ŞİMDİ durup dururken bu başlığı niye attım?

Öyle ihbarlar geliyor ki, inanın yazma mecburiyeti hissettim…

*

Bu şehirde birisi Ahırdağ’ında hazine arazisi çalar…

Kimse sesini çıkaramaz…

*

Yasal kılıfa uydurmak için milyonlarca dolar parası olduğu halde yalan beyanda bulunur…

Yakalanır ve sanık sandalyesine çıkacağı günü bekler…

Bu konudan dolayı yine kimse sesini çıkaramaz…

*

Yanı başındaki komşusunun malına çöreklenmek için ‘’Cebri icra satışına cin fikirli ya arkadaş, İhaleye fesat karıştırmak adına özel bankayla işbirliğine girer…’’

Bunda da yakalanır…

Ve hapis cezası alır…

Bunu duyan ahali yine sus pus, sesini çıkarıp ta konuşamaz…

*

Para sen nelere kadirsin…

*

Çocukken duyduğum bir hikâyeyi anlatmak istiyorum…

Hikaye bu, belki bizim kuşaklar duymuştur…

Geçmişte gayrimeşru iş yapan zenginin birine! Birisi, ‘’pızıvınglik yapıyorsun’’ demiş…

Zengin adam, ‘’yaz uleeennn kâğıda o dediğin kelimeyi’’ demiş…

El mahkum yazmış… Zengin adam yazılan kâğıdın üstüne parayı koymuş; ‘’Oku bakalım uleenn’’ demiş…

Bir masadaki paraya bir zengin adama bakarak; ‘’Okunacak yazı yok’’ deyince…

Para babası bu sefer;

Peki, ‘’ne görüyorsun uleeenn?’’

Özür dilerim ağam, sadece Para, para, para görüyorum… Cevabını almış…

*

Bu şehirde parası olup da hak yiyene, çalana, talan edene, suç işleyene, ne derseniz deyin…

Üstüne para koyduktan sonra suçu kapatılıyorsa, konuşmaktan herkes çekiniyorsa, o şehir batmaya mahkûmdur…

*

Yazımın başlığına dönecek olursam…

Kaski de hırsız var mı?

*

Hani rahmetli Mahzuni Şerif söylüyor ya…

‘’Yoksulun malından çalan çalana,

Bunu duyan yürek nasıl dayana,

Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana,

Bilmem söylesem mi söylemesem mi?’’   

*

Geçmiş zamanda; Hz. İmam Rahmetüllahı Aleyh’in keskin zekâsına misaller çoktur.

Onun zamanında adamın birisinin tavus kuşu çalınır. Adam bunu anlatmak ve nasıl bulacağını sormak üzere İmam-ı Azam Hazretlerine gelir. İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri, adama bu meseleyi kimseye söylememesini tembihler, o da hiç kimseye söylemeden bekler. Cuma günü olup herkes cuma namazı kılmak için mescide gelip…

İmam-ı Azam va’z ederken:

– Ey tavus kuşunu çalan adam! Daha çaldığın kuşun tüyleri başındayken camiye gelmeye utanmıyor musun? diye seslenince…

Cemaat içinden birisi hemen elini başına atar. Böylece hırsızın kim olduğu anlaşılır…

*

Biz görevimizi yapalım, yazalım, anlatalım, varsa tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını çalan hırsızları yakalamak, Hayrettin Güngör’ün görevi…

*

İHBAR (1)

Gelen ihbarı aynen yayınlıyorum:

İddia odur ki:

‘’Kaski de sözleşmeli memur olarak çalışan mühendis M. A., kontrol mühendisliği yapmakta ihale işlemlerin yani kuyu sondaj açımı yapılan işlerin kontrol mühendisidir. Bu arkadaşın açtırdığı hiç bir kuyu yok reelde ama dosyası ve faturası var. Ama su kuyuları yok. Ayrıca kurumda bulunan müfettiş komisyon kurdurduğu halde bu şahıs adına, fakat nedense halen bir sonuç yok. Ayrıca kontrol mühendisliği yapmaya devam etmekte. En son yapılan yapım ihalesinde ise sahte evrakla kendi özel arabasını kurumdan ihaleyi alan firmaya kiralık olarak vermiştir. Bunun da üzeri örtülmüştür. Bu işin içerisinde kankisi olan ve o müdürlüğün amiri olan K. G. de vardır. Bu işleri kapatan ise … Daire Başkanı C. M. ve yandaşlarıdır. Kurum müfettişi sürekli bir şeyler yapıyor ama rapor çıkmıyor. Hayrettin Güngör’e hiç rapor gitmiyor.

… Dairesi Başkanı C. M. akrabası olan amcasının oğlu Y. M. kuruma ait olan resmi araçla bağ bahçe işlerine gitmektedir. Kafasına göre işe gelip kafasına göre gelmemektedir ve hiç bir iş adına vasfı yoktur.’’

*

İHBAR (2)

Bir başka ihbardaki iddia ise;

‘’Sayın Mustafa Karaaslan Bey'in dikkatine…

Kahramanmaraş Kaski de Müdür olan M. A. G. isimli memur, üst amirlerinin haberi olmadan çalıştığı taşeron firma sahiplerine (firma temsilcisi H.A.'ya) aldırdığı İphone s 13 pro marka telefonu (değeri 21.500 TL) bahsi geçen 21.500 TL değerindeki telefon ne karşılığında alınıp hediye edilmiştir?

Ayrıca geçen 2019 yılında şahsına tahsis edilen makam aracını alkollü bir şekilde çarpıyor. Ağır hasarlı bir şekilde yapılan kaza sumen altı ediliyor. Herhangi bir işlemde yapılmıyor. Şahsına tahsis edilen araç firma ismi B.E’lilere ait araçtır.’’

*

İHBAR (3)

Yine bir başka ihbarda ki iddia ise:

‘’Sayın Hayrettin Güngör’e uyarı… Abdülhamit Cami üstünde olan malikânenin yanında bulunan Mercimek tepe su deposu… Şimdi ki adıyla Elektrik Mekanik Şube Müdürlüğü… Allah Rızası için bir gün olsun hiç merak edip te gezdin mi? Veya o kadar iç denetleyici var, müfettişlerin var, onlara talimat verip orada neler dönüyor? Hangi genel Müdürün kayınbiraderi var? Söz de depo bekçilerinin usta başı yaptığı, o bekçilerin gece 12 de geldiği, sabah 7, 30 da kart basıp gittiği, hem gece mesaisi 22 saat hem de Pazar mesaisi alıyor. Alan kişi M. K. Yine orada çalışan Y. S. Bu arkadaşlar Genel Müdür Yardımcısı M.U.'nun evinin balını karşılıyor. Niçin? Dereli su deposuna arılar konuluyor. Adama bir petek bal için ne mesailer veriliyor? Bir sorun bakayım M.U’lara… İçeride çalışan masa, büro elemanlarının Cumartesi ve Pazar günleri gelip, kartlarını vurup, içeride araçlarını yıkayıp gidiyorlar mı? Aybaşında 22 saat mesaisini ve Pazar mesaisini alıp cebe indiriyorlar mı? Kontrol ettir Hayrettin Bey… ’’

*

Bugünlük bu kadar yeter…

Kaski dosyası açılmıştır…

Kim neler yapmış, gelen ihbarları gün be gün tarafımdan yazılarak, Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’e ulaşacağı aşikârdır…  

Soruşturma mı açtırır…

Yoksa bizzat kendisi mi ifade alır…

Bilemem…

Ben üzerime düşeni yaptım…

Yapmaya da devam edeceğim…

Gelen ihbarları duyurmak benim görevim…

*

Ha bu arada Sevgili Hayrettin Güngör’e çağrımdır:

Kipaş Holding’in Büyükşehir Belediyesi Kaski Müdürlüğüne milyon TL tutarındaki atık su borcu davası vardı?

Ne oldu?

O dava bitti mi?

KASKİ Genel Müdürlüğü kayıp mı etti yoksa kazandı mı?

Kazandıysa ne kadar para alındı?

Kamuoyuna bu konularla alakalı bir açıklama yaparsanız seviniriz…

Aksi takdirde tüm bu iddialar, sizin üzerinizde kalmasın... Üzülürüm...