CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir haftalık aranın ardından partisinin grup toplantısında konuştu.

Kılıçdaroğlu konuşmasında gündeme bomba gibi düşecek bir iddiayı öne sürdü.

"Bir gerçeğe adalet camiasının dikkatini çekmek isterim, özellikle İstanbul’daki adalet camiasının dikkatini çekmek isterim." diyen Kılıçdaroğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Genç bir avukata yetki veriliyor. Bütün rantiyeciler, vurguncular, rüşvetçiler, yolsuzluk yapanlar, 17-25 Aralık olayları… Kendileriyle ilgili çıkan bütün olumsuz haberleri sosyal medyadan çıkarmak istiyorlar mahkeme kararlarıyla… Bu konuda genç bir avukata yetki verildi, bütün asliye hukuk hakimleri uyarıldı. “Bunun açtığı davaları kabul edeceksiniz” denildiğini biliyorum. Gerekirse, iş büyürse o avukatın ismini açıklarım. “İktidarı kaybetmeden yolsuzluk dosyalarını nasıl yok ederiz” diye düşünüyorlar. Feriştahı gelse yok edemezsiniz. Biz kul hakkının hesabını sormazsak niye iktidar oluyoruz. Kul hakkını, garip gurebanın hakkını hukuku savunmayacaksak, sormayacaksak biz niye iktidar olacağız."

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle: 

"İnanın çocuklar motorlarımızı maviliklere süreceğiz. Gittiğim her yerde rahatlıkla ifade ediyorum önümüzdeki seçimin geleceklerini belirleyecek olan gençler, bizden daha fazla demokrasiyi, özgürlüğü daha çok istiyorlar. Çünkü onlar özgürlük nedir yeter kadar kavrayamadılar baskıdan özgürlüğün tadına varamadılar. Ve onlar motorlarını maviliklere sürmek istiyorlar. Bizim de görevimiz onlar motorlarını maviliklerine sürsün diye her türlü desteği vermek, bunu yapacağız.

Adalet kadar önemli bir kavram yoktur dünyada. Bir kişinin haksız yere uzun süre hapiste tutulması en büyük adaletsizliktir. Kaldı ki adaleti dağıtmak için kurumlar oluşturmuşuz, mahkemelerimiz var yetmemiş uluslararası hukuku Anayasamıza koymuşuz. Ama maalesef AYM kararlarının uygulanmadığını hepimiz biliyoruz. Adaletin olmadığını biliyoruz. Osman Kavala AYM kararına rağmen 1541 gündür hapiste. Ama onun hapiste olması sadece onun kişisel bir sorunu değildir, bu Türkiye'nin en temel adalet sorunudur

Maalesef AYM kararlarının uygulanmadığı hepimiz biliyoruz. Uluslararası mahkemelerin verdiği kararların uygulanmadığını biliyoruz. Osman Kavala, 1541 gündür hapiste. 

Bir gerçeğe adalet camiasının dikkatini çekmek isterim. Özellikle İstanbul'dakilere. Genç bir avukata yetki veriliyor. Bütün yolsuzluk yapanlar, kendileriyle ilgili olumsuz haberleri medyadan çıkarmak istiyorlar. Genç bir avukata yetki verildi. Hakimlere talimat verildiğini biliyorum. İş büyürse avukatın da adını açıklayacağım.

Yolsuzluk dosyalarını yok etmek, unutturmak istiyorlar. Feriştahınız gelse yok edemezsiniz. Bizim iktidarımızda cepleri doldurmak yok, bizim iktidarımızda vatandaşı cebini doldurmak var.

Kara kış geldi. Belediye başkanlarımız ellerinden gelen katkıyı gösteriyorlar. 

187 bin 320 aileye nakdi yapıldı. 767 bin 740 aileye ısınma yardımı. 

İstanbul'da belediye başkanı metro yapmak istiyor, bir kişi imza atmıyor. Devletin geleneği içinde zorluk çıkarmak yoktur.

Milletvekili arkadaşlarımız da çalışıyor. Büyük bir uyum ve kararlılık içinde büyük bir azimle çalışıyorlar. Kara kışa bakmadan halkın nabzını tutma, onları bir şekliyle parlamento kürsüsünde dile getirmek için çaba harcıyorlar. Bu nedenle bütün milletvekili arkadaşlarımıza yürekten teşekkür ederim. Milletvekillerimiz Düzce'ye gittiler, herkesle bir şekliyle ilişki kurdular. Sadece onların sorunlarına ürettiğimiz çözümleri onlara anlatmak için. Bir taksici şöyle diyor; 'Deprem ne ki, depremden daha kötü bir durumla karşı karşıyayız. Burası işlet bir durak, ona rağmen kazandığımı benzine veriyorum. Trafik cezası falan gelirse cepten yiyoruz. Eskiden ayda iki kilo evime et alabiliyorum, şimdi yarım kilo götürebiliyorum' diyor. Benim bilmediğim ama arkadaşların raporlarından öğrendiğim Düzce hava kirliliği açısında Türkiye'de bir numara. Dünyadaki en kirli havaya sahip 15 merkezden biriymiş.

Bir AK Partili milletvekilinin yaptığı toplantıda, yine AK Partili bir çiftçinin çıkıp 'açım aç' demesi... Normalde AK Partili milletvekilinin 'nedir kardeşim derdin' demesi lazım gerçekle yüzleşmesi lazım. Ama tek yaptıkları o çiftçiyi salondan atmak. 

Ama biz bunu yapmayacağız, bütün eleştirilere açık olacağız. 84 milyon vatandaşımızdan biri şikayet ediyorsa, onu dinleyeceğiz.

Türkiye genelinde bir şikayet var. Taşımalı eğitimin aktörleri de, bu işi yapan şoförler. Bunlar her yıl ihale yapıyor. Fakat temmuz başındaki rakamlarla, bugünkü rakamlar arasında fark oluştu. Taşıma işini yapan arkadaşlarımızın, bu sorunlarına eğilmek hepimizin görevidir. En azından iktidarı uyaralım, en azından uykularından uyanırlarsa.

Devlet kinle yönetilmez, devlet elinde sopa olan değil hepimizi kucaklayandır. 

Aileden biri mutfağa girince hüzne kapılmamalı, çocuklar aç kaldı diye düşünmemeli. Dolabı dolu olmalı. 

Deneme yanılma yöntemiyle devleti yönetmeye kalkıyorlar. Merkez Bankası'nda faizi düşürdüler. Güzel. Vatandaş sanıyor ki Merkez Bankası'nda faiz düşünce bankalarda da düşecek... 

Toplam kamu borcunun yüzde 16'sı sabit faizde. yüzde 66'sı dövize endeksli. Yüzde 19 da enflasyona endeksli. Türkiye'nin geldiği nokta açısından böyle bir tablo hiç yaşamamıştık. 

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’ni bize verin, bütün çiftçilere elektriği bedava vereceğim dedim. Birilerini çok rahatsız etti. Dünyadan haberleri yok. En azından kendi belediye şu an Şanlıurfa… Akçakale’de güneş enerji üretim merkezi, çalışıyor şu anda. Tek dertleri Kılıçdaroğlu bir şey söyledi ben de aksini söyleyeyim. Ama ben akılcı önerilerde bulunuyorum. Bunlar araştırılmış, danışılmış rakamlar. Buradan Şanlıurfalılara söyleyeyim; Büyükşehir Belediyesi’ni bize verdiğinizde güneş tarlaları olacak orada. Allah’ın verdiği güneşten elektrik elde edip çiftçimize bedava vereceğiz.

Değerli arkadaşlarım, Erdoğan Türkiye'yi öyle sisli puslu bir hale getirdi ki, bu karanlıktan onu konuşarak çıkamayız. Erdoğan'ı konuşarak buradan çıkamayız. Zaten onun dili küfürbaz bir dil. Artık onu konuşmanın hiçbir anlamı kalmadı. Tüm problemlerin kaynağı kendisi. Onu konuşarak yol alamayız. Mesele Erdoğan değil mesele Türkiye. 

Türkiye'nin hayalleri öldü. Türkiye'nin geleceği hiç iyi değil. Hepimiz korkuyoruz, ciddi bir endişe içindeyiz. 

Biz CHP'liler olarak ülkenin ölen hayallerini seyretmeyeceğiz. Erdoğan'a hakkımızın helal olmadığını söylemekten daha fazlasını yapmak zorundayız. Onun en büyük suçu bu ülkenin hoşgörüsünü yok etmek oldu. Artık kendisini bir kenara itip, hoşgörüsüzlüğü gidermek için adımlar atmalıyız. Bunun için helalleşme dedim, bunun için birlik olmaya beraber olmaya ihtiyacımız var dedim. Helalleşme yolculuğunu başlattım ve sürdürüyorum. 

Gittiğim her yerde zorunda olmadıkça ne Erdoğan'ı ne de partisini konuşacağız.