Mehmet ve İsa kardeşler küçük yaşlarda öz annelerinin şiddet ve işkencesine maruz kaldı. Kardeşlerin yaşadıklarından haberdar olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, harekete geçip çocukları koruma altına alarak yurda yerleştirildi. Vücutlarında sigara söndürülen 2 kardeş, bir süre yuvada kaldıktan sonra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın hayata geçirdiği koruyucu aile projesi kapsamında 2014 yılında Hüseyin ve Ayşegül Dertli çiftine verildi. O dönem Cuma Ali ve (15) Elif (11) adında 2 çocukları olan Dertli çifti, Mehmet ve İsa'ya evlerinin kapısını açarak, onlara sevgi ve şefkatlerini gösterip anne ve babalık yaptı. Bu süreçte Hüseyin-Ayşegül Dertli çiftinin İbrahim (6) ve Mislina (4) adında 2 çocuğu daha oldu.

AİLE SEVİGİSİ BAŞARIYI GETİRDİ
Kahramanmaraş'ta koruyucu aile yanında olan 215 çocuğun arasında yer alan Mehmet ve İsa yaşadıkları travmayı sevgi ve şefkatin olduğu sıcak bir yuva sayesinde atlattı. Okulla da tanışan iki kardeş, koruyucu ailenin çocuklarıyla da iyi anlaştı ve Hüseyin ile Ayşegül Dertli'yi anne ve baba, çocuklarını da kardeş olarak gördü. Sıcak aile ortamı Mehmet ve İsa'nın hem derslerine hem de sportif faaliyetlerine başarı olarak yansıdı. İki kardeş hem okullarında hem de okullar arası turnuvalarda katıldıkları güreş ve atletizmde madalyalar kazandı.

`SEN NE ZAMAN DÖVECEKSİN?´
Aradan geçen 7 yılda koruyucu ailenin ötesinde Mehmet ve İsa'nın kendi öz çocukları gibi olduğunu belirten Ayşegül Dertli, kardeşlerin eve ilk geldiğinde psikolojik olarak çöküntü halinde olduğunu söyledi. Mehmet ve İsa'nın ilk zamanlarda dövülme korkusuyla yaşadığını ve yaşadıkları travmayı 3 yılda zor atlattığını kaydeden Ayşegül Dertli, şöyle konuştu:

"2 çocuğum vardı, bunlar geldikten sonra 2 çocuğum daha oldu. Yani 6 tane çocuğum var ve hiçbirini seçemem, 6'sı da birbirinden farksız. Geldiklerinde kavgalıydılar, büyük küçüğü dövüyordu. 'Neden böyle yapıyorsun?' dediğimde 'Gücü yeten gücü yeteni döver' derlerdi. Yatarken geceleri üzerlerini örtmeye gittiğimizde korkarak kalkarlardı 'Beni dövmeye mi geldin?' diye. Yere bir tabak düşse, hemen dayak yiyecekmiş gibi elini kaldırıp savunmaya geçerlerdi. 'Niye böyle yapıyorsunuz?' diye sorduğumda 'Biz hep böyle gördük. Annemiz bizi hep döverdi. Sen ne zaman vuracaksın?' derlerdi. Biz de 'Kırıldı diye dövmeyiz' diyerek onlara sevgiyle yaklaştık. Çok şükür onları aştılar ve iyiler. 7 seneden beri birlikteyiz, çok mutluyuz."

`KORKUDAN YATAKTAN FIRLIYORLARDI´
Aynı zamanda Kahramanmaraş Koruyucu Aile Derneği Başkanı olan Hayati Dertli ise Mehmet ve İsa'nın şiddete maruz kaldığını, vücutlarında sigara yanığı dahi olduğunu söyledi. Özellikle İsa'nın vücudunda geçmişten kalan şiddetin izlerinin bulunduğunu dile getiren Dertli, 'Çocuklarım' dediği Mehmet ve İsa ile tanışmalarını ve aradan geçen 7 yılı şöyle anlattı:

"Bu kardeşler 3 aileden dönen çocuklardı. Kurumdaki arkadaşlar bize durumlarını anlattı ve 'Siz, son şanslarısınız. Bu taşın altına elinizi koyun' dediler. Hanımla yapabiliriz' diyerek iki kardeşi aldık ve 7 yılı geride bıraktık. Ve çocuklarımız bayağı bir değişti, ilk günden bugüne çok fark var çocuklarımız arasında. Çok zor çocuklardı. Hep şiddet görmüşler. Anne-baba, büyük-küçük, hiçbir saygıyı bilmiyorlardı. Hepsini biz öğrettik, sıfırdan yetiştirdik. Hatta ilk geldiklerinde yataktan fırlıyorlardı. Korkularından yataktan resmen fırlıyorlardı. Hep şiddet uygulanmış ve çok korkmuşlar. Şimdi şükürler olsun benim çocuklarım çok iyi durumdalar, toparlandılar. Çok değişik bir duygu ve şu anda mutlu, mesut devam ediyoruz. Bunlar geldiğinde 2 çocuğum vardı, daha sonra 2 çocuğum daha oldu ve şu anda 6 çocuğum var. Aile ortamı olduğu için çocuklar çok iyi anlaşıyor. Hepsine de aynı sevgi ve şefkatle yaklaşıyoruz. Çocuklar da kendi aralarında ağabey-kardeş oldular. İlk günden bugüne kadar hep bize 'Baba-anne' diye hitap ederler. Bizleri ilk günden kabullendiler ve çocuklara özgüven geldi."

`KENDİMİ SAVUNMAYA ÇALIŞTIM AMA YİNE DE ŞİDDET GÖRDÜM´
Dertli ailesinin yanında kalan Mehmet ve İsa ise çok mutlu. Geçmişte yaşadıklarını hatırlamama adına öz annelerinin kendilerine yaşattıklarının detayına girmeyen kardeşlerden Mehmet, çok zorluklar çektiğini belirterek, "Ailemle yaşarken çok zorluk çektim. Kötü davranıyorlardı. Babamı hiç görmedim, annemi gördüm. Annem de zaten çok evde olmazdı, yanımıza bakıcı koyar giderdi. Okula bile göndermezlerdi, ben kendi imkânlarımla gitmeye çalışırdım. Bakıcı çok kabaydı, zorla, döverek işler yaptırıyordu. Ben fazla şiddet görmedim, çok ağır laflar ederdi ama kardeşim çok şiddet gördü. Ben şiddete maruz kalmamak için kendimi savunmaya çalıştım ama yine de şiddet gördüm. 'Sizi bu aileye vereceğiz' dediler. 'Tamam' deyip bu aileye geldik. Onlarla çok iyi anlaştık ve anne-babalık yaptılar bize" diye konuştu.

`ÖZ ANNEMLE KORUYUCU ANNEM ARASINDA ÇOK FARK VAR´
Koruyucu ailenin kendisini ve kardeşini okula gönderdiğini, derslerinde başarılı olmaları için de gereken her türlü desteği verdiğini ifade eden Mehmet, "Bu aile çok güzel ve onlarla çok güzel günlerimiz geçti. Annemi, babamı çok seviyorum, bize kapılarını açtılar. Ağabeyime de teşekkür ederim bize odasını açtı.  Öz annemle koruyucu annem arasında çok fark var. O şiddet uygulayıp zorla iş yaptırıp annelik yapmıyordu. Burada ise günlerimiz güzel geçiyor ve mutluyuz. Bize iyi davranıyorlar. Anne ve babamız devamlı yanımızda, onlar bizim güvencemiz" dedi.

`BİR KERE BİLE OĞLUM DEMEZDİ´
Küçük İsa da ağabeyi gibi koruyucu ailenin yanında çok mutlu olduğunu söyledi. Onların desteği sayesinde en son yapılan koşuda il 3'üncüsü olduğunu belirten İsa, geçmişte ve koruyucu ailenin yanında yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Kendi ailemizdeyken bizi döverlerdi. Bize iş yaptırırlardı, yapmazsak vururlardı, küfrederlerdi. Bizi hiçbir yere götürmezlerdi, evden dışarı çıkarmazlardı, yanımızda bile durmazlardı. Annemin yanındayken 'Anne' deyince her gün dövdüğü aklıma geliyordu. Bu aileye gelince bize iyi davrandılar, 2 kardeş vardı ve sağ olsunlar anne ve babasını, evlerini bizimle paylaştılar. Bize çok iyi davrandılar, hiç görmediğimiz yerlere götürdüler. Bizi okula gönderdiler, orada başarılı olmamızı sağladılar, derslerimize yardım ettiler. Daha sonra bizi spora yönlendirip güreşe, koşuya gönderdiler. Onların destekleriyle dereceler yaptık ve koşuda il 3'üncüsü oldum. Burada anne deyince bizi kollayan, bizi seven, iyi davranan aile aklıma geliyor. Eski annemiz bizi döverdi, bize hiç iyi bakmazdı, yanımızda olmazdı, bir kere bile 'Oğlum' demezdi. Yanımıza bir bakıcı bırakır, o da yapması gereken işleri bize yaptırırdı."

`KORUYUCU AİLE KEŞKE GERÇEK ANNE-BABAMIZ OLSA´
Koruyucu ailenin çocuklarıyla da ağabey-kardeş gibi olduklarını ifade eden İsa, "Benden küçükler bana 'Ağabey', ben de onlara 'Kardeşim' diyorum. Ben büyük olana 'Ağabey' diyorum o da bana 'Kardeşim' diyor. Aramız çok iyi. Annemle babam da hepimize eşit davranır, hiç ayrımcılık yapmazlar. Yanlarında olduğumuz koruyucu aile keşke gerçek anne-babamız olsa. Bize o kadar iyi davranıyorlar ki. Eski annemiz bizi azarlardı, bunlar bizi seviyorlar, iyi davranıyorlar, gece uyurken üzerimiz açık olsa üşümeyelim diye üzerimizi örtüyorlar" diye konuştu.

Evin en büyüğü Cuma Ali Dertli ise, Mehmet ve İsa'nın diğer kardeşlerinden hiçbir farkı olmadığını, onlarla çok iyi anlaştıklarını söyledi.