BU RESME iyi bakın…

Bu resim Kahramanmaraş’ın en büyük ve Türkiye’nin 3’üncü büyük camisinde çekildi…

Bu camii var ya, bu cami!

Arsası belediye tarafından bağışlanan ve üzerindeki bina ve işyerleri halk tarafından yaptırılan bu camiye hiçbir bağış yapmadan vakıf kurarak ele geçiren bu resimdeki zat, caminin eski imamı…

Ne var bu resimde diyeceksiniz?

Çok şey var…

İl Müftülüğü ve Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa “7 yaşındayım Namaza Başlıyorum” etkinliği düzenleyen bu eski imam bu Cami’yi kendi özel malı gibi kendisine bağlı Özel Simya Koleji reklamını yapmaktan kaçınmıyor…

Simya koleji öğrencilerini cami içerisinde düzenlenen etkinlikte giydikleri kıyafet ile diğer öğrencilerden ayrı tutarak gösteri yaptırıyor…

Ve buna İl Müftülüğü ile Büyükşehir Belediyemiz maalesef alet oluyor…

Bu camii birilerinin özel okul reklamı yapılacak yer değildir…

Bu camii, Cuma namazında vaaz vermek üzere İl Müftüsü tarafından bu eski imam’a görev verilecek bir yer değildir…

Ve bu verilen görev sonrası eski imam kendi sosyal medya hesabından “ Kalaya bir top bugün Abdulhamidhan Camii’sinde ben vaaz edecekmişim” paylaşımı yapabiliyorsa?

İl Müftüsü Celal Sürgeç Bey’e bir çağrıda bulunuyorum…

Vaaz verecek hoca yoksa elinizde İl müftüsü olarak siz gidip vaaz veriniz.

Ve "7 yaşındayım. Namaza başlıyorum" adı altında etkinlik düzenlenmesinde İl Müftülüğü dâhil olup bu camimizde özel okulların reklamı yapılacaksa benden bir tavsiye…

İl müftülüğü binasında düzenleyiniz…

Milletvekillerimize acil çağrıda bulunuyorum:

Abdulhamidhan Camimiz ’de vaaz verecek hoca yoksa, Devletimizin Diyanet Başkanlığı’ndan hoca talep edilmesini kamuoyu adına arz ediyorum…

 

***

 

Umarım sende gereğini yaparsın eski imam…

ÖMER Faruk Şirikçi…

Dün Maras Manşet sitesinde “Vakıf ve Vakıf İnsanlar” başlığı ile bir yazı yazmış…

Diyor ki yazsında;

“… Hz.Peygamber (sav), Nadiroğulları yurdundaki Yahudi alimi olan Muhayrık'ın vasiyeti üzerine eline geçen yedi adet bahçeyi vakfetmiştir. Gelirlerini Medine'de sadaka olarak vakfetmiştir. Hayatı boyunca bu arazilerin gelirleri kamu hizmetine ve fakirlere aktarılmıştır. Bu mallara mirasçı olunamayacağını işaret etmiştir. Efendimiz'in vefatı üzerine Hz.Ebubekir (ra) Efendimiz, bu arazileri devlet hazinesine devretmiştir…” yazmış ve devam etmiş…

“…Saçaklızade Vakfı ve Abdulhamidhan Vakıfları da yeni kurulan vakıflarımız arasındadır. Her iki vakfın da kurucuları arasında bulunduğumdan, toplumumuz için ne anlama geldiklerini çok iyi biliyorum. Bilhassa Saçaklızade Vakfı, kurulduğu günden beri eline geçen bütün imkânları fakir fukaranın ihtiyaçlarına sarf ettiğinden, doğru düzgün bir genel merkez binasının olmayışı sizlerin de dikkatini çekmiştir. Ama Saçaklızade Vakfı bu şehre Beyza Eğitim Kurumları, Simya Eğitim Kurumları, Ali Şirikçi Öğrenci Yurdu, Aşevi, Gıda Bankası gibi birçok eser kazandırmıştır…”

Durun daha bitmedi…

Yazı devam ediyor:

“…Abdulhamidhan Camii Vakfımız ise Abdulhamidhan Camimizin inşaatını tamamlamaya, eksiklerini gidermeye çalışmaktadır. Ayrıca Abdulhamidhan Kur'an Kursu'na yardım etmektedir. Camimizin eksikleri tamamlandığında Abdulhamidhan Camii Vakfı da sosyal faaliyetlere devam edecektir...” 

Cümleye bakınız…

“Camimizin eksiği tamamlandığında…”

Ne eksiği kalmış ki;

Dış ışıklandırmasını bile Büyükşehir belediyesine yaptırmadınız mı?

Onca işyeri geliriniz varken…

Bu eski imam şehrimin ileri gelenlerine bu yazı ile mesaj gönderiyor…

Diyor ki;

Saçaklızade vakfının onca özel okulu var…

Buradan gelen milyarlarca geliri var…

Ama bir idare binası yok..!

Yaptırıverin mi diyor…

Vahh ki vahh, bu şehir kimlerin eline kalmış…

Abdulhamidhan Camii Vakfına gelince…

Daha Caminin eksiklikleri var…

Bize işyerlerinin gelirleri ile ilgili bir şey sormayın diyor…

Bak eski imam efendi…

Yazında belirtmişin...

“…Vakfedilen 7 adet bahçeyi , Hz.Ebubekir (ra) Efendimiz, bu arazileri devlet hazinesine devretmiştir…” demişin ya!

Bu camii arsasını belediyemiz verdiğine ve bina inşaatını halkımız yaptırdığına göre biz halk olarak bu caminin ve işyerlerinin devletimize devredilmesini istiyoruz…

Siz ve sizin gibi insanların, vakıf kurup ele geçirmesini değil…

Gelin bu cami ve işyerlerini Devletimizin hazinesine devredilmesi için mütevelli heyeti olarak karar alın…

Yoksa zatı-aliniz ve mütevelli heyet olarak ele geçirdiğiniz o Cami’ye namaz kılmak için her geçen gün cemaatlerden azalma olacaktır…

Demedi demeyin…

Size bağlı özel okullarınızın bol bol reklamını cami içerisinde bile korkmadan yaptığınız sürece…

Ve bu halk kendisine ait bu camiye sahip çıkmadığı sürece…

Reklamda yaparsınız…

Emekli olmanıza rağmen Vaaz de verirsiniz…

Son olarak eski imam yazısını şöyle bitiriyor:

“…Bakın uyarıyorum, vakıf insanların etleri zehirlidir. Isıran ölür, benden söylemesi. Canınızı seviyorsanız vakıflara ve vakıf insanlara sataşmayın…”

Bak eski imam efendi…

Sen daha öncede uncular camisi imamını da tehdit etmiştin…

Alışıksın tehdit etmelere…

Sana söyleyecek çok kelimeler varda…

Terbiyem müsaade etmez…

Sen ve mütevelli heyetin bu halkın malını gasp ettiniz…

Bunun hesabını vermeyi düşünün...

Yazında utanmadan “vakıf insanlarının etleri zehirlidir” diyorsun…

“…Isıran ölür…” diyorsun…

“…Canınızı seviyorsanız vakıflara ve vakıf insanlarına sataşmayın…” diyorsun…

Sen var ya!

Bırak üstü kapalı tehdit etmeyi de…

Yüce Mevla’m huzuruna vardığında, ben bu halka ait camii’yi Vakıf kisvesi adı ile ele geçirdim. İşyerlerini kiralara verdim. Özel okullar kurdum. Milyarlarca gelir elde ettim. Ama bu halka hiçbir zaman çıkıpta hesap vermedim. Hesap sormaya kalkanları alaşağı ettim. Ben çizgi film kahramanı Himen-im mi diyeceksin?  

Ben bu şehir halkının bir ferdi olarak…

O cami arsasında hakkım olduğu için…

O hakkımı sana ve mütevelli heyetine haram ediyorum…

HEPİNİZE HARAM ZEHİR OLSUN…