Kanada Türk toplumunun “Kuzeydeki Son Osmanlı” olarak adlandırdığı, Osmanlı İmparatorluğu’nun Cezayir’deki subaylarından Mehmet Salih’in oğlu 95 yaşındaki Dr. Fuad Şahin, Niagara Nehri’nin hemen kıyısında bulunan Niagara-On-The-Lake kasabasındaki evinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
 
Trablusgarp’ta 1922’de dünyaya gelen, 1958’de göçtüğü Kanada’da birçok cami, dernek ve vakfın kuruluşuna öncülük ederek Türk ve Müslüman toplumun sevgisini kazanan Şahin, “Bana Osmanlı diye hitap edilmesinden rahatsız değilim. ‘Sen nerelisin?’ diye sorduklarında da ‘Ben Osmanlıyım’ diyorum. Ben doğduğumda, askerlerimiz İzmir’i kurtarmaya geliyorlardı. Daima ve hakikaten Osmanlıyım ben. Aslım da anam da babam da Osmanlı.” diye konuştu.
 
“MÜSLÜMANLIK DİYE HALEN TÜRKİYE’YE BAKIYORLAR”
 
İslam aleminin gözünün bugün de Türkiye’de olduğunu ifade eden Şahin, “Bütün İslam alemi, Müslümanlık diye hala Türkiye’ye bakıyor. Hilafet zamanından kalan bir anane bu. Hac zamanı bakın, en fazla hürmet gören millet Türkler’dir. Müslümanlar’a en fazla hizmet eden millet Türkler’dir. Bu millet başka bir millettir. Allah bu millete hususi bir özellik vermiştir.” ifadelerini kullandı.
 
“LESTER PEARSON’DAN ÇOK ETKİLENDİM”
 
Tıp ilmine çocukluğundan bu yana aşık olduğuna işaret eden Şahin, sözlerine şöyle devam etti:
 
“İhtisasım sırasındaki yetersizlikleri görünce yurt dışında eğitim almak istedim. O sene Mısır’da ihtilal olmuş ve sonrasında İsrail-İngiltere ve Fransa Mısır’a saldırmıştı. Kanada’nın eski başbakanlarından o zamanki BM Temsilcisi Lester Pearson, bu savaşa karşı çıkarak ABD Başkanı Eisenhower ile BM’den karar çıkmasına öncülük etmişti. Pearson’ın bu insani tavrı beni etkilemişti. Kanada’ya müracaat ettim, kabul edildi. 1958 yılında Kingston’da bir kilise hastanesinde göreve başladım.”
 
Çalışmalarının beğenilmesi üzerine hastane yönetiminin kendisini iki sene sonra Liverpool’daki bir hastaneye eğitim için yolladığını söyleyen Şahin, “Oradan tekrar Kanada’ya döndüm. Aslında iki sene daha eğitim alıp cerrah olduktan sonra Türkiye’ye dönmek niyetindeydim. Kanada’ya geldikten sonra birkaç şehirde daha görev yaptım ve sonra Niagara Falls’a yerleştik.” dedi.
 
HER ŞEHRE CAMİ
 
Kanada’daki Müslüman toplulukları bir araya getirip bulundukları şehirlerde birer cami açmalarını sağladıklarını kaydeden Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
 
“Hükümetlerle de temaslar kurarak münasebetlerimizi geliştirdik. Bu senelerce devam etti. Daha sonra kısa adı IDRF olan International Development Relief Foundation (Uluslararası Kalkınma ve Yardım Vakfı) ismi ile bir vakıf kurduk. Bugün de dünya Müslümanlarına milyonlarca dolar yardım ve aktif olarak hizmete devam eden bir vakıf. Hıristiyanlar’la da güzel alakalar kurduk. Onlarla da ayda bir toplanıp ‘Müslümanlık nedir, Hıristiyanlık nedir, insanlık nedir?’ konuşuyorduk.