Milliyet'ten Çiğdem Yılmaz'ın haberine göre, Babası tarafından istismar edildiği iddia edilen çocuğun, “Babama gideceğime buradan atlarım” diyerek ağladığı görüntüler, sosyal medyayı salladı. İddialarla ilgili çocuğun doktor olan annesi A.Z., Milliyet’e konuştu. Yıllardır 10 yaşındaki oğlunun öz babası tarafından istismara uğrağını öne süren A.Z. şu iddialarda bulundu: “Oğlum 2 yaşındayken babasının ona karşı olan hareketlerinden rahatsız oldum. Daha önce kız çocuklarına tavrı da beni rahatsız etmişti. Bu davranışlardan dolayı kendisinden ayrıldım. 9 yıldır ayrıyız. Ayrıldığımızda mahkeme oğlumun velayetini bana verdi. Mahkeme oğlumun 7 yaşına kadar babanın yanına yatılı gitmeyeceğini yönünde karar verdi. Ancak bu adam, Ankara Yargıtay’da kararı bozdurdu. Karar bozulunca da oğlum 2 yaşından beri babanın yanına yatılı gitmeye başladı. Ancak babadan döndüğünde çok hırçın oluyordu, küçük olduğu için bir şey de anlatamıyordu. Sürekli huysuzluk hali vardı. Bu 6 yaşına kadar devam etti.

Uygunsuz davranışlar

“Oğlum 6 yaşına geldiğinde babasının yaptıklarını anlattı. Hemen oğlumu psikiyatriste götürdüm. Doktor oğlumun çok berbat şeyler anlattığını söyledi. Doktor beni Çocuk İzleme Merkezi’ne yönlendirdi. O yıllarda Kahramanmaraş’ta Çocuk İzleme Merkezi olmadığı için savcılığa şikayette bulundum. Oğlumun da, Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesini istedim ancak kabul edilmedi. İstismarı ispatlamak için oğlumu İstanbul Tıp Fakültesi’ne getirdim ve orada 15 gün boyunca oğlumu incelediler. ‘Babanın çocuğa uygunsuz davranışları vardır’ diye istimara uğradığına dair rapor verildi. Oğlumun babanın yanına tek gitmemesi için dava açmamı söylediler. Dava açtım ancak savcılık raporu kendim aldığım için kabul etmedi. Üzerine ‘Seni sevk etmeden kendin gitmişsin, dosya kapatıldı’ denildi ve kendim raporu aldığım için 35 bin TL tazminat cezası verildi ve şu an maaşımdan kesiliyor.”

“Ben de oğlumu o adama vermek istemedim. Görüş günleri geldiğinde oğlumu kaçırdım. Bu süreçte oğlumun babanın yanına tek gitmemesi için bir dava daha açtım. Bu dava devam ederken baba da velayet davası açtı. Davalar sürerken oğlum ilkokul birinci sınıfa başladı ve rehber öğretmeni de oğlumun çok kötü şeyler anlattığını söyledi. O da oğlumun anlatımlardan yola çıkarak bir rapor düzenledi. Oğlum dört yıldır gördüğü istismar nedeniyle tedavi görüyor. Kötü olansa, bu süre içinde oğlum zorla o adamın yanına götürüldü ve her gittiğinde adam daha baterini yapmış çocuğa.”

6 tane istismar raporu var

“Çocuğumu ölümle tehdit ediyormuş, ‘Birine anlatırsan seni öldürürüm’ diyormuş. Bunun üzerine bir de Kahramanmaraş Çocuk İzleme Merkezi’ne oğlumu götürdüm. Orası da, istismar edildiğine dair rapor verdi. Elimde oğlumun istismara uğradığına dair altı rapor var. Tüm bunları dosyanın içine koymama rağmen, tüm evraklara rağmen çocuğun velayeti hakim olan babaya verildi. Verilme gerekçesi de, çocuğu babaya vermemem ve velayeti kötüye kullanmam. Kafayı yemek üzereyim. Adli yönden bir şey yapamıyorum, adam hakim arkası güçlü.”

‘İkisine de verilmemeli’

A.Z., süreci AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Habibe Öçal ve İstanbul Milletvekili Tülay Kaynarca’yla da paylaştığını söyledi.

Milliyet’e konuşan milletvekili Öçal, şunları söyledi: “A.Z.’nin yaşadığı duruma 2,5 yıldır vakıfız. A.Z.’nin hep yanındaydık, saatlerce kendisini dinlediğimiz oldu. Bizim için öncelik çocuğun üstün çıkarı. Tek önceliğimiz bu. Bir anne ve kadın olarak şunu söyleyebilirim; iki tarafı da sağlıklı bulmuyorum, izlenimim bu yönde. Burada kişisel intikamlarını çocuk üzerinden kullanmaları söz konusu. İddialar da çok ciddi ve kabul edilebilir değil. Anne elinde rapor olduğunu söylüyor ve bu raporlar yargıya da taşınmış. Raporların düzeyini ve içeriğini bilmiyorum. Ben adli tıpçı değilim. Ancak iki tarafın da sağlıklı olmadığı kanaatindeyim. Sosyolojik ve psikolojik açıdan yaklaşıyorum ve çocuğun iki tarafa da verilmesini doğru bulmuyorum. Çocuğun da çok acil rehabilite edilmesi gerekiyor. Hele ki, böyle bir iddia ve şüphe varsa babaya verilmesi hiç doğru değil. Olay iftira bile olsa, bu aşamada babanın çocuğa sağlıklı yanaşabileceği kanaatinde değilim.”

(Kaynak: Milliyet)