Teknoloji gün geçtikçe ilerledi. Bu teknolojik ilerleme son hızla artarak devam ediyor. Haliyle insanlar da teknolojiye uymaya ve onu hayatının en önemli yerine koymaya başladı. Her devir de olduğu gibi şimdi de gençler, yenilikleri en çok kullananlar ve hayatını teknolojiye göre dizayn edenler oldu.

 

Günümüzde teknoloji hayatımızın hemen hemen her alanına yerleşti. Teknoloji denilince eskiden işimizi kolaylaştıran ve bizi eğlendiren birkaç alet akla gelirdi. İnternet ile birlikte teknolojinin insan hayatına etkisi de değişti. Özellikle sanal âlemin kullanılması, yeni bir anlayışı ve hayat tarzını ortaya çıkardı.

 

Teknolojik aletlerin ve sanal âlemin bu kadar yaygın olduğu bir ortamda da, gençlerin kendilerini bu cazibeye kaptırması da zor olmadı. Sanal âlemle bu kadar içli dışlı olmaları ve sürekli bu alemde yazışmaları, gençlerin gerçek hayata da sanal alem gibi bakmalarına neden oldu. Eskilerin sağcı solcu kavgalarının yerini sanal âlemdeki yazışmalar ve çeşitli yazılarla bir birlerini alt etmeye çalışmalar aldı. Bu sevindirici bir olaydı, sokakta çatışma yerine sanal âlemde yazışmaları daha iyi oluyordu. Ama birçok şeyde olduğu gibi, bu sosyal medyanında zararlı yönleri vardı. Hem de çok…

 

Gerçek dünyadaki acı ve hüzünlü olaylar, sevinçli ve mutlu haberler sanal âlemde yaşanmaya başlandı. İnsanlar yardıma muhtaç insanlara yardım etmek yerine onun fotoğraflarını ve durumunu  paylaşıyordu. Paylaşması güzeldi, o da bir tepkiydi. Fakat bu paylaşımla ona yardım ettiğini düşünenler gerçekte hiçbir maddi yardımda bulunmuyordu. Paylaşımla yardım ettiğini düşünüp belki de vicdanını rahatlatıyordu.

 

Bilmedikleri bir şey vardı. Sosyal medyada yapılan her beğeni belki bir öneme sahipti ama, o beğeninin gerçek dünyada bir karşılığının olmadığını bilmiyorlardı. O fotoğrafın paylaşılan garibana ya da ağaca hiçbir getiri sağlamadığını anlayamıyorlardı.

 

Örneğin, televizyondaki ağaçları kesme olaylarına sanal âlemde okadar çok tepki veren oldu ki. Sosyal medyada ve birçok yerde insanlar bu olayı protesto ediyordu. Yanlarında bulunduğum zamanlarda bu kişilerin ağacı ne kadar çok sevdiğini düşünmüştüm ve bu ağaç sevgisi nedeniyle mutlu olmuştum. Ama gel gör ki bu ağaç sevgisinin sadece lafta ve sanal âlemde olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

Geçen Pazar günü KADAK ‘ın ağaç dikme etkinliği vardı. KADAK üyesi arkadaş ağaç dikme kampanyası için bu ağaç sevgisiyle dolu arkadaşlardan yardım istedi. Ayrıca diğer üyelerde ağaç kampanyası için para toplamaya çalışmış ve kampanyaya herkesi davet etmişlerdi.

 

Aldığım habere göre, ağaç dikme kampanyasına 450 bin nüfuslu şehirden sadece 23 kişi katılmış, toplam 85 adet te ağaç dikilmiş. O ağaç kahramanları ve ağaç âşıkları zannımca bu kampanyaya katılmamış. Çünkü gerçek hayatta farklı, sanal âlemde farklı insanların sayısı hızla artmaya başladı. Beni merak etmişsinizdir. Ben ailemde ki fert başına bir ağaç satın aldım. Şehir dışından sürpriz misafirim geldiği için katılamadım.

 

Ayakkabısı yırtık olan madenci babasının fotolarını boy boy paylaşıp, yüzlerce beğeneceklerine, sadece 1 TL gönderselerdi, o yaşlı fakir amca şimdi çok zengin olacaktı. Ama biz sanal alemde fotolarını beğenmeyi ve paylaşmayı seçtik, böylece onun fakirliğini protesto ettik, ama elimizdeki 1 Lirayı onunla paylaşma cömertliğini göstermedik.

 

Daha burada yazmadığım binlerce örnek var. Sadece beğenip paylaştığımız. Sadece sanal alemde yok fakirler başımızı bir kaldırsak belki de yanımızdakileri de göreceğiz. Ama kaldıramıyoruz.

 

Bu tehlikeli bir durum. Bu konuda ne yapabiliriz? onu da bilmiyorum. Bu insanları sanal alemden gerçek aleme çekmek zorundayız. Yoksa insanlık için hiçte hayırlı olmayan sonuçlar olacak.