Bilgi, insanlık tarihinde daima elde edilmeye çalışılmıştır. Elde edilen bilgilerin üzerine yenileri eklenerek, insanlığın gelişmesi sağlamıştır. Geçmişte insanlar bilgiye ulaşmak amacıyla şehirleri ve ülkeleri dolaşırken, günümüzde teknoloji sayesinde oturduğumuz yerden bilgiye ulaşabiliyoruz.

 

Fakat bu kolaylığa rağmen bilgiye ulaşmaya çalışanlarımız oldukça az. Hazır bilgiye konanlarımız ise oldukça fazla. Bu nedenle öğrendiğimiz birçok yanlış bilgiyi doğru gibi savunuyoruz ve ömür boyu değiştirmeden devam ediyoruz. Bunlardan birkaçını sizlerle paylaşmak istedim.

 

İlk örneği bilginin kendisi ile ilgili veriyorum. Bilgi değişmez gerçektir, yanlışı. Bilgi daima değişebilir. En doğrusu bulunana kadar, şu anki bilgiler doğru kabul edilir. İlerde yeni bir bilgi edilir ise, bu bilgi yeni edinilen bilgi ile değiştirilir.

 

Bizim ülkemizde İngiltere olarak bilinen ülke aslında Birleşik Krallık ’tır. İngiltere bu ülkeye bağlı en büyük ülkenin adıdır. Galler, İngiltere, İskoçya ve Kuzey İrlanda ülkelerinin birleşiminden oluşur.

Diş fırçalamak diş çürümelerini önler. Fakat dişlerini günde iki ya da üç kere fırçalayanların da dişleri çürümektedir. Çünkü diş fırçalamak çürüğü önlemez, fakat dişlerimizi ve ağzımızı temiz tutar. Yani fırçalamaya devam.

 

En sık kullandığımız ve duyduğumuz fakat hiç dikkat etmediğimiz bilgi de Peygamberimizin 40 yaşında peygamber olduğu, 63 yaşında vefat ettiğidir. Hep duyarız 571 yılında doğduğunu, 610 yılında peygamber olduğunu ve 632 yılında vefat ettiğini, ama hiç hesaplamayız. 610 dan 571 çıkartılınca 39 olur, 40 değil ve 632 den 571 çıkartılınca 61 kalır, 63 değil.

 

Şehrimizi ve komşumuzu kıyaslamadan duramıyoruz. Bu nedenle de Gaziantep’in eskiden ilçemiz olduğu bilgisini kullanıyoruz. Gaziantep hiçbir zaman bizim ilçemiz olmamıştır. Eyalet merkezi olarak Maraş’a bağlı sancak olmuştur. Kısa bir dönem, Sancakta İl demektir, ilçe değil.

 

Uzaydan görülen tek insan yapısı Çin Seddi’dir. Tamamen saçma ve yanlış olan bu bilgi, eğer doğru olsa idi, 2 kattan büyük tüm binalar uzaydan görülebilirdi. Çünkü 4-6 metre yüksekliğinde ve 7-8 metre genişliğinde bir yapıdır. Sadece çok uzundur, uzun olması uzaydan görülmesini sağlamaz. İkinci olarak da Çin Seddinin yapılma amacı sadece Türklerden korunmak değil, dört nedenden yapıldığı tahmin ediliyor.

 

Ülkemizde çok miktarda petrol yatakları vardır. Bunların üstüne zamanın da beton dökülmüştür. Belki ülkemizde şuan kinden fazla petrol var ama bu abartılacak kadar çok değildir. Zaten yataklardaki petrolünde 10- 15 sene de biteceği tahmin ediliyor.

 

Övünmeyi seviyoruz, ama bazen abartıyoruz. Dünya ülkeleri, İstanbul ve Çanakkale boğazından geçmek için bize muhtaçtır. Fakat bilmediğimiz bir madde var, Montrö Boğazlar Sözleşmesine göre Barış zamanı tüm gemiler ne taşırsa taşısın serbest geçebilecek. Savaş zamanında da tarafsız ülkeler ticaret gemileri istediği gibi geçebilecek. Boğazlardan geçişlerde hiçbir gemi, hiçbir zaman ücret ödemeyecek. Süveyş kanalı yıllık 4,8 milyar dolar, Panama 1,7 milyar dolar kazanıyor, bizim kazancımız sıfır ve isteyen geçebiliyor.Bu nasıl muhtaçlık ise.

 

Harf devrimiyle halk bir gecede cahil kaldı görüşü. Cahillik ayrı bir şey okur-yazar olmamak ayrı. Bu nedenle insanlar cahil kalmamış sadece yeni devletin, yeni harflerini okuyamayan insanlar olmuş.

Çok şeker yiyen şeker hastası olur. Şekerli ve şeker yemek şeker hastalığı yapmaz, şeker hastası olanlar şeker tüketirse şekeri artar. Yani şeker hastalığının nedeni değil, şeker hastalığı oluştuktan sonra hastalığı arttırıyor. Olmadan hiçbir zararı yok.

 

Son olarak, şu soğuk havalarda her üşütenin kendisini grip zannetmesi. Grip ciddi ve riskli bir hastalıktır, ağır grip ölümlere neden olabilmektedir. Bizim grip diye şikayetçi olduğumuz hastalık Nezle’dir. Nezle hafif ve tehlikesiz bir hastalıktır.

 

Daha pekçok doğru bildiğimiz, yanlış bilgi vardır. Ama ben bir kaçına değinerek dikkat çekmek istedim.