BANA gelen okur mesajlarına bakıyorum.

İktidar yanlısı da, iktidar karşıtı da...

“Kahramanmaraş bir yıldız gibi parlıyor” diyeni de, “Kahramanmaraş yerin dibine batıyor” diyeni de...

“Gelişiyoruz” diyeni de, “yerimizde sayıyoruz” diyeni de...

“Yandaşlar kayrılıyor” diyeni de, “yandaş olmayan iş alamaz” diyeni de...

“Hocadan ne istiyorsun” diyeni de, “Hoca hak ediyor” diyeni de…

Hep aynı noktada buluşuyor.

Diyorlar ki:

“Ey Mustafa Karaaslan... Helal olsun sana yazılamayanları yazıyorsun…”

Doğrudur.

Yazılamayanları yazıyoruz…

Ve yazmaya da devam edeceğiz…

* * *

Mesela...

“Tekke mahallesinin kentsel dönüşümü” için nasıl ki Büyükşehir belediye başkanı Erkoç’un yanında hizalanıyorsam, “2’nci kısmın yıkılması 10 yıl sürecek” dendiğinde doğalgaz çekilmesi adına halkla birlikte tam karşında dikilirim…

Ama aynı zamanda…

“Doğalgaz çekilmesi için halkı dinleyen, sorunların çözüleceğini anlatarak Armadaş’a gerekli izin yazısının yazılacağını söylediğini” belirterek yazmaktan da kendimi alıkoyamam.

* * *

Mesela...

“Trabzon Caddesi yayalaştırılacak” denilerek yol kapatıldığında belediyeden yana tavır koyarken, projesi tam bitirilip hayata geçtiğinde eğer ki, “eskisinden daha kötü olursa” şiddetle itiraz ederim...

Ama aynı zamanda…

“Projenin bitirilmesi için gerekli zamanın mutlaka verilmesi gerektiğini” yazarım.

* * *

Mesela...

“Belediyelerde her bir müdürün altına özel araba verilmesine”, “özel işlerini bile o arabalarla yapmasına”, nasıl olsa iktidarız, “çoğunluğun borusu öter” “kimse soru soramaz” anlayışına, şiddetle karşı çıkarım.

Ama aynı zamanda...

Hazreti Ömer misali belediye işlerinde belediyenin arabasını kullanıp işi bittiğinde kendi özel aracını kullanan birkaç müdürü de ayakta alkışlarım…

* * *

Mesela...

AK Parti Kahramanmaraş milletvekillerinin kısmen de olsa “yüzlerini” görürken, MHP milletvekilinin “yüzünü” gören var mı diye sorarım.

Ama aynı zamanda...

AK Parti milletvekilleri için “tutarsızlıklarını” da sayıp dökmekten imtina etmem.

* * *

Mesela…

AK Parti Dulkadiroğlu İlçe Başkanı Ömer Oruç Bilal Debgici’yi belediyenin yaptıracağı inşaatlarda “kooparatif başkanlığı” yaptığı için kibrine, insanlara yüksekten bakmasına, iletişim bozukluğuna, olayları hep kendine yontmasına, yönetimindeki yöneticilerin belediyeden iş kapmasına, kısaca adaletten sapmasına karşı çıkarım.

Ama aynı zamanda…

Her yaptığını “kötü” gören, her yaptığına “muzır” diyen, her yaptığına “baştan karşı” bir pozisyon içine giren biri olmam.

***

Bu memlekette nerede durdukları belli olan o kadar çok köşe yazarı var ki...

Hepsinin bir duruşu var.

Her gün veya bazen köşelerinden “duruş” sergiliyorlar.

İki ana “duruş” var Kahramanmaraş’ta:

BİR: Fotokopi gibi yazılarla birinin kara dediğine diğerinin menfaat uğruna ak dediği “eyvallah” deme duruşu...

İKİ: Hiçbir çekincesi olmadan, korkmadan, halkın yararına bazı yetkililere “eleştiri” yapma duruşu...

Diyeceğim o ki:

Bunca “duruş sahibi” köşe yazarı arasında benim gibi naçizane “hep halkın yanında olan, doğruları yazmaya çalışan” birini de idare etseniz, arada kaynatsanız diyorum.

Olmaz mı?

***

NOT: Tüm İslam aleminin ve güzel şehrimin insanlarının Mevlid kandili kutlu olsun…