MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında ki konuşmasında,

TRUMP'A: SENİN NE HADDİNE

"Anlaşılan odur ki ABD'nin Türkiye'yle bir sorunu vardır. Trump'ın gözünü nefret bürümüştür. Biz, zalimle gelen düğün bayram, ip inceldiği yerden kopacaksa varsın ki kopsun. Korkak her gün kahraman ise bir gün ölür. ABD başkanı yine şaşırmış, paylaştığı Twitter mesajı düşmanlık ötesidir. "Mahvederiz, 20 millik güvenlik bölge, Kürtler de provoke etmesin" diyor. Geçen hafta açıklamıştım ama demek ki kalın kafaları anlamamış. ABD başkanı PKK/PYD/YPG'yi Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak görüyorsa, bu su katılmamış alçaklık, su götürmemiş küstahlıktır. Senin doların varsa Türk miletinin imanı var. Senin para baronların varsa, sermaye çetelerin hazırsa, bilesin ki Türk milletinin eğilmez başı bükülmez bileği var. Elinden geleni ardına koyma, ne biliyorsan onu yap. Senin tehditlerine tamam diyen senin gibi olsun, Türkiye'yi mahvetmek senin ne haddine... Bu saatten sonra Fırat'ın doğusuna girmek vatan borcumuzdur, milli namusun gereğidir."

"Twitter bekçisi Mecnun'a diyorum ki hodri meydan, Türk milletinin kitabında ne kaçmak ne de korkmak yazmaktadır... Teröristleri Türkiye'ye tercih eden bir ABD başkanı yok hükmündedir. Trump'a diyorum ki; aç kalabiliriz, açıkta yaşayabilir, yoksul düşebiliriz, ekonomik kayıplara maruz kalabiliriz. Eğer size boyun eğersek, aman dilersek bize yazıklar olsun, hayat bize haram zıkkım olsun... "

"Kimseden emir ve izin almayız. Trump'ın tehditlerine boyun eğmek, yok olmak anlamına gelecektir... Bu aşamada hükümete diyorum ki, asla çekinmeyin, asla alttan almayın. Allah şahittir ki yanınzıda MHP, arkanızda millet, himaye eden yüce Allah'tır..."

MHP Lideri Bahçeli, Milli mücadelein en şiddetli günlerinde Mustafa Kemal'in Meclis kürsüsünde yaptığı tarihi konuşmayı hatırlatarak, "İşittim ki bazı arkadaşlar yoksulluğumuzu bahane ederek memleketlerine dönmek istiyorlarmış. Ben kimseyi zorla Milli Meclise davet etmedim. Herkes kararında hürdür, bunlara başkaları da katılabilirler. Ben bu kutsal davaya inanmış bir insan sıfatıyla buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hatta hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal mavzerini eline alır, fişeklerini göğsüne dizer, bir eline de bayrağı alır, bu şekilde Elmadağı’na çıkar, orada tek kurşunum kalana kadar vatanı müdafaa ederim. Kurşunlarım bitince bu aciz vücudumu bayrağıma sarar, düşman kurşunlarıyla yaralanır, temiz kanımı, kutsal bayrağıma içire içire tek başıma can veririm. Ben buna and içtim...” sözlerini hatırlatarak "Bizde bu vatan için bu millet için bu devlet için bekamız için ant içtik" dedi.