Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.

 

Son günlerde yaşanan acı olaylar boğazımızı düğümlüyor, yüreğimizi yakıyor. Ateş düştüğü yeri yaktığı gibi sağduyulu vicdanı olan insanların yüreğini de yakıyor. Hani sağduyu diyoruz ya, nereye kadar? Sapıkların, vatan hainlerinin, cani ruhlu katillerin hesabı sorulmazsa sağduyu nasıl sağduyu kalacak. Bu acıyı yüreğinde hisseden sağduyulu insanların yüreği ne zaman soğuyacak. Biz Türk’ üz sabrımızı sınamayın. Bu milleti suçluların cezasını verdirmeye zorlamayın. Duyuyorum bazılarını, o canileri içeride birileri şişler nasıl olsa. Bu nasıl bir istek, Devlet kanunlarını koyacak, suçlunun cezasını Devlet verecek.

 

 

Yıllarca ülkemiz üzerine oyunlar oynanıyor, oynatmayın kardeşim. Bize düşen bir görev varsa verin yapalım. Tamda Şubat ayında bundan 35 sene önce Kahramanmaraş’ lı Üç Taze Fidan, babalarının gözlerinin önünde canlarına kıyıldı. Buna can mı dayanır? Üç peş çapulcunun, birkaç serserinin, birkaç cani sapığın aldığı nice canlar, ne olacak? Kim soracak bunların hesabını, cezasını kim verecek? Allah(cc) ahrette hesap soracak tabi ki, ama bu dünya da Allah’ın adaleti “KISAS” diyor, devlette buna uyacak! Nasıl can aldıysa kahpe, öyle can verecek. Yoksa evlerimize siner ne zaman sıra bize gelecek, bizim çocuklarımıza gelecek diye bekleriz. Allah(cc) kimseye evlat acısı yaşatmasın. Şehitlerimizin mekanı cennet bunu biliyoruz, rabbim ailelerine sabır versin.

 

Yıllar önce 21 Şubat 1980 de şehit edilen Erkenez kardeşler ve kuzenleri için Kahramanmaraş’ın yüreği parçalanmış, DOSTOZAN da o acıyı aile dostu oldukları içinde yüreğinde daha derinlerde hissederek ÜÇ Taze Fidan şiiri ile acısını haykırmıştır. En son Ege de yüreği İmanlı gencecik Aslan parçası Fırat Çakıroğlu… Bunlar ilk değil sonda olmayacak. Artık katillerin, canilerin, sapıkların en doğru ceza ile “infaz” edilmelerinin zamanı gelmiş de geçiyordur.

 

Tüm şehitlerimizin ruhu için El-Fatiha.

 

 

 

ÜÇ TAZE FİDAN

 

Üç taze fidanı deviren eli,

Kim kıracak, kim bulacak, ne zaman?

Vatanı, milleti sevme bedeli,

Bir kahbe kurşuna, olmasın kurban.

 

Bu ızdırab, bu göz yaşı ve bu kan,

Ne güne dek böyle sürüp gidecek?

Üç beş satılmışa bu kutsal vatan,

Daha kaç erini şehit verecek?

 

Kalk ayağa silkin ey ordu, millet,

Kudurmuş itlere bildir haddini!

Bu hale tahammül değil mi zillet?

Ödleri yarılır görse gölgeni.

 

Tükür suratına hainin, piçin

Porsumuş bir fikrin uşaklarına.

Bu sokak, bu ev, bu vatan senin,

Selam gök ekinin başaklarına.

 

Şu altın başağa, bu gök ekine,

Uzanan elleri teker teker kır.

Kahraman ordumun bir tek erine,

Saldıran itleri can evinden vur.

 

Kadın kılığına girmiş canavar,

O taş yüreğiniz kor olsun emi.

Tetik çeken ojeli parmaklar,

Liğme liğme olup çürümedi mi?

 

DOSTOZAN nasihat kâr etmez oldu,

Hainin kalbine sapla hançeri.            

Vatan boydan boya uşakla doldu,

Süngünle yeniden yaz şu kaderi.

 

Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın. 23.02.2015