Ücret gelirlerine uygulanan gelir vergisi tarifesine göre yıl içinde elde edilen toplam brüt gelir arttıkça üst dilime geçiliyor ve daha yüksek vergi oranı üzerinden vergilendirme yapılıyor.
Yıl içindeki vergiye tabi toplam brüt gelir 32 bin TL’yi aştığı zaman aşan kısım yüzde 20 üzerinden vergileniyor.
Gelir vergisi tarife dilimlerinde, yaşanan yüksek enflasyon ortamını dikkate alan iyileştirici bir düzenleme yapılmaz ise enflasyon nedeni ile brüt ücrette yapılan artış oranı ile çalışanın eline geçen net ücret artışı oranı arasında fark oluşması kaçınılmaz oluyor.
Vergi Uzmanı Ozan Bingöl konu ile ilgili vergiyedair.com.tr sitesinde kaleme aldığı analizinde şu ifadelere yer verdi: “2000 yılından bu yana gelir vergisi dilimleri her yıl yeniden değerleme oranı kadar kuruşu kuruşuna artırılsa idi ilk dilim 2022 yılı için 32 bin TL değil 81 bin 689 TL olacaktı. Bugün yıllık 80 bin TL ücret geliri elde eden bir kişi yüzde 27’lik gelir vergisi dilimine girerken, normal şartlarda yüzde 15’lik gelir diliminde olacaktı.”
Yüzde dilimlerindeki oranların artırılmamış olması ücretlerin yüksek vergi dilimine girmesinde önemli bir etken ancak asıl önemli etkenlerden biri asgari ücrete kadar olan vergi istisna. Prof. Dr. Murat Batı, 25 Aralık 2021'de yayımlanan ve Gelir Vergisi Kanunu'nun 23'üncü maddesine eklenerek 1 Ocak 2022'de hayatımıza giren asgari ücrete kadar olan gelirin vergi istisnası düzenlemesine dikkat çekti.
Batı, ücret illüzyonu olarak tanımladığı vergi istisnasını şu şekilde açıkladı:
“Gelir Vergisi Kanunu'nun 23'üncü maddesine eklenen asgari ücrete kadar olan kısmın istisnasına ilişkin hükümde asıl dikkat edilmesi gereken şey "Şu kadarki istisnayı aşan ücret gelirinin vergilendirilmesinde verginin hesaplanacağı gelir dilim tutarları ve oranları, istisna kapsamındaki tutarlar da dikkate alınarak belirlenir." fıkrasıdır. Bunun anlamı şudur; asgari ücretin üstünde elde edilen gelirler, önce asgari ücrete kadar olan kısmı istisnaya tabi tutulup bunu aşan kısım vergilendirilmiyor. Tüm ücret önce vergilendiriliyor sonra asgari ücrete isabet eden kısım da vergilendirilip ödenmesi gereken gelir vergisinden mahsup ediliyor.”
Durumu bir örnekle açıklayan Batı, şöyle konuştu:
“Aylık 10 bin lira maaş alıyorsunuz, 5 bin 500 TL kadar olan kısmı vergi dışında normalde siz 4 bin 500 lira üzerinden vergi ödeyeceksiniz ama sizi 10 bin lira üzerinden vergilendiriyorlar sonra 5 bin 500’ü ayrı vergilendiriyorlar o vergiyi ondan düşüyorlar. Bu ilk dilime kadar sıkıntı yok ama 2‘nci dilimden sonra mesela 4’üncü ayda siz yüzde 20’lik dilime giriyorsunuz 10 bini yüzde 20’den vergilendiriyorlar sonra 5 bin 500’ü yüzde 15’den vergilendirip öyle düşüyorlar. Böylece sizi sıkıntıya sokuyorlar. Kısaca önce toplama tariflere tabi tutuyor, yüksek oranda vergilendiriyor sonra asgari ücreti düşük oranda vergilendiriyor ve sonrada istisna etmiş oluyor o vergileri birbirinden düşüyor.”
Bu durumun kayıt dışılığı artırabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Batı, “İşveren işçi ile anlaşıp ücreti elden vermek gibi kayıt dışı yollara sapılabilir” ifadelerini kullanarak vergi dilimlerinin yenilenmesi gerektiğini söyledi.
Ücret gelirine uygulanması gereken gelir vergisi yeniden değerlendirme oranına (YDO) göre belirleniyor. Yİ-ÜFE’de temmuz ayındaki endeks söz konusu üç ayda hiç değişmezse, ekim sonundaki yıllık ortalama artış yüzde 117,33 oranında olacak. YDO yüzde 117,33 olursa ilk vergi dilimi 32 binden 88 bin 746 liraya çıkması gerekiyor. Ancak cumhurbaşkanının YDO ile artan vergi dilimlerini yarı oranında yükseltme ya da düşürme yetkisi bulunuyor.
(Kaynak: BirGün)