Kanal Maraş'ın geçtiğimiz aylarda gündeme taşıdığı Elbistan Belediyesi'ndeki skandallar dizisi gündemdeki yerini korumaya devam ediyor.

Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz, Kanal Maraş'ın haberlerine açıklık getirmeye çalışmak adına bir kaç basın mensubu ile toplantı yapıp sonrada tekrarını izlemek için puro keyfi yapsada bu sefer baltayı taşa vurdu.

Bu doğrultuda; Yeni Çağ yazarı Murat Ağırel Elbistan Belediyesi'ndeki olayları kendi köşe yazısında dile getirdi:

İşte Murat Ağırel'in yazısı:

Bir ülkedeki kalkınmışlık, gelişmişlik, refah düzeyi ve demokrasi şuurunun en önemli göstergesi yerel yönetimlerin verdiği hizmetlerin kalitesidir. Yerel yönetimlere ilişkin hukukun her yönüyle sağlıklı işlemesi, bu kalite ve etkinliğin daha ileri düzeye çıkmasına yardımcı olur.

Elbistan Belediyesi'ni anlatacağım.

Nüfusu yaklaşık 143 bin... Toplamda, temsil ve ağırlama giderleri dahil mal ve hizmet alımlarında 80 milyon liralık harcama yapılmış.

Süreç, belediye meclisinde 2 AKP, 1 MHP ve 2 İYİ Partili üyenin bulunduğu denetim komisyonu raporunun hazırlanmasıyla başladı.

Yani şimdi "iktidarın çoğunlukta olduğu bu yapıda hazırlanan denetim raporundan ne çıkacak" diye sorabilirsiniz. Herhangi bir sonuç çıkmayacağını da düşünebilirsiniz. Ancak işte o zaman yanılırsınız. Çünkü hazırlanan denetim raporu gerçekten şaşırtıcı.

Rapordan derlediklerimi aktarmak istiyorum;

İlk göze çarpan mal ve hizmet alımı giderleri oldu. Bu kadar küçük bir belediyenin 2019 yılında temsil ve tanıtım gideri 70 milyon 759 bin TL. 2020 yılında 79 milyon 980 bin TL olmuş. Bakın belediyenin personel gideri 29 milyon 400 bin TL.

Devam edelim...

Denetim raporunun 4. maddesinde "Yapılan doğrudan temin, pazarlık ve açık ihale usullerinde belli firmalara yoğunlaşıldığı görülmüştür" deniliyor. Teklif veren firmalardan biri örnek verilmiş. Örneğin SENA İnovasyon adlı bir firma var. Adresine bakılmış ancak firma ile iletişim kurulamamış. Gıda alımı yapılmış ancak nereye yapıldığı tespit edilememiş.

7. maddede de doğrudan alımlarda alınan yan tekliflerin gerçeği yansıtmadığı belirtilmiş. 12. maddede ise yapılan araç kiralamalarında aynı araç için farklı ödemeler yapıldığı tespit edilmiş.

Açık ihale yapılması gereken pazarlık usulü ihale yöntemi yapıldığı ve bu ihalelerde rekabet şartlarının korunmadığı tespit edilmiş.

Bu ve buna benzer 30 madde ve tespit var. Gerçekten tebrik etmek gerekiyor meclis üyelerini. Hatta bununla yetinilmemiş ve yapılan tespitler Savcılığa suç duyurusu olarak yansımış.

Gelin size bu tespitlerin belgelerini ve ayrıntılarını madde madde anlatayım...

İhale Kayıt no: 2020/175772

Araç kiralama ihalesi.

İhale açık ihale ancak iptal edilmiş. İptal edilme nedeni Covid-19 ile mücadele.

İptal edilen ihale bu sefer pazarlık usulü ile tekrar düzenlenmiş. (İhale Kayıt no 2020/233655) Yaklaşık maliyet 4.4 milyon TL. İhaleyi 3.5 milyon TL. ile Akkaya adlı bir firma almış. İhaleye 3 firma katılmış. Katılanlar; Akkaya, Bahattin S., El-Beton adlı firmalar. Öğrendiğime göre bu üç firmanın sahipleri farklı gözükse de akrabalık bağları var ve aynı kişiye ait.

İhale kayıt no: 2020/162330

Bu da açık ihale ancak yine Covid-19 nedeni ile iptal edilmiş ve pazarlık usulü ile yeniden düzenlenmiş. (Yeni ihale numarası 2020/214776) 1.7 milyon TL. bedel ile iş bitmiş. İhaleye 3 teklif verilmesi gerekirken 2 teklif verilmiş.

Açık ihale düzenlenmesi gereken işler ise parçalara bölünmek sureti ile eşik değer altında kalınmış ve istenilen firmalara doğrudan verilmiş. Mesela 2020/557272 ve 2020/374353 sayılı ihale konuları aynı proje olmasına rağmen parçalara bölünmüş ve aynı kişiye verilmiş.

Yine başka bir durum...

İhale kayıt no: 2020/302661

Ceyhan Nehri Rekreasyon Projesi.

Bu proje 2018 yılında AKP Grup Başkan vekili Mahir Ünal tarafından ÇEKÜL Vakfı'na yaptırıldığı halde yeni bir proje gibi ihaleye çıkılmış. Açık yapılması gereken ihale yine pazarlık usulü yapılmış. Bedeli ise 300 bin TL.

Bittiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.

Mesela Kanal Maraş sitesi yazarı Mustafa Karaaslan'ın belirttiğine göre Başkanlık makam aracı fazla kilometre kat ettiği için aylık KDV dahil kiralama bedeli olan 6 bin 490 TL'ye ek 3 bin 76 TL. daha, fazladan para ödemesi yapılıyormuş. Kira sözleşmesi 24 ay. Bu para ile araç alınmaz mı?

Aynı şekilde mobil hayvan toplama, izleme, nakil ve rehabilitasyon aracı aylık 7 bin TL'ye kiralanmış. Bu araç için de aylık 2000 TL. ek ödeme yapılmış. Bu ücretler ile pikap alınması kamu yararına değil mi?

Denetim komisyonu da aynı görüşü belirtip, raporda, "kiralama yerine aynı bedellerle araç satın almanın daha ekonomik olacağı kanaatine varılmıştı" ifadelerine yer verilmiş.

Bitmedi.

Bayram şekeri işi var daha...

1 ton 250 kilogram bayram şekeri alınıyor. Belediye başkanının ifadesine göre 750 gram paketler halinde 1250 aileye dağıtılmış. Bayram şekerinin kilogramı 29,8 TL'ye alınmış. KDV dahil 40 bin TL. ödeme yapılmış. İşin ilginç tarafı şeker alınan firma adresinde yok. Oysa bu kişi Medar Yapı ile de aynı kişi ve bu kişiden belediye doğrudan alım yapmış da yapmış.

Başka bir durum ise Elbistan Şeker Fabrikasına belediye iştiraki firmadan verilen kireç taşı. 2020 yılında Belediye Meclis üyeleri tarafından Belediye Başkanı'na bu durum sorulmuş ve "karşılığımda demir ve beton alıyoruz" cevabı verilmiş. Ancak denetim komisyonu yaptığı araştırmalarda bu hususta herhangi bir bilgi ve kayda rastlamamış. Belediye Başkanı denetim komisyonuna vermiş olduğu cevapta "21 ton kireç taşının Elbistan Mutlucan Şeker Fabrikası'na verildiğini ve karşılığında tuz alındığını" belirtmiş. Ancak denetim komisyonu bu işlemlere ait belgeselleri istemesine rağmen komisyona teslim edilmemiş.

Mutlucan Şeker Fabrikası'nın basına yansıyan kayıtlarına göre ise 2019 ve 2020 yıllarında kireç taşlarının verildiği gözükmüş. Suç duyurusunda belirtildiği üzere kireç taşlarının halen Vatansever Tarım adlı firma üzerinden verilmeye devam edildiği yönünde ve zimmet suçu olduğu beyan edilmiş.

Yerim olmadığı için yazamıyorum ama daha neler var neler. İş öyle bir noktaya ulaşmış ki bu durum AKP ve MHP temsilcilerinde bile bir rahatsızlık yaratmış. Ancak halen bir soruşturma başlamış değil.

Dosya savcılıkta bekletiliyor.

Benim ağırıma giden, ülkede milyonlarca insan maddi imkânsızlıklarla boğuşuyorken, belediyelerimiz "bayram şekeri dağıtacağım" diyerek birkaç kişiyi zengin edip kamunun kasasını boşaltıyor.