Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.

 

 

Dostozan’ın K.Maraş’a özlemlerini anlattığı, Maraş ağzı ile yazılmış Maraş’a Mektup serisinin 4.sünde kalmıştık. Araya önemli günler, haftalar girdi, biraz da onlara değindik. Sırada 5.mektup var. Fakat ondan önce kısaca bir hatırlatma yapayım. Günler uzadıkça, hasret arttıkça sorular çoğalıyor, şairin eş, dost, akrabadan kimler ne halde? ne yapıyorlar? Merakı, özlemi gün geçtikçe büyüyor. Daha önce de bahsettiğim gibi özlemden olsa gerek şiirlerinde bilhassa Maraş ağzını kullanarak duygularını mısralara diziyor.

 

Maraş’a Mektup-1- şiirinde;

 

Gerilmiş araya dağlar yay gibi.

Her an istiyorum, varamıyorum.

Ana'sın arayan yavru tay gibi,

Şubat yaklaştıkça duramıyorum.

 

diyerek, Maraş ağzı ile Çete bayramımızın o ihtişamlı kutlanışını yerinde yaşamanın özlemini duymaktadır. 2.mektup da özlem daha artıyor;

 

Nice ahbap vardı görmek isterdim.

Fedai, Paşaoğlu daha kaç isim,

Aboov edem bilsen nasıl özledim.

Memidik, Gaz Hacı bütün Ökkeş'ler

 

diyerek, akrabalardan eşden dosttan haber soruyor. 3.mektup aradan anlaşılan 1 yıl geçmiş gene şubat gelmiş,

 

Hasretin duymamak elde mi edem?

Korkarım bu dertten gurbette ölem.

Hep coşup ağlensin sılada alem.

Bu öyle dert ve keder ki edem.

 

diyerek, hasretinin artık kendisine ne kadar ızdırab verdiğine değiniyor. 4.Mektup ta;

 

Bu kaçıncı mektup, sana saldığım.

Hiç cevap vermiyon ne oldu edem.

On beş sene oldu, gurbet kaldığım.

Hasretin içimde yol oldu edem.

 

diyerek, biraz da sitemkâr şekilde sık sık Maraş ’tan haber alamadığı için dert yanıyor ve 5.mektup. Aradan biraz zaman geçmiş, Maraş ’a mektup yazmayalı ve almayalı...

 

Buyurun bakalım ne demiş DOSTOZAN, siz dostların beğenisine sunuyorum…

 

MARAŞ’ A MEKTUP  – 5 –

 

Ellaham mektubum bu kez gecikti.

Senden de hiç haber çıkmıyor edem.

O zaman döllerin hepsi çocuktu

Şimdi hiç fikrimiz tutmuyor edem.

 

Yaşımız yirmiyi geçti diyorlar.

Ay gibi, ondörtlük kız istiyorlar.

Çoluktan, çocuktan bahsediyorlar.

Hınzırlar, ırahat durmuyor edem.

 

Oğlan kuşa düştü, bir mırtık oldu,

Küçük kız çok aksi ve hıntık oldu.

Açıldı saçıldı dört dörtlük oldu.

Evde rahat huzur kalmıyor edem.

 

Avrat beğenmiyor artık fistanı.

Eline almış da geçen urganı,

Asarım diyordu bu tatlı  canı.

Pazen basmadan söz etmiyor edem.

 

Vakko'dan, makkodan giyerim diyor.

Türlü türlü ithal meyveler yiyor.

Kızarsam diz çöküp, meydan okuyor.

Vallahi gücümüz yetmiyor edem.

 

Evin hali böyle, mahalle nasıl?

Sen komşu kızları gel de gör asıl.

Hepsi piyasada her gün kaç fasıl.

Kimse bu ne haldir sormuyor edem.

 

Poşuyu fırlattık eşarbı aldık.

Börkenek, kapuşon oldu uyandık.

Bir batı uğruna, renk renk boyandık.

Cin gibi herifler yutmuyor edem.

 

Dostozan, yetmez mi şunu kısa kes,

Şapka giydik n'oldu, küstü gitti fes.

Laf anlamayana tüketme nefes,

Nasılsa hiç kimse tutmuyor edem.

 

DOSTOZAN-M.Hanifi SARIYILDIZ/1966-ANKARA

 

Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.