Dedesi Mehmet ve babası Yaşar Kanbur'dan emaneti devralan 70 yaşındaki Mehmet Sait Kanbur, uzun yıllar önce 25 metrekarelik bir dükkanda dondurma serüveninin ilk adımlarını attı.

Çalışkanlığıyla tanınan, "dondurmanın bayrağını" yükseklere çıkarmak için çaba gösteren Kanbur, hijyeni, iş titizliği ve disipliniyle de dikkati çekiyor.

Sabahın erken saatlerinde işe başlayıp gece saatlerinde durmaksızın çalışan Mehmet Kanbur, gün içerisinde hem fabrikaları hemde Kahramanmaraş'ın Türkoğlu İlçesi'ne bağlı Kılılı Mahallesi'nde bulunan çiftliği ziyaret ediyor. Kimi zaman baklava hamuru açarak kimi zaman da dondurmanın kıvamına bakarak daha iyi üretim için yönlendirmede bulunan Kanbur, çalışanlarını destekliyor.

Dondurmayı doğal hammaddelerden üretmek için çiftlik kurarak keçi ve salep yetiştiren Kanbur, dünya markası haline getiriyor.

Farklı ülkelerden dondurmayla ilgili çok sayıda ödüller de alan Kanbur, "kaymaklı" olarak devraldığı dondurmayı şimdi 100'ün üzerinde çeşitle 4 kıtada 27 ülkeye ulaştırarak başarı hikayesinin gururunu yaşıyor.

"GERİYİ GÖREMİYORSANIZ, İLERİYİ GÖRMEK İMKANSIZ"
Mehmet Sait Kanbur, Kanal Maraş mikrofonlarına yaptığı açıklamada, "Bunu ifade etmek zor, anca yaşanır bunlar. Yazsan yazılmaz, çizsen çizilmez yaşamadıktan sonra. İyi bir tatlı yedim desen nasıl anlatırsın yemeden tadamazsınız. İyi bir dondurma yedim diyor onu nasıl yedin tatmadan olmaz. Hayatı da tadacaksın, hayat hiçbir zaman ne yazılır ne okunur. Hayat yaşanır bu yaşam modeli. Birini model alacaksınız, birine de model olacaksınız. Eğer birine model olamıyorsan boşa yaşıyorsunuz. Fotokopi o zaman, al yapıştır. Bu hayat öyle değil. Mutlaka buraya bir eser de sen koyacaksın, bu kaleye bir taş koymak zorundasın. Ecdat bu kaleyi yapmışsa bir taş da siz koyacaksınız bu kaleye. Ama hayatı herkes fotokopi gibi yaşıyor öyle değil hayat öyle başarılmaz. Ecdat model olmuş bu ülkeye, hayatı hep şöyle söylerim; Eğer geriyi göremiyorsanız ileriye gitmen mümkün değil. Geriyi göreceksin ecdat ne yapıyor, babam ne yaptı, annem ne yaptı ben ne yapabilirim." dedi

Ağabeyinin işini çok severek yaptığını ve beraber bazı şeylere karşı çıktıklarını işaret eden MADO Yönetim Kurulu Üyesi Erdal Kanbur, "Bu adamın mutluluğu bu. Şimdi hergün inanırmısınız akşam 3-5 tane deneyle gelir. Şu tatlı nasıl?, şu pasta nasıl?, şu dondurma nasıl? gibi. Biz de diyoruz ki arkadaş yeter yahu, adam ondan zevk alıyor. Ben böyle bir adam başka görmedim." şeklinde konuştu

Erdal Kanbur konuşmasına şöyle devam etti:
"Şimdi şu salep olayı şimdi köylü toplaya toplaya bişey koymadı, şimdi hangi Kahramanmaraşlı bunun kayıp olduğunu, bu Kahramanmaraş'ın bir markası salebi olmazsa olmazı diye kim yapar kimse yapmaz. Yani o enerjiyi de sarf etmez. Bu bir enerji işi, para kazanacak olsa adam çok çeşitli para kazanılacak yol var, ama bundan zevk alıyor. Bu bir Kahramanmaraş'ın markası olsun salep de Kahramanmaraş'tan gitsin diye uğraşıyor amacı bu. Keçinin varlığı yine öyleydi. Buradaki yaptığımız keçi çiftliğini yapılmasının yegane temeli Kahramanmaraş'ın keçiciliğe önem vermesini sağlamaktır. Herkes evinde 20-30 tane keçi beslesin, sütünü versin bir ailesine gelir getirsin. Bu da yine öyle bunu yaptığı zaman evinin önünde 2 bahçesi olsa bunu diktiği zaman kilosu 400-500 lira. Bakın ailesine bir gelir sağlayacak. O yüzden de gerçekten yani şimdi tabi dediğim gibi çok para kazanılacak yer var ama bu bir Kahramanmaraş'a hizmettir. Yani yarın birgün Maraş Dondurması yapıyorsun salebin elinde yok, Maraş Dondurması bu sefer ne olacak bitecek aşağı inecek. Ayakta tutmak için ne yapılması lazım buna sarılmamız lazım bizim Kahramanmaraş olarak. Mehmet Ağabey de bunun öncülüğünü yaptı kötü de olmuyor. Kızsakta bir bakıyoruz mutlu oluyoruz. Bizim zamanımızda hep sade dondurma yerdik biliyorsunuz. Fakat dünyada meyveli dondurma ağırlıklı bunu pazarlamamız lazım ne yapıyorduk, bu sefer çilekli dondurma yaptık. Niçin Kahramanmaraş'ta bakın Göksun tarafında çilek yetiştirilir. Kahramanmaraş'ta bakın sera yapılmaya başlandı çilek yetiştiriliyor. Çileğin kilosu belirli zamanlarda 10 lirayı buluyor bu nedir bu bir katkıdır. Yani ondan dondurma yapıyoruzdur. Elmalı dondurma yapıyorsun elmayı kullanıyorsun, yani bunlar tabi her yönüyle insanlara bir gelir sağlayacak bir kapı..."