Söylemem lazım ki!!!

Uzun zamandır karşılığını alamayarak çalıştığınız şirketler, sadece cansız varlıklardır.

Gerçekte var olan mı ne? Biz insanlar ve bizlerin ilişkileridir.

Mesela;

Sizi şirketler değil, insanlar işe alır.

Sizi yetiştiren insan değil, insan olan üstünüzdür.

Sizi düşünen şirketiniz değil, size değer veren insandır.

Siz aslında şirketinizi değil, insanları terk edersiniz.

Şirketinizi tabelası değil, siz temsil edersiniz.

Sizin halinizden şirket değil, sizi değerli gören insan anlar.

Bu sebepten dolayı,

Şirketiniz ancak, içindeki insanlar değişmeye karar verdiğinde değişir.

Tıpkı sizin gibi…

2000’li yılların ortalarına gelindiğinde sadece üretimi ve dağıtımı iyi yapmak yeterli gelmemiş, ürettiğinin reklamını yapan ve sonucunda satan kazanmaya başlamıştır.

Peki, şimdi günümüz 21. Yüzyılda?

Tüketicinin ne istediği sorusu üzerine odaklanma anlayışı mevcut.

Hiçbir işletme, yeni müşterilerle ilgilenerek başarı elde edemez. Daimi müşteriler bütün karın kaynağıdır ve karlar, ticaretin gelişmesi ile gelir düzeyinin artmasını sağlar.

Peki, neler oldu?

Eskiden sadece satışlara yöneliyordu, şimdi müşteri kaybetmemeye yönelme.

Devamlı olmayan müşteri ilişkisi vardı, şimdi yerini sürekli müşteri ilişkisi.

Ürün özelliklerine odaklanma vardı, şimdi müşteri değerine odaklanma.

Kısa dönem ufku vardı, şimdi uzun dönem ufku mevcut.

Müşteri servisine az önem verilirken, şimdi ise müşteri servisine yüksek önem veriliyor.

Sınırlı müşteri beklentileri karşılanıyorken, şimdi ise yüksek müşteri beklentileri karşılanıyor.

Sadece üretim personellerin kalite anlayışı değil, tüm personel üyelerinin kalite anlayışı önem kazandı.

Kısacası müşteri bilanço tablosunda yer almamasına karşın, şirketin sahip olduğu en önemli varlıktır.