Bursa’nın İznik ilçesinde 100 yılın keşfi olarak bilinen bazilikada yapılan su altı kazıları 2 bin yıllık tarihe ışık tutuyor. 6 yıl önce suların çekilmesiyle havadan tesadüfen görüntülenen 20 metre açıkta ve 5 metre derinlikteki bazilikada yapılan arkeolojik kazılar titizlikle sürüyor. Kazılarla gün yüzüne çıkarılan Apollon tapınağı, senato sarayı ve Neophytos adına 4. yüzyılda inşa edilen kiliseden oluşan yapı, gökyüzünden ve su altından görüntülendi. Su altında çalışmalarını sürdüren arkeologların bazilikanın içinden çıkardıkları eserler dikkat çekiyor. Yerel yönetimler bölgenin ikinci Göbeklitepe olması için harekete geçti.   

2014 yılında havadan çekilen fotoğraflar sayesinde İznik Gölü içerisinde fark edilip daha sonra yapılan araştırmalar neticesinde 2 bin yıllık bazilika olduğu keşfedilen tarihî yapıdaki su altı kazıları büyük bir titizlikle sürdürülüyor. 15 kişilik su altı arkelog ekibiyle yapılan çalışmaların son görüntülerine İHA ekibi ulaştı. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda bazilikada 3 evreli bir düzen olabileceği üzerinde duran uzmanlar, Hristiyanların birinci konsülünün yapıldığı senatonun burada yapılmış olabileceği üzerinde duruyor. 

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın izni ile İznik Müze Müdürlüğü Başkanlığı tarafından sürdürülen bazilika kazısının danışmanlığını yapan Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, “Şu anda elde ettiğimiz verilere göre Hazreti İsa’dan sonra 2. yüzyıldan başlayarak burada bir yapı kompleksi mevcut. Ama asıl önemli olan bölüm Hazreti İsa’dan sonra 4. yüzyılın sonlarında inşa edilen bazilika yapısı. Onu da 2016’da yapmış olduğumuz kazılarda elde ettiğimiz verilere göre çok rahat bir şekilde söyleyebiliyoruz. 2014 yılında keşfedilen ve şu anda mimarisi ile temel kalıntılarıyla bize ulaşan yapı ilk olarak Hazreti İsa’dan sonra 390 yılında yapılmış ve günümüze kadar ulaşan yapı bu, ancak altında, yani öncesinde diğer evrelerin olduğunu görüyoruz” dedi. 

Türkiye’nin en önemli su altı kazısının İznik gölündeki bazilikada gerçekleştirildiğini vurgulayan Şahin, “Bugüne kadar Türkiye’de yapılan su altı çalışmalarında yapının değişik alanlarında sondaj kazıları yapıldı. Onun dışında mimariye yönelik herhangi bir kazı söz konusu değil. Özellikle ben burada kazılarda yüksek lisans ve doktora öğrencilerimizle çalışmak istiyorum. Bunun sebebi ileride iç sularımızda araştırma yapabilecek uzmanlar yetiştirmek ve iç sularla ilgili bir su altı araştırmaları merkezi kurmaktır. Böylece su altı arkeolojisini Türkiye’nin gölleri ve nehirlerini de kapsayacak şekilde yaygınlaştırmaya katkı sağlamak” diye konuştu. 

"KAMU YAPISI OLARAK KULLANILIYORDU"

Bazilika denildiğinde genellikle Hristiyanlık döneminde kilise yapılarının ana plan sisteminin akla geldiğini belirten Prof. Dr. Mustafa Şahin, "Roma İmparatorluğu döneminde bazilika kamu yapısı olarak kullanılıyor. Mahkeme, sergilerin yapıldığı galeriler gibi değişik fonksiyonlarda karşımıza çıkıyor. Şunu merak edebilirsiniz bir kamu yapısı türü, neden dini yapıya dönüştü? Onun sebebini de şu şekilde açıklamak mümkün: Hristiyanlık resmi din kabul edilince, Hristiyanlığa inananlar öyle bir mimari geliştirelim ki, bir önceki Pagan inancının tapınak mimarisinden farklı olsun. Onların tapınaklarını hatırlatmasın düşüncesiyle böyle bir şey yapıyorlar. Tasarım olarak 3 neftten ya da 3 koridordan oluşuyor. Yön olarak doğu-batı istikametine uzanması gerekiyor” dedi.

"BİRİNCİ KONSÜL BURADA TOPLANMIŞ OLABİLİR"

Bazilikanın içindeki dini yapının kime ait olduğunu tespit etmek için araştırmaların sürdüğünü vurgulayan Şahin, “15 yaşında öldürülen Aziz Neophytos adına 4. yüzyılda inşa edilen kilise, kazı yaptığımız yapı olmalı. İznik Hristiyanlar için çok önemli bir merkez. Bunun en önemli sebebi 1. ve 7’nci konsüllerin burada toplanmış olmasıdır. 1. konsilin nerede toplandığı bilinmiyor. Senato sarayından bahsediliyor ama bilindiği kadarıyla hiç bir imparator burada yaşamamış. Dolayısı ile İznik’te saray yapısının olması ihtimali çok zor. Konuyla ilgili yaptığımız çalışmalarda Vatikan Sistine Şapeli’nde 1. konsül resmedilmiş. Yani konsüllerle ilgili çizimler var. Duvarlarda bu resimlerde toplantı yapılan yer, sur dışında, göl kıyısında olan bir yer. Su altındaki yapının konumu göz önünde bulundurulursa, toplantı burada bir salonda yapılmış olabilir. Bu soruya cevap bulmaya çalışılıyoruz. Biz o konsülün toplandığı yapıyı bulabilirsek, İznik’e din turizmi açısından çok önemli bir fırsat sunmuş olacağız” dedi.

BAZİLİKA 3 EVRELİ BİR DÜZEN 

Şahin, sözlerini şu şekilde sürdürdü “Burada 3 evreli bir düzen olabilir. En altta Apollon tapınağı, onun yanında Neophytos martiriumu (şehitliği), son kısımda Neophytos bazilika kilisesi var. 394 yılında, Doğu Roma İmparatoru Theodosyus’un fermanıyla Hristiyanlık resmî din olurken, Pagan dininin bütün yapılarının kullanımı yasaklanıyor. Göl altında bulmuş olduğumuz kalıntılar da yapının 390’dan sonra yapıldığını gösteriyor. En son evrede de kilise yapısı söz konusu. İznik, Bizans İmparatorluğunun doğuya açılan kapısı. İstanbul’dan gelen askerler İznik limanından çıkarak karaya hareket etmişler. Biz burada kazıya başlayınca bir takım ihbarlar gelmeye başladı. Biz bunları değerlendirerek birkaç noktada benzer şekilde yapı kalıntıları olduğunu gördük. Kazı olmadığı için şu anda tam olarak ne olduğunu bilemiyoruz. Bu tür alanların da zarar görmemesi için Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’na gerekli başvuruyu İznik Müze Müdürlüğüyle birlikte yaparak koruma altına aldırdık.”

GÖBEKLİTEPE OLMA YOLUNDA İLERLİYOR

Geçtiğimiz Perşembe günü İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, Bursa Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Abdülkerim Baştürk, İznik Müze Müdürü Arkeolog Ahmet Türkmenoğlu, Prof. Dr. Murat Taş, İznik Kazı Bilimsel Danışmanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, Bursa İl Kültür ve Turizm Müdürü Kamil Özer ile Bursa Büyükşehir Belediyesinin Akıllı Şehircilik ve İnovasyon Dairesi Başkanlığı, Turizm ve Tanıtma Şube Müdürlüğü, Tarihi ve Kültürel Miras Şube Müdürlüğü, Arge Şube Müdürlüğü ile Bursa Kültür Turizm ve Tanıtma Birliği temsilcileri Bazilika gündemiyle biraraya geldi. Geniş katılımlı toplantıda dünya kamuoyu tarafından ’100 yılın keşfi olarak’ nitelendirilen Bazilika’nın ziyarete nasıl açılabileceği masaya yatırıldı. Kazı çalışmalarının sürdüğü Bazilika ziyarete açılmamış olsa da turizm açısından dünyanın merakla takip ettiği alanlar arasında yer alıyor.

Toplantıda, 100 yılın keşfi olarak nitelendirilen İznik Gölü’ndeki Bazilika’nın Göbeklitepe’de uygulanan modele benzer bir yaklaşımla tarihe ve doğaya zarar vermeyecek bir yüzer iskele ve destekleyici tanıtım mekanlarıyla ziyarete açılabileceği konusunda fikir birliğine varıldı ve farklı kurumların yetki alanı içerisinde kalması nedeniyle proje oluşturma ve ilgili kurumlardan gerekli izinlerin alınması için gerçekleştirilecek sürecin Bursa Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde başlatılmasına karar verildi. Çalışmalar belli bir noktaya getirildiğinde Bursa Büyükşehir Başkanı Alinur Aktaş’a sunulacak ve konu hakkındaki detaylar kamuoyuyla paylaşılacak.

DÜNYANIN GÖZÜ İZNİK'TE OLACAK

Surları,kapıları, müzeleri ve tarihi mekanlarıyla çok önemli bir bölge olan İznik’te bazilikanın ziyarete açılmasının bütün dünyanın ilgisini çekeceğini ifade eden İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, “İznik su altı Bazilikası dünyanın  en önemli 10 arkeolojik buluşundan birisidir. Şu anda kazı çalışmaları devam etmektedir. Bizlerde bu büyük eseri kamuoyuna açmak için Büyükşehir Belediyesi ile birlikte çalışmaktayız. Bakanlığa sunulacak proje kapsamında 2021 yılı Haziran ayında açılacağını düşünüyorum. Hayırlı olsun” dedi.