Uzman Psikiyatr Dr. Sıtkı Karaca, yılbaşı akşamları bir takım etkilerle çılgınca hareketler yapan insanların daha sonra “suçluluk hissi” duyabileceklerine dikkat çekti.

 

İHA’ya açıklamalarda bulunan Uzm. Psikiyatr Dr. Karaca, dünyada kültürel bir değişme yaşandığını belirterek, insanların yakın çevrelerindeki kültürlerden etkilendiğini söyledi. Karaca, “Dünyada kültürel bir değişim yaşanıyor. Buna sosyolojik olarak kültürleşme fenomeni de deniyor. İnsanlar, yakın çevrelerindeki farklı kültürlerden etkilenerek, onların yapmış olduğu dini veya ulusal bayramlarına ilgi duymaya ve onları taklit etmeye başlıyor. Burada çok sorun yok. Ama bunu abartırsanız o zaman sorun ortaya çıkıyor. Çünkü burada kendi değer ve yargılarından uzak başka bir değerin, toplumun kültürel yapılarını içeriye almış oluyorsunuz. Bu da tabi sizin kendi kültürel yapınızdan, özünüzden ve değerlerinizden uzaklaşmanıza yol açmaktadır” dedi.

 

“İnsanoğlunun bilinç yapısı aslında “süperego” dediğimiz toplumun baskısı altındadır” diyen Karaca, “Ama bu toplumun baskısı dönem dönem ortadan kalkar. Ne gibi? Bayramlar, düğünler, yılbaşı gibi yerlerde. Orada şöyle bir şey meydana geliyor. Toplumun o kontrol mekanizması ortadan katlığı için insanlar daha çok çılgınca hareketler yapıyor. O çılgınlığı o gün için meşrulaştırıyor. Herkes yaptığı veya çevresindeki insanlar yaptığı için bu çılgınlığı doğal, normal konuma getirebiliyor. Halbuki daha sonra bu kişi değerleriyle uyuşmadığı için bazen suçluluk hissine kapılıyor. Bu duruma kişide kendisini değişmiş hissetmeye ve kişinin kendisini olumsuz değerlendirmesine de yol açabiliyor” ifadelerini kullandı.

 

“BÖLÜNMELER ORTAYA ÇIKIYOR”

 

Uzm. Psikiyatr Dr. Karaca, insanların mutlaka eğleneceğini ama eğlenirken kendi kültürlerinin silinmesine izin vermemesi gerektiğini aktararak, “Mutlaka insanlar eğlenecektir, mutlaka kendi kültürüyle onu uzlaştıracak bazı özelliklerini kullanacaktır. Bunda bir sakınca yoktur. Ama dediğimiz gibi abartılı bir şekilde o kültürün, kendi kültürünün önüne geçmesine hatta kendi kültürünün orada silmesine izin verdiği zaman kişisel bölünmeler, biz ona yarılma diyoruz… Burada iki yarılma meydana gelir. Bir sosyolojik yarılma. Bu farklı kültürün içinize girmesiyle zaten toplumda var. Bunu geçici olarak kullandığınız zaman bazen sorun olmaz. Ama bu kalıcı olmaya başlarca benlikte ve bilinçte yarılmalar meydana geliyor. O zaman kişinin kendi tutarlılığı, toplum içindeki değerleri erozyona uğrayarak kişinin daha sıkıntılı sürece girmesine sebep oluyor” diye konuştu.

 

“Kendi asli kültürünüzü mutlaka koruma çabası içinde olmanız lazım” ifadelerini kullanan Karaca, şöyle devam etti:

 

“Onun için ben diyorum ki; yılbaşılar, başka kültürün değerleri size mutlaka adapte olacaktır. Çünkü Anadolu toprakları bin yıldır Türklere bir yurt olduysa bunun öncesinde de yaklaşık bin yıl da Hıristiyanlar tarafından yurt edinilmiş bir yerdir. İşte çevremizde Bulgaristan’ın, Yunanistan’ın veya Kafkaslar’daki bazı Hıristiyan toplumlarının mutlaka bize etkileri vardır. Ya da göçen Türk kavimleri Tatarlar, Çerkezler; çevrelerindeki var olan kültürleri mutlaka almıştır. Ama dediğimiz gibi bunu kendi kültürel değerlerinizin üzerine geçirdiğiniz zaman sıkıntı orada başlıyor. Bunlar dönem dönem kullanılabilir veya bunlar bazen öne çıkabilir. Ancak kendi asli kültürünüzü mutlaka koruma çabası içinde olmanız lazım.”