“LANET OLSUN !” DEMEK…

Bu söz son yıllarda televizyon dizileri ve filmlerde çok fazla zikrediliyor.

Amacı ne ola ki?

Biz Türk milleti olarak bu kelimeleri kullanmamaya dikkat ederdik.

Çünkü aynı zamanda çok büyük oranda Müslüman olan bir milletiz.

Neden bu kelimeleri kullanmayı bilinçaltımıza; mıhlarcasına yerleştiriyorlar?

Özellikle dikkatimi çekenlerden birisi de; bu kelimelerin Türk Özel Kuvvetlerinin yer aldığı dizi de çok sık kullanılıyor olması.

Asla olmayacak bir şey desek yeridir. Çünkü Türk askeri asla bu kelimeleri kullanmaz.

Bizim gelenek ve göreneklerimize, imanımıza ters bunlar…

1980 yılı başından beri bizi hızla; kültürel, sosyal ve dini anlamda yozlaştırmaya çalışan birileri var.

İster asıl el olsunlar, ister maşa, ister tuzak; sonuç da bu yozlaşma hızla kanımıza ve ruhumuza işliyor. Çünkü artık insanlarımız bu kelimeleri çok sık kullanıyorlar.

Teknoloji karşıtı değiliz. Ama televizyon kanalları 1980 başlarında çoğaldığından beri hızla bozuluyoruz. Çünkü teknolojinin iyi yanlarını değil, olumsuzluklarını başarı ile kendi toplumumuza enjekte ediyoruz/ediyorlar.

Bu teknoloji cep telefonu, tablet ve bilgisayar olarak; evlerimize, okullarımıza, yatak odalarımıza, çocuklarımızın ceplerine ve okul çantalarına girdikçe de bozulmamızın hızı arttı.

Tabii dış güçler sonraki on yıldan itibaren; organize ettikleri ekonomik krizlerle de bu çöküşün diğer ayaklarını ve özellikle de aile kavramını yok etmek üzere; her türlü ayak oyunlarını tamamlamış oldular.

Eskiden çok kullanılan bir söz geliyor aklıma “Ey Türk titre ve kendine dön…”

Kendimize dönmezsek; Milletimiz için felaket olacak. Bunu görmek için Nostradamus olmak gerekmiyor…

Eğer kendimize gelmezsek; muhtemelen Millet olarak ölüm titremesini yaşayacağız…

Boşanmalar arttı, yaşlılara ve kadınlara saygısızlık arttı.

Rüşvet, hırsızlık, cinayetler arttı.

Çünkü; ADALET tüketildi. Adaletin kuruduğu yerde; tüm kötülükler kök salar.