Size dost gözüken o kadar çok insan arasından gerçek dostları seçmek hiç kolay değildir.

Aylar ve hatta yıllarca aynı sofra da yemek yeseniz de işinizi ciddiye aldığınız için tavır koysanız; anında “en kötü insan” ilan edilirsiniz.

Hatta “dönek, kalleş” olur adınız…

Çünkü insanların çıkarları her zaman öndedir.

Eşiniz, dostunuz, kardeşiniz bile bazen mutlu olmaz bir türlü…

Ne yapmak gerek?

Yapacağınız ne olursa olsun, sonuçta karşınızdaki insana özel çözüm üretmediyseniz; asla mutlu edemezsiniz.

İnsanlar bazen planlarına sizi kurban etmeyi hedeflerine alırlar.

Bu insanlar Allah’ı tanımıyorlar ya da şeytanın dostları olmuşlardır. Belki de gaflet içindedirler.

Çünkü; Habir, Müntekim, Mütekebbir, Hafıd, Allamülguyb olan Rabbimizi dikkate almamış oluyorlar.

Beş vakit namaz kılan ve bu şekilde yaşayanları rabbimiz özel muameleye tutacaktır mutlaka…

Çünkü onlar din ile alay edenler, aldatanlar olarak küfre dalanlardan ya da anlamadan yaşayanlar olarak farklı bir biçimde şirk’e düşenler olarak yargılanacaktır.

Takdir Allah’a aittir. Biz bilemeyiz.

Sadece; aldattığını zannedenler, aldananlardır. Çünkü yalanlarıyla bir yere varamadıklarını ve zarar gördüklerini bir gün anlayacaklardır.

Hele de Allah’ı aldatamadıklarını anladıkları gün; Rableri nezdinde onları Allah’a havale etmiş olanların tahsilatının Allah tarafından yapıldığını göreceklerdir. Allah adıyla veya ayetleriyle oynayarak/kullanarak aldatanlar; mutlak Rabbimizin gazabı yolunda imtihandadır. Bu yazılanların şahidi ve ispatı Rabbimizin Esmaları ve Rabbimizin kelamı ile dolu Kur’an’ı Kerim dir.

Allah; sabredenlerin, Allah Rızası gözeterek yaşayanların, Yalansız yaşayanların, Nefs kavgasını kazanmış olanların yanındadır.

Allah; kendisini dost bilen ve bunu hak eden kullarının intikamını nasıl alır; bunu en iyi tepe üstü çakılan zalimler bilir. Zalimlik ile insanlık arasındaki ince çizgiye yaklaşmak bile çok tehlikelidir.

İnsancık olmaktan; İNSAN olmak hayırlıdır diyenlere selam olsun ve “Selamün gavlen min rabbirrahim.”