Mahir Ünal’ın, Kahramanmaraş 8. Uluslararası Kitap ve Kültür Fuarı’nda Cumhuriyet ve Türk dili için Cemil Meriç’in, ‘’Bu ülke’’ eserinden; “Kültür devrimi olarak Cumhuriyet bizim alfabemizi, dilimizi, bütün düşünmemizi yok etmiştir” ifadelerini kullanması tartışma yarattı.
 

Türkiye 6 gündür bu konuşmayı tartışıyor…
 


 

Ünal için;
 

‘’Cumhuriyet karşıtı’’ diyenlere mi bakarsınız…
 

Yoksa ‘’Dilimizi karalamaya çalışıyor’’ diyenlere mi?
 


 

Ünal’ın, Cumhuriyetimizin 99’ncu Kuruluş yıldönümü arifesinde, Kahramanmaraş 8.Uluslararası Kitap Fuarı’nda, ‘’bir kitap okudum’’ etkinliğinde, Cemil Meriç’in ‘’Bu ülke’’ yapıtından cümleler sarf etmesi, muhalefetin; ‘’gökte ararken yerde bulduk’’ deyimine cuk oturmuştur.
 

Her ne kadar Ünal, sosyal medya üzerinden açıklama yaparak, “Kamus bir milletin hafızasıdır cümlesinden yola çıkarak yaptığım değerlendirme Cumhuriyet’e dönük değil kültür devrimi olarak yapılanlara dair bir tespittir. Buradan bir düşmanlık çıkaramazsınız” dese de…
 

2022-10-28_19-37-22
 

Yaptığı konuşmayı muhalefet kullanır mı?
 

Kullanır…
 

Hem de hazine bulmuş gibi kullanır…
 

Bu konuda muhalefeti suçlayamayız…
 


 

Bana göre de; AK Parti’nin güçlü bir isminin ağzından çıkan cümleler, hele hele Cumhuriyetin 99. yılının kutlanacağı 29 Ekim öncesi özellikle AK Parti'nin hazırlıklarını tamamladığı, vizyon belgesi niteliği taşıyan "Türkiye Yüzyılı"nın detayları kamuoyuna tanıtılacakken önüne geçmiştir.
 

Doğrudur, yanlıştır…
 

Onu tartışmak istemiyorum…
 


 

BEN…
 

‘’Yok, gölge düştü. Yok, Muhalefet ne dedi? Yok, Devlet Bahçeli de sert dille eleştirdi. Hatta Erdoğan’dan bile tepki geldi’’ gibi konulara değinmekten ziyade…
 


 

BEN…
 

AK Parti’nin önemli bir ismi olarak, ağzından dökülen cümleleri çok iyi seçen ve dinleyiciyi konuşmasıyla mest eden Ünal’ın, günlerdir takip ettiğim kadarıyla kendi partisi içerisinde sahip çıkılmayışı bir yana…
 


 

BEN…
 

Şehrimin bir evladının Kitap Fuarı’nda, Cemil Meriç’e ait sarf ettiği cümleler nedeniyle yerden yere vurulmasına, bu şehir de ses çıkarılmamasına hayıflanıyorum…
 


 

Mahir Ünal diyor ki:
 

‘’Anlamak mümkün değil. Benim sözlerim bağlamından koparılıyor. Ben siyasi bir demeç vermek için o açıklamayı yapmış değilim. Bir kitaptan bahsediyoruz, Cemil Meriç'in kitabından. Kültürel bağlamda bir açıklama yaptım. Ben orada kültürel bir kopuş yaşandı demeye çalıştım. Bizim Cumhuriyetin değerleriyle bir derdimiz olabilir mi? Biz ki Cumhuriyetimizi 100. yıla taşıma ve onu güçlendirmek için projeler geliştiriyoruz’’
 


 

Ve BEN…
 

Bir Kahramanmaraşlı olarak, Mahir Ünal’ın bu açıklamadaki samimiyetine inanıyorum…
 


 

Ve ben buradan herkese seslenmek istiyorum:
 

Hani Kahramanmaraş’ta bir köprülü kavşak çalışması ‘’90 günde bitti’’ diyerek, 16 davulla açılışlar yapılan, ulusal medya da haber üstüne haber yaptırılan, AK Parti’nin özellikle Türkoğlu teşkilatındaki alt kademelerde yer alanların, muhalif olarak gördükleri şahsımla ilgili videolar düzenleyip Twitter da paylaşım üstüne paylaşımlar yapanlar…
 

Veya yaptıranlar…
 


 

Hani yalakalık için iltifat üzerine iltifatlar, peşi sıra gidenler, sen çok yaşa diyenler, alkış tufanı yapanlar, gözlerinin içine bakarak kendilerini göstermek adına önündeki şahısları elleriyle yana çekenler…
 

Kahramanmaraş’ın tüm teşkilat üyeleri, kadın kolları, gençlik kolları, Belediye meclis üyeleri…
 

Neredesiniz?
 

Başınızı kuma mı gömdünüz?
 


 

Hani Mahir Ünal şehrimizin medarı iftiharı diyenler? (Her ne kadar eleştirsem de, bana göre hala öyledir)
 

Neden sessizsiniz?
 

Neden şehrinizin bir evladına sahip çıkmıyorsunuz?
 

Neden ‘’Mahir Ünal bizimdir. Biz ise Mahir Ünal’ız’’ diyerek, Kahramanmaraş’ın sesini Ankara’ya duyurmuyorsunuz?
 

Neden bu kitap Fuarı’nda, canlı yayın yapılmasına göz yumdunuz?
 

Kim izin verdi?
 

Mahir Ünal’ın yerel bir TV deki canlı yayınına ihtiyacı mı vardı?
 

Neden, neden, neden?
 


 

Kaldı ki:
 

Cemil Meriç’in, “aynı kaynaktan fışkırdılar” dediği ‘’Bu ülke’’ yapıtı, eserler dizisinin önemli bir halkası. Bir çağın, bir ülkenin vicdanı olmak isteği Meriç’in bütün çabasına her zaman yön vermiştir: “Bu sayfalarda hayatımın bütünü, yani bütün sevgilerim, bütün kinlerim, bütün tecrübelerim var. Bana öyle geliyor ki, hayat denen mülakata bu kitabı yazmak için geldim; etimin eti, kemiğimin kemiği.”
 


 

Ve Meriç’in şu sözleri çok anlamlı:
 

“Kelimeleri tarif etmeden girişilecek her tartışma, kısır kalmaya mahkûmdur. Kimim ben? Hayatını, Türk irfanına adayan, münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi.”
 


 

Söylemek istediğim son olarak şu:
 

Mahir Ünal’ın konuşmadı ki kastı; Cumhuriyet değerleri değil ki, konuşmasının özünü anlamak lazım.
 

Yargısız infaz yapmak değil…