İlçe isimlerinin tam olarak nereden geldiğini pek çok Kahramanmaraşlı vatandaş bilmiyor. Bir çok kişi de yaşadığı ilçenin adını anlamını nereden geldiği hakkında bilgi sahibi değil. Bazı ilçeler ismini kurucularından alırken, bazıları ise adını coğrafya ve efsaneler ile olaylardan aldı. İşte Kahramanmaraş'ın ilçelerine verilen isimlerin her biri ayrı bir hikayeyi barındırıyor. Detaylar haberimizde...

ELBİSTAN
Tarihte pek çok ad alan Elbistan’ın Ablasta, Abulustain, Plasta, Plastentia, Ablastha, Ablastayn ve Ablistan gibi adlar aldığı görülmektedir. Bu kelimenin Hititlerin atası olduğu kabul edilen Luvilerin dilinden geldiği, su geçidi, gür su, bol su gibi anlamlara geldiği tahmin edilmektedir. Arap kaynaklarında ise Elbistan, Bilistin, Eblıstan, Elbostan vs şeklinde geçmekte olup bu ad bağ, bahçe ve bostanlık anlamına gelmektedir. Elbistan’ın ilk kurulduğu yer şimdi Karaelbistan denilen yerdir. Burada bir deprem veya başka bir felaket neticesinde yıkılıp harap olması nedeniyle şehir şimdiki yerinde yeniden kurulmuştur.

GÖKSUN
Tarihi Roma İmparatorluğu’na çıkan ve Bizans Dönemine ait kaynaklarda sıkça görülen Göksun’un eski isminin Latin kaynaklarında Cocussos (Kokkussos-Kukusos), Coxon, Coxa, Cos(a)or ve Kosor gibi isimlerle anıldığı anlaşılmaktadır. Bu ismin sonunda olan ussos, sssos ya da assa kelimesinin köy, kasaba ve kent anlamlarına gelmektedir. Ancak gerçek anlamda Cocussos veya Coxon kelimesinin ne manaya geldiği bilinmemektedir.

ANDIRIN
Kahramanmaraş’ın batısında bulunan ve pek çok tarihi mekâna sahip olan Andırın adının aslı Andurana olup, And(a)-ura-(wa) na “Yüce Ana Tanrıça Yurdu” anlamına gelmektedir. Günümüzde Andırın isminin Osmanlılardaki Saray mektebi olan Enderûn’dan geldiği iddia edilse de bu doğru değildir. Güya Andırın mıntıkasından Saray mektebi Enderûn’a talebe alınması ile ilgili bir rivayetten bu ismin oluştuğu gerçeği yansıtmamaktadır.

AFŞİN
Afşin’in adına gelince, eski ismi Arabissos olup daha sonra da Türkler tarafından Yarpuz denmiştir. Buranın eski isimlerinden biri de Efsus’tur. Bu ismin aslı Araw(a)-İssos kelimelerinden birleşmiştir. Arawa kent demektir. İssos’un ise “Yerleşim” buradan: Kent anlamımda olduğu bilinmektedir. Arawa ise “ Sunak” anlamına gelmektedir. Yarpuz kelimesi ise Türkçede bir bitki adıdır. Afşin adına gelince 1060’larda bölgede fetihler yapan Sultan Aparslan’ın komutanlarında Afşin Bey’in hatırasına 1944’te dönemin Maraş Milletvekili Hasan Reşit Tankut ve tarihçi Ord. Prof. Mükrimin Halil Yinanç tarafından verilmiştir.

PAZARCIK
Eski yeri Bağdanasır köyünde bulunan Pazarcık Kazası’nın adına gelince, Kayseri- Elbistan-Akçaderbent-Hades (Göynük- Bozlar) Halep tarihi ticaret yolu üzerinde bulunmasından dolayı burada küçük bir pazar kurulmaktaydı. Büyük Pazar ise Kayseri’nin doğusunda Pınarbaşı’nın batısında Yabanlu ovasında (Pazarören) kurulurdu. Pazarcık adı ilk defa Memlûk tarihçilerinden (ö. 1441) el-Mısırlı el-Makrizî’nin Kitabü’s-Sülük adlı eserinde geçmektedir.

TÜRKOĞLU
Bu ilçenin eski adı İloğlu olup halk ağzında Eloğlu olarak telaffuz edilmekteydi. İloğlu, ilçeyi kuran Tecürlü aşiretinin bir obasının adı olup 1866’da devlet tarafından buraya iskân edilmiştir. İloğlu aşiretinin bir kısmı Çukurova’ya yerleşmiştir. 11 Şubat 1960’da Maraş Kurtuluş Bayramına katılmak üzere Eloğlu istasyonuna gelen dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in, istasyon tabelasındaki isim dikkatini çekmiştir. Bu ismin Türkoğlu’na çevrilmesini ve buranın da kaza olmasını istemiştir. 20 Nisan 1960’da TBMM’nin aldığı kararla Eloğlu adı Türkoğlu ve nahiye de kaza hâline getirilmiştir.

ÇAĞLAYANCERİT
İlçenin ismi bölgede yaşayan Oğuzların bir boyuna mensup olan Cerit aşiretinden gelmektedir. Osmanlı kaynaklarında Maraş bölgesinde yaşayan Cerit Türkmenleri Çağlayancerit ve Kuşçu Ceridi diye ikiye ayrılmaktaydı. Kuşçu Ceridi Pazarcık taraflarında yaşarken, Çağlayan Cerit Türkmenleri ise şimdiki ilçenin bulunduğu bölgede yaşamaktaydı. Çevrede yaşayan Cerit Türkmenlerinin toplanması ile bu yerleşim birimi kurulmuştur. Günümüzde bölgede Cağlayancerit’ten başka Küçükcerit ve Yumaklıcerit gibi köyler de bulunmaktadır. Osmanlı Döneminde Göynük nahiyesine bağlı olan Çağlayancerit bir köy statüsündeydi. 1800’lerdeki arşiv kayıtlarına göre burada Kezban Hatun Camii vardı. 1805’te bu camiye imam tayini yapılmıştır. Caminin tarihi daha eski dönemlere gitmekte olup günümüzde hala ayaktadır. Cağlayancerit 1986’da köy halindeyken dönemin Başbakanı Turgut Özal tarafından kaza hâline getirilmiştir. Türkiye’de kasaba olmadan doğrudan kaza olan nadir yerlerden biridir.

NURHAK
Nurkak ismi kazanın arkasında bulunan ve eski ismi Nur-ı hak olan dağdan gelmektedir. Rivayetlere göre bu dağda geceleyin bulunan bir madenin parlamasından dolayı bu ismi almıştır. Kayseri üzerinden Elbistan’a gelen tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Nurhak’tan Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde Malatya, Hısn-ı Mansur, Samsat, Ayıntap ve Halep taraflarına ticaret yolları geçmekteydi. Nurhak çevresinde Ortaçağ’dan kalma kervancıların kaldığı hanlar bulunmaktadır. Yine bu kervanları korumak için kaleler yapılmıştır.

EKİNÖZÜ
XVI. yüzyıl Maraş Tahrir Defterinde Elbistan kazasının Nergele nahiyesine bağlı bir köy olan Celâ adı XVII. yüzyılda Osmanlı Arşiv belgelerinde de geçmektedir. 1958’de Celâ adı ile nahiye olmuş ve 1983’te Ekinözü olarak değiştirilmiştir. 1991’da ilçe haline getirilmiştir. Kanaatimize göre yeraltından kaynayarak çıkan içme suyundan dolayı bu isim verilmiştir. Bölgenin Roma ve Bizans’tan beri yerleşim yeri olduğu bilinmektedir. Ekinözü ismi ise sulak yer anlamındadır. Buranın sulak ve verimli olması sebebiyle bu isim verilmiştir.

ONİKİŞUBAT
2014 yılında yeni statüyle birlikte Kahramanmaraş'ın batı bölümü Onikişubat İlçesi oldu. Onikişubat İlçesi ismi ise Maraş şehri Milli Mücadeledeki fedakarlığından ötürü TBMM tarafından 7 Şubat 1973 tarihinde "Kahramanlık" payesiyle ödüllendirilmiştir. Kahramanmaraşlı 1925 yılından beri her yıl kurtuluş günü olan 12 Şubat Bayramında stiklal Madalyasını Şanlı Bayrağına törenle takarak,geçmişini yadeder. Bundan yola çıkarak İstiklal Madalyamızı içeren isimle birlikte logo gelmektedir.

DULKADİROĞLU
Yine Onikişubat İlçesi'nde olduğu gibi 6360 sayılı Kanunla Kahramanmaraş Merkez ilçelerinden Birisi olan Dulkadiroğlu. Yavuz Sultan Selim 1514 yılında kazanılan Çaldıran zaferinden sonra Dulkadir Beyliğini ortadan kaldırmak için harekete geçti. Kayseri sancak beyliğine getirilen Şehsuvaroğlu Ali Bey'e Dulkadir toprakları alındığı takdirde kendisine verileceği vaat edildi. 1515 'te Ali Bey ve Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa, Alaüddevle Bey üzerine gönderildi. 13 Haziran 1515'te Göksun yakınlarında Turna Dağında Osmanlılar ile Dulkadirliler arasında yapılan savaşta Alaüddevle Bey yenilerek dört oğlu ile birlikte idam edildi. Böylece Dulkadiroğulları Beyliği fiilen sona erdi. Yaklaşık 180 yıl devam eden Dulkadiroğulları Beyliği, Osmanlıların, Anadolu'da sınırlarına kattıkları son beyliktir. Dulkadiroğulları Beyliği; Kırşehir-Bozok-Kayseri-Pınarbaşı, Elbistan, Harput-Maraş-Kadirli-Antep gibi geniş bir alanda hakimiyet sürmüştü. Sözü edilen bu şehirlerde dulkadiroğullarından kalma birçok camii, kale, medrese, mescit, vs. eserlere rastlanmaktadır.