HANİ 3-5 arkadaş bir araya geldiğimizde konuşuruz ya!

-  Gaziantep’i gördünüz mü?

-  Adamlar 3 ay sürdürmedi, nasıl yaptılar?

-  Her gittiğimde değişiklik görüyorum…

-  A-Parti, B-Parti fark etmiyor…

-  Ankara’ya her gönderdikleri siyasetçilerden mutlaka birileri “Bakan” oluyor…

-  Helal olsun adamlara gibi laflar ederiz…

*

Oysa bizde ise durum tam tersine…

Aynı cenahta da olsan fark etmez…

Kendilerine rakip gördükleri kim olursa olsun, alaşağı etmek için ha bire yalan, dolan, fitne, fesat içerisine giriverirler…

Mesela…

Mahşerin 4 atlısı dediğim “cuni” lakaplı karnı - kanadı kara kuşlar…

Kahramanmaraş’ın son yıllarda yetiştirdiği temiz siyasetçilerden “Ahmet Özdemir’i” görevden aldırmak için salya-sümük çalmadık kapı bırakmadılar…

Başardılar mı?

Şimdilik…

*

Hep kıskandığımız şehir olan Gaziantep’in halkı, bizi bizden daha iyi takip ettikleri aşikâr…

Nasıl mı?

Geçenlerde Gaziantepli bir esnafın, yakasında AK Parti rozeti olan Maraşlı bir AK Partiliye söylediği söz düşündürücü:

-  Çalışkan bir İl Başkanını nasıl yediniz?

-  Karizmatik bir il Başkanını nasıl alaşağı ettiniz?

Adamlar bizi bizden daha iyi takip ediyor…

*

Bir anekdot paylaşmak istiyorum:

AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar bir dost meclisinde ne demiş biliyor musunuz?

-  “Bizimde il başkanımız, Kahramanmaraş İl Başkanı Ahmet Özdemir gibi olsa…”

*

Bu söylemi duyunca sevindim, mutlu oldum, vay be dedim…

Demek ki hep biz bir kıyaslama veya kıskanma içerisine girmiyormuşuz…

Gaziantep şehrinin bir Milletvekili olan Sayın Tayyar, bizim eski İl Başkanımız Ahmet Özdemir gibi bir il başkanları olmasını istiyormuş…

Ohh be dedim…

-  Hep biz mi Gaziantep’i kıskanacağız…

Ama ne yazık ki, bizim içimizde (cuni) karnı ve kanadı (hatta kalpleri) kara olan bağırtlak kuşlar olduğu müddetçe hep biz Gaziantep’i kıskanmaya devam edeceğiz…

Bu böyle gelmiş böyle gider…