Muğla Fethiye'de kira ücretini karşılayamadığı için atölyesini kapatmak zorunda kalan 62 yaşındaki cam üfleme sanatçısı Coşkun Keskin, mesleğini sokakta yaşatmaya çalışıyor.

Cumhuriyet Mahallesi 504. Sokak'taki masasında sanatını icra eden Keskin, ürettiklerini müşterilerinin beğenisine sunuyor.

Yüksek ısı ile genleştirdiği camlara üfleyerek şekil veren Keskin, el işçiliği ve hayal gücüyle tüp halindeki cam parçalarına yeni formlar veriyor. Birçok hayvan figürünün yanı sıra süs eşyaları, kolyeler ve vazolar yapan Keskin, hem sanatını yaşatıyor hem de geçimini sağlıyor.

Sanatına ilkokul yıllarında başladı

Cam üfleme sanatına ilkokul çağlarında başlayan Keskin, neredeyse yarım asırdır bu işi yaptığını söyledi.

Sanata başladığı yıllarda cam şırınga, farklı boyutlardaki deney tüpleri gibi laboratuvar malzemeleri de yaptığını anlatan Keskin, şöyle konuştu:

"Plastik malzemeler çıkınca laboratuvar işleri yapmaz olduk. Yine de zaman zaman Antalya'dan laboratuvar malzemeleri kırıldığında tamir için bana getiriyorlar. Çalıştıkça kendimi geliştirdim. Bana 'Tavşan, fil yapabilir misin?' gibi sorularla geliyorlar. Bunu dolu camdan kolay yapabilirsiniz ama ben boş camdan yapıyorum. Yaptığım işten, üflemediğim zaman zevk almıyorum."

Tüm zorluklara rağmen sanatını yaşatmaya çalışıyor

Coşkun Keskin, sanatını imkansızlıklar nedeniyle zor şartlar altında sokakta sürdürdüğünü vurguladı.

Yazın sıcakta, kışın ise yağmur nedeniyle güçlükle çalıştığını anlatan Keskin, şunları söyledi:

"Üstüme şemsiye koyarak korunmaya çalışıyorum. Tüm zorluklara rağmen bu sanatı yaşatmaya çalışıyorum. Yaz sıcağında çalışarak bir şeyler üretiyorum. Çalışırken yanımda izleyenler sıcaktan duramıyor. Cam bin 250 derecede eriyor. Bu sıcaklığın içinde insan kalsa erir. Akşama kadar başımdan 5-6 şişe soğuk su döküyorum. Yerleri ve şemsiyenin üstünü ıslatıyorum."

Gençler sıcağı gördüğü zaman kaçıyor

Keskin, hayalinde camdan devasa heykeller yapmak olduğundan bahsederek, yapmak istediği eserlerin, villaların bahçesinde dekoratif olarak çok güzel duracağını belirtti.

Gençlerin telefonlarla, bilgisayarla oynadığını ve tembelleştiğini savunan Keskin, "Bir tane genç gelip bana 'Şu sanatı öğret' demiyor. Bu sıcağı gördükleri zaman kaçıyorlar. Bizim gençlik yıllarımızdaydı sabretmek, çalışmak. İki çocuğumu okuttum. Şimdi de bu işle bir çocuğuma bakıp, geçimimi sağlıyorum" dedi.