Ölen Kursiyer Pilot Mehmet Önal’ın arkadaşı Av. Burak Yılmaz, Gaziantep Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. İbrahim Halil Güzelbey’in Sabah ve Hürriyet gazetesinde çıkan açıklamalarına karşılık şunları söyledi: "Ölen arkadaşının bir ailesinin var olduğu unutulmamalı, kaza ile ilgili rapor ortaya çıkmadan sanki bir intihar vakası gibi algı oluşturulduğunu, bu bir kazaysa, pilotaj hatası, intihar, uçak hatası ne olursa olsun. Soruşturma ve kamuoyuna intihar etmiş izlenimi yaratılarak yanlış yönlendirilmesinin yanlış olduğunu" söyledi.  

Burak Yılmaz sözlerine şöyle devam etti: "Gaziantep havaalanından kalkıp düşen eğitim uçağının ölen pilot arkadaşımız Mehmet Önal eski müvekkilim, aynı zamanda çok yakın dostuyum. Çarşamba günü sabah 08:00 sıralarında bir kaza oldu. Hem ulusal basına hem de annesine babasına ulaşmak suretiyle bize haber verildi. Saat 10:00 civarında aldık haberi. Uçağın durumu ve pilotun durumuyla alakalı sürekli bir iletişim halindeydik. Daha sonra da düştüğü pilotun vefat ettiği haberi üzerine buradan Mehmet Önal'ın kardeşi Remzi Önal ve ben Adıyaman'a doğru hareket ettik. Yolda aldığımız haber üzerine Adıyaman Araştırma Hastanesi morguna Mehmet Önal'ın getirildiğini öğrendik. O tarafa doğru hareket ettik. Bu sırada olayla alakalı nedir, ne değildir? Sağdan soldan haber almaya çalıştık. Adıyaman morga gittiğimizde arkadaşı olduğum için ve avukat olduğum için teşhisini bana yaptırdılar. Aynı zamanda sonradan da kardeşi de teşhisini yaptı. Arkadaşımızın cenazesine ulaştık. Cenazesine ulaştıktan sonra cenaze tabi çok kötü durumdaydı. Anne, baba ve ailede geldi. Cenazesini bana teslim ettiler. Üzerinden çıkan eşyalar ve şahsi eşyaları vs. hala bende mevcut. Bu sırada biz Adıyaman'da yani Kahramanmaraş'tan Adıyaman'a 1,5 ve 2 saatlik mesafede ve kazanın olduktan sonra tüm ulusal basında bir video servis edildi. Bu video servisinde, videoda ölen pilot arkadaşımızın "Adıyaman'a ve sana selam olsun, hoşçakal" diyerekten etrafıda flulaştırılmış şekilde yoğun olarak servis edildi. Aslında bu video daha eski bir video. Ve video çekilirken yanında pilot Anıl İpek arkadaşımız var. Eki bir video. Ve videonun başında Uzman Çavuş Eray Kızılbay'a 'Selam olsun...' diyerek WhatsApp'tan gönderdiği video. Bu video sanki kazadan 5-10 dk ve 1 saat önce çekilmiş ve birine gönderilmiş gibi tüm ulusal basında yayınlandı. Bu video paylaşırken son görüntüleri paylaşıldı ve işin enteresan kısmı şu: Uçak enkazı ile ölen pilotun cenazesinin arasında 27 kilometre fark var. 27 kilometre önce pilot artık ne yaşadı ne yaşamadı. Bu bir intiharsa bile araştırılacak. Besni Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturması neticesinde ortaya çıkacaktır. Kaldı ki, biz cenazeyle beraber Kahramanmaraş'a intikal etmedik. Kardeşi Remzi Önal ile birlikte olay yerine geçtik. Kaza kırım ekibini bekledik. Kaza kırım ekibini beklerken yine bu Anıl İpek pilotla görüştük. Fakülte’nin dekanıyla görüştük. İki olasılık üzerine duruldu. Bunun biri intihar olduğu, birinin ise Cumhuriyet Başsavcısının dosyasının içinde görgü tanıkları yani cenazeyi ilk görenlerin vermiş olduğu ifadeler ve uçaktan iki adet beyaz dumanın çıktığı ve bu nedenle bir paket atıldığı bizde ne paket atıldı diye gidip baktığımızda bunun bir insan olduğunu belirten köylülerin ifadeleri var.

RAPOR ÇIKMADAN İNTİHAR İZLENİMİ VERİLMEYE ÇALIŞILIYOR

Bu bir kazaysa, pilotaj hatası, intihar, uçak hatası ne olursa olsun. Soruşturma ve kamuoyu intihar etmiş izlenimi yaratılarak yanlış yönlendirilmesin istiyoruz. Bu soruşturmanın sonucuna kazada ölen pilot arkadaşımızın ailesi de Gaziantep Üniversitesi de ve Gaziantep Üniversitesi Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Dekanı da saygı duymak zorundadır. Bizim kaza kırım ekibini geldiğinde orada tanıklarımızda var. Üniversiteden teknikerin kaza kırım ekibini yönlendirme maksadıyla veya onlara bilgi verme maksadıyla kaza alanına olay mahalline girdiğini tespit ettik. Ben orada arkadaşı ve bir avukat olarak itiraz ettim. Ya o tekniker de çıkacak, çünkü bizi kaza kırım ekibi almadı. Kaza kırım ekibi Altan Yaşar Tekin Pilot ve Kaza inceleme uzmanı... ''Ya o da çıkacak ya da bizde oraya gireceğiz'' dedik ve bizim itirazı üzerine Gaziantep Sivil Havacılık veya Enstitüsü teknikeri dışarıya çıkartıldı. Burada kaza kırım ekibini ilk incelemeleri savcı hanımda oraya geldi. İlk incelemesinden sonra bize beyanları şudur. Dediler ki, "Biz kanun gereği kazanın oluş şekli bir uçak hatası, bir motor hatası, kanat hatası ne olursa olsun bunun çıkarılma nedeni için ön raporumuz en iyi ihtimal, yasal süresi 1 ay, maksimum 1 yıl içinde raporu hiç bir suçu atfetmeksizin, kusur oranı belirtmeksizin raporunuzu vereceğiz" dediler. Biz soruşturmanın seleyahat açısından Altay Yaşartekin'in beyanına istinaden hiçbir şekilde itiraz etmedik. Bu sırada savcı hanım bana "Avukat bey, sadece düşen uçağın enkazının başka bir yerde olmasın muhafazası için Gaziantep Üniversitesine kamyon aracıyla götürmenize itirazınız var mı?, sadece muhafaza, hiçbir şekilde işlem yapılmayacak" denildiğinde ona muvafakatname verdik. Ölen pilotunun çantasını Gaziantep Üniversitesi'nden kaza yerine getirildiğini öğrendik. Tüm bunlar ışığında aracının anahtarını vs. teslim aldık.

SORUŞTURMANIN OBJEKTİFLİĞİNE GÖLGE DÜŞÜRÜLÜYOR
Bugün Sabah ve Hürriyet Gazetesi'nde Gaziantep Üniversitesi'nin dekanı bir takım açıklamalar yaptığını ölen Mehmet Önal'ın ailesinden öğrendim. Bu açıklamaları okuduğumda pilotunun intihar etmesi çok yüksek olması, kazayla pilotun cesedinin bulunma arasında mesafenin bu kadar uzak olması gibi açıklamalar var. Tüm bu açıklamalar. %100 doğru olsa dahi bizim soruşturmanın objektifliği, ölen pilotun ne şekilde öldüğüyle alakalı hiçbir şekilde kamuoyunu yönlendirme çabamızın olmaması gerektiğini bu kamuoyunun vicdanını rahatsız edeceği ve ölen kursiyet pilotumuzun da ailesinin bu durumdan çok rahatsız olacağı yönünde zat halinize durum izahı, durumun vehameti, durumun soruşturma aşamasının ve soruşturma sonucunun belli olacağı yönünde bilgi vermeye geldik.

Hürriyet'teki röportajın ve haberin içeriğinde, ''Jandarma, kardeşi ve eski eşiyle görüştü" diyor. Soruşturma aşamasında kardeşinin ve eski eşinin resmi tutanaklarla belirlenmiş hiçbir ifadesi yok. Örneğin ben sizi telefonla arayabilirim "Nasılsın, iyimisin, ne yapıyorsun, olayla ilgili bilgin var mı?" gibi... Bu bir şifai görüşmedir. Bu sanki kardeşi ve eşi de olayın içinde algısı yapılması gerçekten vicdanımızı şuan rahatsız etmiştir. Son olarak şunu kamuoyuna ve Gaziantep Üniversitesi'ne soruyoruz. ''Bu uçağa, bu uçuştan önce... 3 veya 5 gün önce kartal çarptı mı ?, motoru durdu ve zorunlu iniş yaptı mı ?" Bu çok enterasan böyle bilgi var. Annesine söylemiş, ''Anne, uçağa kartal çarptı, geri döndük." Gibi. Röportajın satır aralarına dikkat edin. Şöyle bir yer var. "Son bakımı da geçen hafta Samsun'dan gelen bir ekip tarafından yapılmıştı." Bu bakım rutin bir bakım mı? yoksa kartal çarpttıktan sonra mı?, motorla alakalı bir sorun var mı yok mu? diye yapılan bir bakım mıdır ?. Bunlarında eğer biz objektif  ve bu olayın tüm yönleriyle açıklanmasını, aydınlatılmasını istiyorsak. Ne pilot ölen kardeşimizi suçlayacağız, Ne Gaziantep Üniversitesi'ni suçlayacağız. Ne uçağı suçlayacağız. Biz soruşturmanın selayeti açısından soruşturmanın sonuna kadar kamuoyunu yanıltıcı video, gerekirse resim ve beyanat paylaşılmaması ve savcılarımızın, jandarmamızın, polisimizin bu işi aydınlatana kadar sabırla beklenilmesini istiyoruz. Bu da bizim en doğal hakkımız. Biz kardeşimizin dün defnettik, rektör de oradaydı. Hiç bir taşkınlığa mahal vermedik. Hiç kimse, kimseyi suçlamıyor. Burada eğer ölen kardeşimiz intihar etmiş dahi olsa, bu ailesinin yaşaması gereken bir acı, bir taziye süreci var. Bu pilottan veya pilotajda ya da uçaktan ya da rektörden, dekanlıktan bir hataysa suçlular kanun önünde cezasını çeker ya da adalet gerektiği yerde tecelli eder. Şimdiden bunun intiharmış gibi algılanması eski eşine ve 6 yaşında bir yavrusu var. Ki, bu haberler yarın bir gün babam nasıl vefat ettiği araştıracak olan çocuğun psikolojisini ve eğitim hayatını gibi her şeyini etkileyecektir. Biz çok hassas davranıyoruz, gerekli hassasiyeti de sayın rektörden, dekan beyden istiyoruz. Bu da bizim vatandaşlık hakkımız.

Özel Haber: Kanal Maraş