KISACA…

Ölüm…

O muhteşem söz ''Hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi öbür dünya için çalış''.

Biz bunun sadece birinci bölümüne takılmış kalmış durumdayız. Yarın ile başlayan bölümünü hiç görmüyoruz.

Oysa esas gerçek bu bölümde…

Değişim…

İnsanlar olarak çok değiştik.

Komşularımızı tanımıyoruz.

Öğretmenleri tartaklıyoruz.

Haklı olanı değil; adaletsiz davrananı seviyoruz.

Kanımızı dökerek koruduğumuz bu cennet vatanın topraklarını kısmen para karşılığı satıyoruz; yabancılar toprak ve bina satın alıyor.

Filistinliler gibi olmaktan korkuyorum.

Suriyeliler…

Memleketini işgalden koruyamayıp, rahatını bozmamak için Türkiye ye kaçan ve burada kasap kesilen Suriyeliler başımıza bela olurken, hep beraber uyuyoruz…

Bazılarımız kendi mahallelimizden esirgediğimiz insanlığı Suriyelilere gösteriyoruz.

Vatanını korumadan kaçan ve vatanımızı işledikleri suçlarla çirkinleştiren bu insanlar ülkelerine neden gönderilmiyor?

Neden ekonomimizi hızla çökerten bu insanlar halen vatanımızda?

Anlayan varsa anlatsın…

Üniversiteye sınavsız giren, hastaneye para ödemeyen……

Vatandaşlarımı ve hatta polisimizi döven, soyan, sarkıntılık eden, haddini aşarak adeta kendisine uzatılan yardım elinin sahibini öldüren; bu insanlara bu toleransın sebebi nedir?

Dikkat edilirse her olay sonrası hepsi de doğrudan Sayın Cumhurbaşkanımızın adını ağızlarına alarak; insanları ve kolluk kuvvetleri mensuplarını tehdit etmektedir. Yaşananlar insanın aklına olmayacak şeyler getiriyor. Mesela, ''Sayın Cumhurbaşkanı bu insanlar için polisimizin dövülmesini destekler mi ki?'' diye düşünmeden edemiyorsunuz.

Neden azmış bu insanlar?

Türkiye Cumhuriyeti’nin polisi ve vatandaşı gerçekten sahipsiz mi-dir?

Bizim Polisimiz ve Askerimiz Şerefimiz değil mi?

Suriyelilerin gitme zamanı gelmedi mi?

Bizim vergimizle bu insan benzeri korkunç yaratıklara paramız sarf edilirken; neden vatandaşlarımızın fikri sorulmaz?

Tavşanlar gibi çoğalıyorlar; çünkü bizim ortalama gelire sahip olan insanımızdan çok rahat ekonomik imkanlar sunuluyor; bizlerin vergileriyle…

Kim hazırdan yer de; rahat olmaz ki?

Sayın yetkililere sesleniyorum; Üniversiteler Suriyeliye bu kadar kolay kucak açıyorsa; sınavları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için de kaldırın. Vicdan böyle olmalı…

Vatandaşlarımızdan alınan sağlık katılım paylarını almayın; Biz Suriyeliden daha az hakkı olan beşinci sınıf insanlar mıyız?

Özel iletişim vergisini kaldırın artık; deprem biteli yıllar oldu…

Türkiye de üretilen araçlardan vergiyi ya almayın ya da çok düşük düzeye indirin ki; Otomobil İthalatı dursun…

Yeni fabrikalar kurun ki; asalaklık sona ersin, üreten olalım…

Yerli üretimi ve tüketimi teşvik edin ki; daha güçlü olalım…

İlgili ve yetkili herkesi göreve davet ediyorum…