Son günlerde şehrimizde bireysel olarak, kentsel dönüşüm adı altında, binaların yıkılarak, yerine yeni imar planına göre, yoğunluk artışını da gözeterek, yapılaşmaları izliyoruz.

 

Bana göre bu yapılanlar, “kentsel dönüşüm” değil, bireysel “Rantsal dönüşüm”dür.

 

Adı kentsel dönüşüm olan, eski binaların dönüşümü tane tane değil, bir bütün olarak bölgesel, şehrin çehresinin değişmesi anlamında ele alınmalıdır.

 

Biz ne yapıyoruz?

 

Kentsel dönüşüm ile Devletin desteğini de arkamıza alarak, bina yenilemesi yapıyoruz.  

 

Altyapı aynı, trafik aynı, hatta daha da yoğunlaşıyor bile!

 

Hâlbuki bu dönüşümler ada bazında, belli bir bölge bazında çözülse, işte o zaman şehrin çehresi değişecek, yeşil alanlar veya araç trafiğinin daha rahat bir şekilde akışı sağlanacaktır.

 

Mesela?

 

Hepimizin yakından bildiği BELLİ OTELİ…

 

Yapımına 1966 yılında başlandığı söyleniyor.

 

Şehrimizin eski yapılarından biri.

 

Bir binada B.A.(Betonarme) ömrünü 50 yıl olarak kabul edecek olursak, bir nevi miadını doldurmuş bir yapı.

 

Resim 1:

Resim 2:

 

 

Bu yapıda, aylardır sözüm ona, tadilat yapılıyor.

 

Ne yapıldığını bilen var, ne de anlatan…

 

Birinci resim otelin eski hali.

 

Bu resimde görüldüğü üzere, otelinin dış taraflarında balkonlar sıra sıra gözükmekte.

 

ikinci resimde ise iddialara göre, dış kısmı file ile kamuflaj yapılarak, balkonların duvarları yıkılıp, odalara dahil edildiği belirtiliyor?

 

Bir başka İddia ise, en üst kat’a (Çatı), yığma bir kat daha yapılacağı söyleniyor?

 

Bodrum ve zemin de ise en ufak bir çalışma yok.

 

Demek ki, bu yapıda güçlendirme yapılmayacak?

 

Eeee mahkeme de pardon, belediye de dayın olsun…

 

-50 yıllık betonarme bir yapı.

 

-Balkon duvarlarını yık.

 

-Odaya dâhil et.

 

-Üst çatı kısma, bir kat yığma ilave edecek ol.

 

-Taşıyıcı sistem aynı olsun, binaya fazladan yük ver, güçlendirme yapma.

 

-İşin kötüsü, otel’e ait otoparkın olmasın…

 

-Allah’ım sen alkıma mukayyet ol.

 

-Sahi, nasıl ve ne şekilde tadilat ruhsatı alınmış, çok merak ediyorum.

 

-Uçan kuşlar, Ruhsat’ında olmadığını söylüyor ya neyse?

 

-Çok enteresan, kaldırım boydan boya üst taraftan bir şey düşmemesi için çelik muhafaza ile kapatılarak aylardır yayalara işkence çektiriliyor.

 

-Şehrimizin meşhur Yaşar Pastanesi, buna sesini hiç çıkarmıyor?

 

-Sesini çıkarmamasının sebebi güçlendirme yapılmaması olabilir mi?

 

-Allah göstermesin, olası bir depremde Belli Oteli ile Yaşar Pastanesin de bulunan insanları düşünebiliyor musunuz?

 

-Umarım bu konuda, yetkili kişilerden, kamuoyuna tatmin edici cevaplar alabiliriz...

 

Resim 3:

 

 

Üçüncü resim, İmar planında görüleceğe üzere, şehrimizin Kıbrıs Meydanı köşesinde bulunan ada üzerinde; Belli oteli, Belman Sitesi ve Gedemenli İş merkezi vs. bulunmaktadır.

 

Gelin hep birlikte bir empati yapalım.

 

Şimdi desem ki;

 

Bu ada üzerinde bulunan binalar, komple kentsel dönüşüm ile yıkılsa?

 

Yerine çekme mesafeleri verilerek, 2 tane ikiz kule, alt kısmı katlı otopark, zemin kısmı insanların alışveriş yapabileceği modern işyerleri, üst katlar ise, ister daire, ister iş merkezi, ister ise Hilton ayarında otel yapılsa?

 

Yani bir nevi şehrimizin ana meydanında güzel ve gerçek bir KENTSEL DÖNÜŞÜM olmaz mıydı?

 

Kıbrıs Meydanı bir başka güzel ÇEHREYE bürünmez miydi?

 

Araç trafiğine FAYDASI olmaz mıydı?

 

Olurdu olmasına da, bunları yapabilmen için masanın etrafında oturman gerekir mi diyorsunuz?

 

Masanın etrafında oturmadığımıza göre, köşemizden sizler adına soralım:

 

-Bu şehirde birilerinin menfaatimi önemli, yoksa bu şehrin geleceği mi?

 

Ağ babalarının gönlü olsun diye bu şehrin geleceğini düşünmeyenler, yeni imar planını alel acele Büyükşehir Belediye Başkanı Fatih Mehmet Erkoç’a bırakmayıp yerel seçim öncesi açıklayanlardır.

 

Ve o imar planına imza atanlar, bu şehrin geleceğini karartmışlardır.

 

Umarım Başkan Erkoç; Belli’yide görüyordur, imza atanları da biliyordur?