Hem kiracı olarak oturanlar hem de evini kiraya verenler özellikle son yıl artan fiyatlar karşısında mağdur olmamak adına kendi haklarını araştırmaya başladı.

Her iki tarafı da koruyan kanunların olmasına rağmen gerek bilinmediğinden gerek karşı tarafın zorlayıcı tavrından bazı problemler yaşanmaya devam ediyor. 

Türkiye’de kiracıları koruyan kanunlardan bahseden Ö. Burak Özmutafoğlu, “Öncelikle kanunun kiracılar nezdinde pozitif ayrımcılık yaptığını söylemek mümkün. Elbette ki her olay yargıya intikal ettiğinde kendince değerlendirilir fakat genel hatlarıyla kiracıların hak ve yükümlülüklerinden söz etmek gerekirse; kiracılar, kiraladıkları mülkü kendi evleri gibi kullanmakla ve bakmakla yükümlülerdir” dedi. 

Mülke kasıtlı zarar sonucu ev sahiplerinin sözleşmeyi feshetme hakkı olduğunu söyleyen Ö. Burak Özmutafoğlu, “Mülke kasıtlı olarak zarar vermek ve tahribatta bulunmak mülk sahibine sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkı verir.

Bu nedenle kiracıların öncelikli yükümlülüğü mülkü özenle kullanma yükümlülüğüdür. Ayrıca anlaşılan kira bedelini düzenli ve eksiksiz ödeme kiracıların en önemli yükümlülüklerindendir. Yine mülke ait aidat gibi yan giderlerin ödenmesi ve komşularla olan ilişki de kiracının önemli yükümlülüklerinden bazılarıdır.

Dolayısıyla kiracının bu yükümlülüklere aykırı davranması mülk sahiplerine, sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme ve tahliye talep etme hakkı verir” diye konuştu. 

Yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen sözleşmenin ev sahibi tarafından feshedilebileceği durumların altını çizen Özmutafoğlu, “Ödemelerini düzenli yapan, yan yükümlülüklerini yerine getiren kiracının tahliyesi sadece birkaç durumda söz konusu olur.

Bunların en önemlisi, konutun mülk sahibinin veya birinci dereceden yakının ihtiyacının oluşması durumudur. Bu takdirde mülk sahibi kiracının sözleşme süresi sonunda tahliyesini isteyebilir fakat bu durumda da mülk sahibi bu mülkü 3 yıl süreyle tekrar kiralayamayacağının altını çizmek gerekir” diyerek ev sahiplerini uyardı.