı ekmekten oluşan, uzun süre tok tutan besinlere yer verilmelidir.

Bayramda öğün sayısını kademeli olarak artırın

Ramazan nedeniyle düşen metabolizma hızını yükseltmek, eski beslenme düzenine yeniden dönmek için öğün sayısı kademeli olarak artırılmalıdır. Bayramın ilk günü 3 ana öğün ile başlayıp, ilerleyen günlerde beslenme düzenine ara öğünler eklenmelidir.

Mide bağırsak sorunların karşı önlem alın

Bayram ziyaretlerinde ve akşam yemeklerinde ağır ve aşırı yağlı yiyecek tüketimi, kilo dengesini olumsuz etkiler ve mide-bağırsak problemleri, kan şekeri regülasyonunun bozulması ve yüksek tansiyon gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açar. Bayram boyunca yaşanan bağırsak sistemi rahatsızlıkları da kalıcı hale gelebilir. Bu nedenle beslenme düzenine dikkat edilmelidir.  

Aşırı yemek yeme ısrarından vazgeçin

Bayramda çikolata, şeker, şerbetli tatlı ve hamur işi gibi gıdaların tüketimi artmaktadır. Glisemik indeksi yüksek olan bu besinler, kan şekerinde ani yükselmeye ve sonrasında hızlı düşüşe neden olmaktadır. Aşırı yeme eğiliminden ve ısrardan uzak durulmalıdır.

İnsülin direncini etkileyen içeceklerden uzak durun

Kan şekerini bir anda yükselten hazır meyve suları ve asitli içecekler, yüksek kan şekerinin etkisi ile insülin salgısını uyarır. Artan ve zamanla artmaya devam eden insülin, vücutta insülin direnci oluşturmaya zemin hazırlar. Şeker oranı çok yüksek olan bu içecekler yerine süt, ayran veya taze sıkılmış meyve suyu tercih edilmelidir.

Misafirlere kuruyemiş ve meyve ikram edin

Bayramda tatlı ihtiyacı, meyveli ve sütlü hafif seçeneklerden oluşmalıdır. İkramlarda, ceviz, fındık gibi kuruyemişler ile taze meyvelerden yapılan komposto ve kuru meyvelerle hazırlanan hoşaf tercih edilebilir.  

Sofrada kuru baklagiller olsun

Ramazanda yavaşlayan bağırsak hareketlerini yeniden hızlandırmak ve sindirim sistemini düzenlemek için bayram sofralarında lifli besinler tüketmek uygun olacaktır. Kuru baklagiller, sebze ve meyveler ile tam tahıllı ürünler lif açısından zengin besinlerdir.

Uykudan 3 saat önce yemeğinizi yemiş olun

Ramazandan kalma bir alışkanlık olan geç saatte yemek kesinlikle yenilmemeli, yatmadan 2-3 saat önce ara öğün yapılmalıdır. Ara öğünde, meyve, kuruyemiş, süt veya süt ürünlerinden tercih edilmelidir.

Aritmiye yol açan çay ve kahveyi sınırlayın

Bayramda tüketilen aşırı çay ve kahve, ritim bozukluğu gibi sağlık sorunlarına neden

olmaktadır. Su yerine geçmeyen çay ve kahve, diüretik etkileri dolayısıyla vücuttan su kaybını hızlandırır. Bu nedenle çay ve kahve tüketimi çok fazla olanların, su tüketimini de aynı oranda artırması önerilir. Bayram boyunca günde 2-2,5 litre su içmek, öğünlere ayran veya şekersiz komposto eklenmesi yapmak da yeterli sıvı alımı açısından önemlidir.   

SAĞLIK BAKANLIĞI'NDAN UYARI YAPILDI

Sağlık Bakanlığı da konuyla ilgili bilgilendirme yaparak vatandaşlara uyarılarda bulundu.

Bakanlık'tan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

Ramazan ayında beslenme düzeninde meydana gelen değişiklikler ve Ramazan Bayramı’nda daha fazla yemek yeme istediğinden ötürü kişiler bazı sindirim sistemi rahatsızlıkları ile karşılaşabilirler.

Geleneksel bayram ikramları şeker, çikolata, hamur işleri (baklava, börek vb.)  kan şekerini hızla yükselten ve enerji içeriği yüksek gıdalardır. Bu nedenle bayram ziyaretlerinde sunulan ikramlara dikkat edilmeli, aşırıya kaçılmamalı, yeterli ve dengeli beslenme ilkeleri unutulmamalıdır.

Bayram ve  Sonrasında Sağlıklı Beslenme Önerileri

Bayram süresince de yeterli ve dengeli beslenmek için, beş temel besin grubunda bulunan besinlerden yeterli miktarlarda tüketilmelidir. Bu besin grupları; Süt ve süt ürünleri grubu, Et-yumurta-kurubaklagiller ile yağlı tohumlar grubu, Sebzeler grubu, Meyveler grubu, Ekmek ve tahıllar grubudur.
Ramazan ayının sonlanması ile tüketilecek yiyeceklerin miktarı aniden arttırılmamalıdır. Öğün araları en az 2 en fazla 4-5 saat olacak şekilde düzenlemelidir. Buna göre öğün sayısı 3 olarak planlanabilir. Gerektiğinde ara öğünlerde taze meyveler ya da az şekerli hoşaf/kompostolar, ayran, kefir gibi içecekler beslenme düzenine eklenebilir.
Bayram sabahı hafif bir kahvaltı ile güne başlanmalıdır. Kahvaltıda kızartma, kavurma yöntemleriyle pişirilmiş besinler yenmemelidir. Bayram ziyaretlerinde geleneksel olarak tatlı ikramı olacağından kahvaltıda şeker, bal vb. tatlı besinlerin bulundurulmaması yararlı olacaktır.

Domates, salatalık, maydanoz, taze biber vb. çiğ sebzeler bolca tüketilmeli, az tuzlu peynir tercih edilmelidir. Haşlanmış yumurta tercih edilmelidir. Sucuk, salam, sosis vb. yağlı besinlerden, börek vb. hamur işi gıdalardan sakınılmalıdır. Ekmek olarak tam tahıl ekmeklerinin tercih edilmesi kan şekerini kontrol altında tutar ve tokluk hissi verir.

Besinler iyi çiğnenmeli, yemekler hızlı yenmemelidir.
Ramazan Bayramı süresince mide ve bağırsak rahatsızlıkları yaşanmaması için fazla şeker ve şekerli gıdaların (tatlılar, çikolata vb.) tüketimine dikkat edilmeli, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
Özellikle bayramda tatlı tüketimi çok isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine küçük porsiyonlar halinde sütlü tatlılar, taze veya az miktarda kuru meyveler; şerbetler yerine şekersiz veya az şekerli komposto/hoşaf suları, az şekerli limonata, ayran gibi içecekler sunulmalıdır.
Sindirim sisteminin düzenli çalışması ve kabızlıktan korunmak için lif (posa) içeriği yüksek olan sebze, meyve ve kurubaklagiller tüketilmelidir. Yetişkin bireyler imkânlar dâhilinde günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmelidirler.
Diyabet, kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon gibi kronik hastalığı olanlar uyguladıkları diyete bayram süresince de uymaya özen göstermelidirler.
Ramazan ayı boyunca su ve sıvı tüketimin azalmasından dolayı vücutta oluşabilen sıvı kaybının yerine konması için günde en az 2-2,5 litre sıvı alınmalı; öğünlere su, ayran, az şekerli limonata, az şekerli/şekersiz komposto/hoşaf gibi sıvı gıdalar eklenmelidir.
Tüm bireyler özellikle de yaşlı ve tansiyon hastası olanlar çay, kahve gibi kafein içeriği yüksek içecekleri gün boyu fazla miktarda tüketmemelidirler.
Ramazan boyunca gece kalkıp sahur yemeği yemek, ramazandan sonra gece yeme alışkanlığı şeklinde sürdürülmemelidir.
Ramazan ayı boyunca enerji harcamamak için azaltılan fiziksel aktivitenin bu dönemin sonlanmasıyla birlikte arttırılması oldukça önemlidir.     

Ayrıca;      

Mümkün olduğunca bayram ziyaretlerine yürüyerek gidilmesi tercih edilmelidir.

Fiziksel aktivitenin kan şekeri ve kolesterolü azaltmaya, kilo kaybetmeye ve bağırsak hareketlerini arttırmaya yardımcı olduğu unutulmamalıdır.

Fiziksel aktivitenin arttırılması adına haftada 5 gün en az 30 dakikalık orta şiddette fiziksel aktivite yapılmalıdır.