OLDU…

Sonunda bu da oldu.

Abdulhamidhan Cami’sinde, sabah namazından sonra cemaat dışarı kovuldu...

Amaç…

Cami’yi kapatacaklarmış…

*

Ne diyelim:

-  Cami arsası belediyeden ele geçirildi...

- Üstündeki bina, hayır hasenat sahibi halkımız tarafından yaptırılıp bitirildi…

-  Sonrası malum şahıs ve avaneleri (Mütevelli heyet) tarafından cami adına vakıf kurup camiyi ve işyerlerini zimmetlerine geçirdiler…

-  Yani bir nevi sahipleri oldular…

Eee o zaman…

-  Halk'tan çekinip kiraya vermedikleri ve canları istediği zaman halka açılmayan ancak kendi araçları için Öz çam market üstündeki otoparkı kullandıklarına göre…

-  Sabah namazı kılan cemaate, namaz biter bitmez cami içerisinden hadi kapı dışarı deme cüretini kendilerinde buluyorlar demek ki?

-  Nasıl olsa kendi malları…

*

Eski Diyanet Başkanı Görmez bir konuşmasında:

"Camiler, namaz vakitlerinde açılan, namazdan sonra kapatılacak devlet daireleri değildir. Camiler, Allah'ın evleridir. Bizim Diyanet olarak camilerin kapısına kilit vurma hakkımız olamaz, olmamalıdır. Camiler, 24 saat açık olmalıdır. Gece yarısında dahi bir kardeşimiz bir mabedin önünden geçerken içine girip Rabbine yönelme hakkına sahip olduğunun farkında olmalıdır” demişken…

*

Şimdi Abdulhamidhan Cami sahibi olan ve vakıf başkanı malum şahıs çıkıp şöyle derse şaşırmam…

-  Ben yapmadım…

-  Cemaati çıkarın camiyi kapatın ben demedim…

-  Bunu yapsa yapsa, Devletin görevlendirdiği cami imamı yaptı…

-  Bizim suçumuz yok derse!

*

Ben çok şey söylerimde…

-  Sayın Müftü Celal Sürgeç Hoca bu işe ne der?

-  En önemlisi Kahramanmaraş Halkı’mız bu kovulma olayına ne der?

*

Ve ben bu halkımıza şunu soruyorum:

-  Sabah namazından sonra camiden kovulmaya layık mısınız?