TRABZON Caddesi…

Özel İdare ve Valilik binasının bulunduğu cadde…

Çocukken bu cadde üzerinde bulunan Milcan ve Enurya Apartmanı’nın yanından geçmeye korkardık…

Çok katlı olduğundan yıkılır falan diye…

Asansörüne gizlice binerdik, kapıcı bizi elinde değnek kovalardı…

Gel zaman git zaman hep hayal ederdim…

Müftülük tarafından Ulucami tarafına kadar araçların yol altına tünel ile indirilip üst tarafının tamamen yayalara açılması ve akşamları ailelerin elele dolaşması, oturması, çay içmesi, dondurmasını yemesi falan…

Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç’un bu caddeyi yayalaştırma projesi kapsamına alması çocukluk günlerimdeki hayallerime gitmeme sebep oldu…  

Kısa zamanda bitirildi…

Yayaların yürümesi inanılmaz rahatladı…

Ancak gel gör ki, araçlar için ortada bırakılan yol tam bir çilekeşe döndü…

Niye derseniz:

- Mado’ya ayrıcalık yapıldı diyenler…

- Ne bu eziyet, çile diyenler…

- Eskiden daha iyiydi diyenler…

- Şu günlerde çoğunlukta…

- Sol tarafta bulunan park yerine girmek isteyen sürücüler ise haliyle aracıyla geri geri park yapmak zorunda…

- Ve arka taraftaki araçlar onun park etmesini mecburen bekliyorlar…

- Ve haliyle uzun kuyruk oluşuyor…

- Ağustos sıcağı bir yanda…

- Araçların egzoz dumanı bir yanda…

- Vallahi vatandaşı bezdiriyor…

- Park ücreti derseniz levhada yazıldığı üzere 10 dakikası ücretsiz, sonra her saat 1.50 kuruş…

- Yani park etmeme caydırıcılığı yok…

 

 

Sayın başkana naçizane bir çağrıda bulunuyorum:

- Amaç bu caddenin yayalaştırılmasıysa…

- Ki her ne kadar eksik de olsa doğru bir proje…

- Bu yayalaştırma projesinde araçların park etmesi istenmiyorsa…

- Gelin bu yol üzeri park ücreti 50 TL olsun…

- İkinci sıraya aracını koyan olursa, kamera sisteminden çekilecek fotoğrafla adresine park cezası gönderilsin…

İşte o zaman…

Yayalaştırılan bu cadde üzerine ne park eden olur…

Ne de durmak isteyen…