Basına ve Kamuoyuna;

 

Terör saldırıları tahammül sınırlarını ve hazmetme ölçülerini çoktan aşmış durumdadır.

 

Geçtiğimiz gün Adıyaman’da askerimiz şehit olmuş ancak daha Adıyaman’daki şehidimizin acısı geçmeden Şanlıurfa Ceylanpınar İlçesinden 2 polisimiz, Diyarbakır'da gerçekleştirilen silahlı saldırıda pkk’lı hainler tarafından 1 polisimiz şehit edilmişlerdir. Yapılan bu hain saldırıları kınıyor ve allaha havale ediyoruz. Şehidimize Allahtan rahmet ve kederli ailesine ve Yüce Türk Milleti’ne sabır diliyoruz.

 

Bu karanlık tablo ülkemize yansımakla kalmayıp doğrudan doğruya tesir etmektedir. Nitekim 

 

 

Türkiye’nin milli güvenlik ve asayişi yüksek yoğunluklu risk ve tehlikelerle karşı karşıyadır. “Analar ağlamayacak, terör bitti, bayrağa sarılı tabutlar gelmeyecek” yalan ve istismarına artık aldanacak kimseler kalmamıştır.

 

Çözülme süreci PKK’nın hain taleplerine kuluçka işlevi görmenin yanında; devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ağır hasar vermiştir. Bu gerçeği yok saymak, işlenen suç ve cinayetlere kılıf aramak hiç kimseye bir fayda sağlamayacağı gibi, iç huzur ve kardeşlik ikliminin lehine de olmayacaktır. Maalesef ki Türkiye, kaynak ve kökeni malum olan her türlü terör örgütünün saldırı ve tahrik kuşatması altına alınmıştır. Ülkemizin çevresindeki çember giderek daralmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi’nin şiddet ve teröre karşı nerede durduğu bellidir. Bu konuda hiç kimseye ispat yükümlülüğü yoktur.

 

Sayın Davutoğlu bir imza atacak ortak arıyorsa HDP’nin kapısını çalmalı, görüşmeli ve bu PKK imalatını birlikte bitirmelidirler.

 

Çok açık uyarıyoruz, AK Parti Hükümeti, çoktan bitmiş süreç ihanetine oksijen vermeye devam ederse çözülme kaçınılmaz olacaktır. Vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği kaygı verici düzeylere doğru hızla gerilemektedir.

 

Türkiye'yi Lübnan'a, Irak'a, Suriye'ye, Afganistan'a dönüştürme emel ve hedefi güden iç ve dış mihraklar tahrik kampanyalarını tehlikeli boyutlara taşımaktadır. Özellikle son birkaç gündür artan toplumsal tansiyon, yaygınlaşan kargaşa ve karışıklık ülkemizin her köşesine dalga dalga yayılmaktadır. Hükümetin sözde akil adamları nerededir?

 

AK Parti hükümetinin 'PKK'ya verdiği tavizlerin, kurduğu pazarlık masaları, teröristleri taltif ve ödüllendirmesinin' emniyet ve asayişi bozmakla kalmayıp, kardeşlik ve birlikte yaşama iradesini de yaralanmıştır. Biteceği söylenen bölücü terör daha da azmış, daha da bilenmiştir. Bir defa daha çağrımızdır. Gelin önce PKK – PYD ve benzeri örgütleri, teröristleri lanetleyelim. Sonra da nereden, hangi şartlardan olursa olsun bütün terör olaylarını lanetlenmelidir, lanetlemeliyiz. Teröre toleranslı davranmanın, terörün başına sıfat koymanın maliyetlerini yeniden düşünmeliyiz. Açılımın, yanlış dış politikalarına yeniden gözden geçirilmesini ve teröre sıfır tolerans mantığı ile güvenlik tedbirlerinin üst sınıra çıkarılması gerektiği gerçeğini hatırlatmak istiyorum.

 

Dünyada hiçbir devlet terör örgütlerine taviz vererek, onlarla pazarlıklar yaparak terör meselesini çözememiştir ve onlardan kurtulamamıştır. Bunun hem yakın tarihte hem de geçmişte onlarca örneği bulunmaktadır. Terör örgütlerinin tek amacı vardır, tek kaynaktan beslenir bu da; kan ve gözyaşıdır. Milletimizin “dur” deme zamanı gelmiş ve çoktan geçmektedir. Pkk’lı hainlerce şehit edilen vatan evlatlarımızın, Suruç'taki canlı bomba saldırısının, öncesi ve sonrası iyi okunmalı, bu olayı kimlerin nasıl kullandığı da bilinmesi gerekmektedir.

 

Saygılarımla

 

Mehmet Şeker

MHP Onikişubat İlçe Başkanı