Bir zat-ı muhterem (!?) açıklamalar yapmış. Seyrettim. Çok kısa bir video sosyal medya da paylaşılıyor.

 

Din alimi olmadığıma göre, hatta Alim olmadığımı da kabul ettiğime göre, bir evlat ve bir baba olarak değerlendirebilirim.

 

Soru: Be kardeşim çocukken hamama gittiğinde anneni peştamal ile görmedin mi? Gördün de kalbin fitne fesat mı oldu? Neden bu konuyu ulu orta tartışırsın?

 

Mescit de toplantı da dile getirmek, gerekiyorsa cemaati bilgilendirmek yerine, neden ulu orta bu çok su götürecek hamuru yoğurmaya kalkarsın?

 

Seni çocukken o eli öpülesi anan yıkamadı mı? Sapıttın mı o zaman?

 

Sen kız çocuğun büyürken onu hasta olduğunda soymadın mı? Giydirmedin mi? Terli, ıslak kıyafetini değişmedin mi? Kalbini bozacak kadar mı sapıtmıştın?

 

Senin yaşına bakılırsa ve ellerinden öptüğüm annen ( vefat ettiyse; mekanı Cennet olsun) yaşıyorsa; 80 yaş civarında olmalı, onun dermansız, perişan, yardıma muhtaç halinde; kalbin bozulacak kadar mı sapıttın…

 

Anneler yalnız kalınca bakmayın demeye mi getiriyorsun konuyu…

 

Açık anlatmak gerek her şeyi.

 

Ben açık yazayım.

 

Bizim aldığımız terbiye; kız kardeşin var ise; buluğa ermeden odalar bile ayrılır. Bu oğlumuzun sapıklığından değil; kızımızın rahat yaşaması gerektiğine saygıdandır. Edeptendir. Ar hayâ duygusunu korumak, namus duygusunu kavramasını sağlamak amaçlıdır.

 

Anneler erkek çocukların geçiş döneminde mutlaka evladının gelişimini dikkate alarak edep sınırları için de davranır. Bizim toplumumuz Fransız ya da İngiliz değil. Anadolu coğrafyasında yaşayan her Türk- İslam olan insan olaya; Din, gelenek-görenek açısından, belli disiplinle yaklaşır.

 

Hatta Türkiye de yaşayan gayr-i müslim kardeşlerimiz bu gelenek göreneklere dahildir.

 

Sen ve senin gibiler acaba ensest (aile içi cinsellik)  ilişkiler yaşayıp; bunun etkisinde mi anlatıyorsunuz bunları.

 

Medya da bu lafı söylersen, bir Alman, İngiliz, Fransız da çıkar ortaya “ya bu Türkler sapık galiba ki; bu olaylar medya da yer alıyor” der.

 

Hani Yusuf İslam demişti ya “iyi ki önce Kur’an’ı anladım/ tanıdım, eğer önce Müslümanları tanısaydım bu yüce dini seçmezdim” ya da muadili bir cümle…

 

Yazıktır… Ayıptır…

 

Biz de “eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek” ya da “öküzün altında buzağı aramak” vardır ya…

 

Bu yüce dine hizmet etmek ile zarar vermek arasında ki ince çizgiye dikkat etmek gerek.

 

Bunu sade vatandaş olarak yazdım. Ama ben o ince çizginin bir yanının serin, sınırsız nimetler sunan Cennet, öbür yanının ise; yakıtı insanlar olan Cehennem olduğundan korkuyorum.

 

Hatta bunları yazarken bile cehaletim den Halim olan Yüce Rabbime sığınıyorum…

 

Anam kutsalım. Yüce Allah’ım Kur’an da böyle emrediyor. Yaşlına merhamet et diyor.

 

Gözünü ananın diz üstünden çek ve kendine gel kardeşim…

 

Sapıksan da yolun açık olsun Rabbim Hidayet versin ki; İslam’a nifak sokma…

 

Buradan öyle gözüküyor…