Bir memleketi ve insanı diğerlerinden üstün kılan şey onun olacakları veya yapılması gerekeni önceden görmesi ve ona göre plan program yapmasıdır. Gelişmiş ülke ile geri kalmış ülkeleri de bu anlayış belirler. Yapılması gerekenleri ve olacakları öngörmek ve ona göre adım atmak. Ülkemizde ve insanımızda bu öngörüyü maalesef göremiyoruz. İlla birilerine bir şey olacak ondan sonra adım atılacak. Bu durum çok yerde çok kere yaşandı. Bir iş yapılıyor ama sonrası düşünülmüyor. Tek yapılsın da nasıl olursa olsun deniliyor. Şehrimizde de çevre yollarına, çok gecikse de, alt geçitler yapılmaya devam ediyor. Gecikmesi haricinde bunların olması yapılması çok güzel ama eksikleri var. Hem de maliyeti küçük ama etkisi büyük bir eksik. Ama bizimkiler tek hizmet yapılsın da nasıl yapılırsa yapılsın diyor. O cümle nasıl yapılırsa yapılsın değil, hizmet yapılsın da kim yaparsa yapsın, hizmet hizmettir olmalıdır. Ayrıca bütün güzel hizmetler alkışlanmalıdır. Daha önce yapılan; yamuk, yokuşlu ve tünelsiz olan Göksun yolunu eleştirmiştim ve itirazların ardı arkası kesilmemişti. Her şeye itiraz olmaz hizmet olsunda nasıl olursa olsun vs. diyenler çok olmuştu. Ancak şimdiki güzel yolu görünce o itirazcılarla görüştüm. Aklı başında olan tamam doğruymuş dedi. Fakat çoğunluk kem küm yok şöyle de böyle de diye hala haklı çıkmanın derdinde. Hizmet olursa güzel olmalı ve memleketime yakışmalıdır. Başka yolu yok. Öyle; olsun da çamurdan olsuna karşıyım.

Evet, çevre yollarımızın alt geçitleri gecikerek de olsa yapılıyor. Artık ne zaman tamamlanır bilemem. Alt geçitlerin tamamlanması demek trafiğin daha da hızlanması demek olacak. Şimdiden trafik hızlandı ve araçlar oldukça hızlı geçiyor. Bu da üst geçidi olmayan bir yolda kazaların (Allah korusun ölümlü ve yaralanmalı) ardı ardına olması demektir. Müneccim değilim ama bunu öngörebiliyorum. Doğada sebep sonuç ilişkisi vardır. Bunları bilen herkes bunu öngörebilir.

Özellikle Kadriye Çalık Lisesi ve Emniyetin bulunduğu bölgeden bahsediyorum. Az yukarıda bir de Kız İHL var ki, onun da azımsanmayacak kadar öğrencisi var. Emniyette işi olanlar, otobüste karşı tarafta inenler, polisler ve özellikle sabah okula geçmeye çalışan öğrenciler tüm bunlar buradan geçmek zorunda. İki lise bir Emniyet Müdürlüğü var kaç kişi o yolu kullanmak zorunda kalacak varın siz hesap edin. Şimdi yaz mevsimi okullar kapalı olduğu için belki fazla geçen (ama yine de az da olsa geçen olacak ve bizim her bir insanımız kıymetlidir) olmayacak. Ya kışın okulların açıldığı sezonda ne olacak. Hani hep Japonya örnek verilir ben de o kurala uyayım ve Japonya’da bir öğrenci için dört sene istasyonu olmayan bir yerde trenin durup öğrenci aldığını hatırlatayım. Biz de birkaç yüz kişiye belki de bin kişiye bir üst geçit yaparız herhalde. Hani politikacılarımız hep dillendiriyor ya; insanı yaşat ki devlet yaşasın diye, bizde sadece demeyelim. Bu tip cümleler uygulamak için var ve bunları uygulamadığımız takdirde söylememiz uygun olmaz. Zira lafla peynir ekmek gemisi yürümüyor.

Arsan kavşağında çalışmalar başladığında da yazmıştım. Ama ortada bu konuda bir çalışma göremiyorum. Olmayan şey gözükmez diyeceksiniz. Yarın bir gün; ben denmiştim, yazmıştım demek istemiyorum ve haklı çıkmak da istemiyorum, ben haksız çıkayım kaza olmasın ve sizlerde buraya bir üst geçit yaptırın. Bu yol Karayollarına ait diyeceksiniz biliyorum. Ama bu ilden sorumlu kişi Büyükşehir Belediyesidir hele de Büyükşehir Yasasının değişmesiyle tüm ilden sorumlu oldu. Karayolları yapacaksa ona yaptırılır. Yapmazlarsa da vatandaşlarını korumak için Büyükşehir Belediyesi kendisi yapar. ‘’Amaaan yapılsın da, kim yaparsa yapsın’’ diyorum. Zira hizmeti kimin yaptığının önemi yok kim yaparsa yapsın. Yeter ki birileri ölmeden, yaralanmadan ve bir kaza olmadan yapılsın ve kim yaparsa yapsın. Saygılar.