Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.

 

Cumanızın tüm dostlara ve İslam alemine mübarek ve hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bir önceki yazımda sevgiden bahsetmiştim. Ülkemiz üzerine oynanan oyunlar şehit haberleri bizleri derinden üzüyor. Piyon olarak kullanılan masum gençler, bizleri korumak için görev yapan güvenlik kuvvetlerindeki insanlar şehit edildi. Kardeşçe yaşamak dururken bu kin bu nefret kimler tarafından servis ediliyor, iyi yorumlamak lazım. Allahtan rahmet diliyorum, bu mübarek Cuma hürmetine ülkeme barış, huzur ve mutluluklar diliyorum rabbimden.

 

Müslümanların Ramazan ve Kurban ile birlikte üç bayramından biridir Cuma’ lar. DOSTOZAN’ın KAR şiirinde bahsettiği gibi;

 

Destanlar vardır,

Elif’le, Yasin’le başlayan,

Mermer sütunlarda göz göz nakış,

Akar şadırvanlardan.

Bayraklar vardır,

Ezanla çekilen.

 

Bayramlar vardır,

Cuma, Kurban, Ramazan.

Ve "bayrakları bayrak yapan kan."

 

Cuma gününde öyle saatler vardır ki, Yüce Rabbim o saatlerde gönülden yapılan duaları geri çevirmez. Üzerine güneş doğan günlerin en hayırlısı Cuma günüdür. Hz. Muhammed (SAV) efendimiz şöyle buyurur, “Cuma günü ve Cuma gecesi bana çokça salavat getirin”.

 

Aşağıdaki LUGATÇE şiiri, Dostozan kitabında yok. Kahramanmaraş’ ımız dan bir parça, bir kelime bile olsa zenginliklerini tanıtmak, hele birde babamın eseri olması hoşuma gidiyor. Dostozan kitabında 2 tane Lugatçe daha var inşallah onları daha sonra sizlerle paylaşacağım.

 

Dostozan’ın şiirsel anlatımıyla Kahramanmaraş yöresinde eskiden sıkça duyulan, şimdiki gençlerin kullanmadığı, hatta hiç duymadığı kelimelerle hoşça vakit geçirilecek şiiri beğeninize sunuyorum.

 

LUGATÇE

 

Kırılmış arpa ve yulafa ZAVAR.

Ağrıyan bir yere çekilir CIBAR.

Köyde KAYE deriz şehirde MUHTAR,

Büyükbaş hayvana MAL derler bizde.

 

Teneke su kabı Tas değil ŞAPŞAK,

Sulu yağlı köfte TAHALAK,

TİRŞİK şovrasını yemeyen ahmak*,

“Utanma kaşığı çal derler” bizde.

 

METELİK kağıdı, nüfus cüzdanı.

PUHARI’nın eğri çıkar dumanı.

Yiğidin Maraş’ta olur harmanı,

CÖMERT’lere gözü bol derler bizde.

 

Aksi ve sevimsiz insana, HINTIK,

Güvercin uçuran kimseye, MIRTIK,

Cam ile ilgili eşyaya CINCIK,

Erkek çocuklara TÖL derler bizde.

 

Mutfağa AŞKANA, simite KAHGE,

Keyifle içtiğin kahveye GAYFE,

Karı der kocaya, bak şu HERİFE,

“Dam çöktü bükülde bel” derler bizde.

 

Ayşe kıza ANİŞ, omuza ÇİNGİL,

Kalın ipe URGAN, yorgana MİTİL,

Yüksek yere yayla, ovaya SEHİL,

“Çatılar uçurur yel” derler bizde.

 

İncirin hamına derler TAHILDAK,

Baştaki yumuşak yere BINGILDAK,

Kız biraz hoppaysa amma FİNGİRDEK,

“Aman ha duymasın el” derler bizde.

 

USLU biber deriz karabibere,

Pekmez kaynatılan ocak MASERE,

Diş çektiririz biz bazen berbere,

Eski elbiseye ÇUL derler bizde.

 

 

DOSTOZAN-M.Hanifi SARIYILDIZ

 

Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın