Allah’ım sen aklımıza mukayyet ol.

 

Bizi boş insanların şerrinden koru.

 

Kendisi bir şey yapmadığı halde başkalarını eleştirenleri ve hiçbir şey yapmayarak mazlumların yanında olduğunu zannedenleri ise bizden uzak eyle…

 

Diyeceksiniz ki; neden böyle sert bir giriş yaptın. Sinirleniyorum… Çünkü klavye kahramanlarını gördükçe kendime hâkim olamıyorum. Facebook’a baktığım zaman utanıyorum, boş insanlardan ve boş kavgalarından. İnsanların derdi, mazluma ezilmişe yardım etmek yerine, birbirine laf sokmak ve karşıyı alt etmek olmuş. Tabi! Bundan bana ne… Ama eğer bu laf sokma ve alt etme işinde mazlumu ve ezileni kullanıyorsa ‘bana ne’ diyemiyorum. Ölümler ve işkenceler üzerinden siyaset yapmaya ve üstün çıkmaya çalışanlara, benden olmayan ölümler önemli değil, diyenlere kızmadan edemiyorum.

               

Bu kahramanlar övünerek Japonya’da, Çin ‘de zulüm gören Müslümanlar için yapılan yürüyüşü paylaşmış, peki sen kaç yürüyüş yaptın? Doğu Türkistanlı Müslüman kardeşin için… Biz yapamadık diye utanacağımıza, onlar yaptı diye övünüyoruz.

 

Ölen Türk’tü, Kürt’tü, Ezidi, Yezidi, Sünni, Alevi diye kendinden olmayan ölümlere kılı kıpırdamayan azda olsa üzülmeyen, hatta ‘oh’ bile diyenler. Bunları görünce çıldırıyor ve insanlığımdan utanıyorum.

 

İsrail, Filistinlileri öldürürken İsrail’le mücadeleyi Coca Cola içmemeye indirgeyerek, Filistinlileri kurtardığını zannedenler? Filistinlilere yardım etmek yerine Coca Cola’nın reklamı yapıyorlar. Reklamın iyisi kötüsü olmazmış, sosyal medyada sürekli Coca Cola fotoğrafları paylaşarak topumda bilinç oluşturduğunu zanneden kişiler, acaba Coca Cola’nın reklamını yaptığının farkında değil mi? Hiç kola satışlarına baktılar mı? Coca Cola satışlarında düşüş mü olmuş, yükseliş mi? Bu yükselişte, sizlerin yaptığı reklamın ne kadar etkisi olmuş…

 

Adam paylaşmış, taksimdeki LGBT yürüyüşünü ve altına da eklemiş 1915’te on beşlilerin yürüyüşünü, aklınca onlara kızıyor, ölen Müslümanlara sahip çıkmıyorlar diye. Peki, onlar; Siz yürüyüş yaptınız da biz katılmadık mı? Diye sorsalar, ne cevap vereceğiz. Eşcinsellerin kendi hakkına sahip çıktığının yarısı kadar, biz de insanlığa sahip çıkabiliyor muyuz? Onlar İbne’yiz diyor ve ibneliğine sahip çıkıyor. Bizde insanlığa Facebook’ta ve sanal ortamlarda değil de, gerçekte sahip çıkalım ki, insanlığımız belli olsun.

 

Şehrimizde Doğu Türkistan için protesto gösterileri yapılıyor. Fakat o da ne! Her grup ayrı ayrı yapıyor ve katılım da oldukça az. Kendi kardeşlerimiz için bile birleşemeyen bizler daha ne için birleşeceğiz. Türk deseniz Türkler, Müslüman deseniz Müslümanlar. Şehrimizin için sorun olmayan hatta makbul olan kimlik. Bunda da birleşemiyorsak başka bir sözüm yok. Ayrıca bu yürüyüşte Klavye kahramanları ortada yok, onlar doğruluğu bile gerçek olmayan fotoğrafları paylaşmak ve sağa sola laf atmakla meşguller. Böylece Çin Devleti’ni dize getireceklerdir(!)

 

1915 de savaşa giden kahramanları, savaşta hunharca katledilen çocukları ve kadınları, eziyet çektirilen insanları; koltuğunda rahat rahat oturup paylaşan Klavye Kahramanları, o fotoğrafları paylaşarak onların acısını paylaştığınızı mı düşünüyorsunuz?

 

Bir milyon nüfuslu bir şehirde bir avuç insan toplanmış, o kadar. Kendileri yürüyüşe gelmediği gibi yürüyüş yapan LGBT’lilere hakaret ediyorlar. Bizim insanımız ne zaman bu kadar duyarsız oldu. Kendisini bilgisayara hapsetti anlayamıyorum.

 

*Katledilen insanlara; kendinden olmadığı için ‘oh’ bile diyebilen insanlıktan nasibini almamış kişileri…

 

*Facebook’ta paylaşmaktan başka bir şey yapmayan klavye kahramanlarını…

 

*İnsanlık ve ümmet ağlarken hala birbirine laf sokma ve alt etme yarışına giren kişileri…

 

*Savaşta ölen ve parçalanan çocukların fotoğrafını paylaşmaktan başka bir şey yapmayan insanları…

 

*İnsanlar ve insanlık için bir ve beraber olmak yerine, çeşitli gruplara ayrılanları, insanlığa bakış açısını da bu gruplara göre ayarlayanları ŞİDDETLE  K-I-N-I-Y-O-R-U-M

 

Biz, bizden gerideki ülkelere bakarak nasıl karışacağımızı, bölüneceğimizi ve yok olacağımızı… Bizden ilerideki ülkelere bakarak da, nasıl gelişeceğimizi, bir olacağımızı ve ilerleyeceğimizi… Ö-Ğ-R-E-N-İ-R-İ-Z.

 

Allah dirliğimizi ve birliğimizi bozmasın. Selametle…

 

Not: Kahramanmaraş 112 Acil Çağrı Merkezi Müdürü Akın Ozan Bey büyük bir nezaketle yapmış olduğu açıklamada tüm acil aramalar için tek numara dönemine 1 Eylül 2015 yılından beri geçildiğini bildirdi. Bu açıklama için kendisine çok teşekkür ediyoruz.