Toplumda 'sara hastalığı' olarak bilinen epilepsi, nöbetler halinde gelerek, kişiyi ve yakınlarını zorluyor. Bu hastalığın doğru teşhis ile büyük oranda tedavi edilebildiğini söyleyen Nöroloji Uzmanı Uzm. Dr. Gamze Eroğlu Arığ, "Tedavide düzenli kullanılan ilaçlar, belirtileri baskılayıcı özelliğe sahiptir. Ayrıca günümüzde epilepsi cerrahisi ile de oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor" diyor. Bazı besinlerin yaşanacak nöbetlerin önüne geçebildiğini, bazılarının da ilaçlarla etkileşime girerek nöbet sıklığını ve şiddetini etkilediğini belirten Dr. Arığ, epilepsi hastalarının neler yemesi, nelerden uzak durması gerektiğini şöyle anlatıyor..

ŞEKER VE TUZ'A DİKKAT

Epilepside en önemli noktalardan biri, vücut kan şekerinin dengeli seyretmesidir. Bu sebeple epilepsi hastaları, şeker içeren besinlerden uzak durmalı, un yerine tam tahıllı ürünler tüketmeye özen göstermelidir. Ayrıca uzun süreli açlıklar kan şekerinin aşırı düşmesine neden olacağından hastalar kesinlikle öğün atlamamalıdır.Omega-3 ve Omega-9 gibi sağlıklı yağlar epilepsi hastaları için oldukça faydalıdır. Hastalar bu yağları içeren balıklar tüketmeye özen göstermelidir. Alkol, çay, kahve, kola gibi kafein içeren içecekler epilepsi nöbetlerini tetikleyebildiği için uzak durulması gerekir.

Greyfurt ve nar gibi meyveler epilepsi ilaçlarıyla etkileşime girebildiği için nöbetler üzerinde olumsuz etki yaratabilir. Sodyum, kalsiyum ve magnezyumun nöbetleri kontrol altına alma özelliği taşıdığı biliniyor. Epilepsi hastalarında öncelikle sodyum, kalsiyum ve magnezyum eksikliklerinin olup olmadığı kontrol edilmelidir. Oluşan soydum eksiklikleri için yeterli tuz, kalsiyum için süt ve süt ürünleri, magnezyum için ise kurubaklagiller tüketilmelidir.Epilepsi hastalarında çoğunlukla D vitamini eksikliği ve kemik erimesi sorunları ile karşılaşılır. Bu nedenle hastalarda D vitamini takviyesine ihtiyaç duyulabilir. Tabii ki en önemli D vitamini kaynağı güneştir. Ayrıca süt, peynir, yumurta ve balık çeşitleri de diğer D vitamini kaynaklarıdır.

KIRK'A YAKIN NÖBET TÜRÜ VAR

Tıpta, çok kısa süreli dikkat kaymasından uzun süreli konvülsiyonlara (havale) kadar otuzdan fazla farklı nöbet türü tanımlıdır. En sık karşılaşılan epilepsi nöbetleri ise jeneralize (tüm beyne yayılan nöbet çeşidi), parsiyel (yalnız sınırlı beyin bölgesinden kaynaklanan nöbet türü) ve sekonder jeneralizedir (sınırlı bölgeden başlayıp beynin tamamına yayılan nöbetler).

TEK BİR NÖBET GEÇİRMEK TANIYA YETMİYOR

Nöbetler sırasında bilinç, davranış, hareket ve algı fonksiyonları kısa süreli bozulur. Epilepsi için baygınlık, vücutta kasılma, ağızdan köpük gelmesi gibi belirtiler tanımlansa da nöbetler, bayılma olmaksızın yalnızca donup kalma, boş bakma, tekrarlayıcı çiğneme-yutma hareketleri, sıçrayıcı anormal kol-bacak hareketleri, anormal koku duyma ya da algı bozuklukları şeklinde ortaya çıkabilir. Tek bir nöbet tanı için yeterli değildir.

TEMELİNDE ÇEŞİTLİ FAKTÖRLER BARINIR

Epilepsinin kadınlarda da erkeklerde de görülme oranı eşittir. Çocukluk ve gençlik döneminde sık görülür. 65 yaş ve üzerinde de sıklık artışı olur. Nedenleri arasında, beyinde gelişimsel bozukluklar, genetik, tümoral, damarsal enfeksiyon ve metabolizma hastalıklar gösterilir. Uykusuzluk, açlık, ateşli hastalıklar, kullanılan bazı ilaçlar da nöbetlerin ortaya çıkışını tetikleyebilir.

SOĞAN KOKLATMAK İŞE YARAMIYOR

Epileptik nöbetler, genellikle 1-2 dakika içinde kendiliğinden sonlanır. Nöbet sırasında hastanın nefes almasını güçleştiren giysilerin gevşetilmesi gerekir. Soğan veya kolonya koklatmak yararsız uygulamalardır. Hastanın ağzı kesinlikle kaşık ya da parmak yardımıyla açılmaya çalışılmamalı, kasılmaları önlemek için vücuduna gereksiz kuvvet uygulanmamalıdır. Nöbetten sonra hasta sersemlik hissi ve zihin karışıklığı hissedebilir.

Sabah