Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı, önceki ara karar gereği dava dosyasına gönderilen evrakları okudu ve ardından tanık beyanının alınmasına geçildi. Duruşmada tanık olarak dinlenen M.E.Ö., davanın sanıklarından Bekir Türk ve Ümit Çınkır’ı, lise döneminden beri tanıdığını ve bu kişilerin örgütsel faaliyetleri hakkında bilgi vermek istediğini söyledi.

Maddi imkansızlıklardan dolayı FETÖ ile tanıştığını ve mesleğe de örgütün yönlendirmeleriyle başladığını ifade eden M.E.Ö., "Şanlıurfa’da dershaneye gittiğim dönemde ’Tayfun’ kod adlı Ümit Çınkır benimle ilgileniyordu. Devletin diğer birimlerine hazırlanacağımızı bilmiyorduk. Haberim olmadan, benim bilgilerimi alarak akademiye başvurmuş." diye konuştu.

Sınava girmeden birkaç gün önce sanık Çınkır ile Ankara’nın Mamak ilçesinde bir eve gittiğini belirten M.E.Ö., buranın FETÖ evlerinden olduğunu ve sanıklardan Bekir Türk’ü orada gördüğü kaydetti. M.E.Ö., örgüt evinde yaşadıklarına ilişkin şu bilgileri paylaştı:

"Eve girdikten sonra bir odada beklettiler. Daha sonra içeride bulunanları sırayla başka bir odaya aldılar. Annemin ve babamın üzerine yemin ettirerek, Kur’an-ı Kerim’e el bastırıp soruları gösterdiler. Bize ’Soruları dikkatli gözden geçirin, bunlara benzer sorular çıkacak.’ dediler. Sınavda bu sorular çıktı."

Sınavı kazandıktan sonra Polis Akademisi'ne kayıt yaptırdığını anlatan M.E.Ö., okulda öğrenim gördüğü süre içerisinde örgüt yöneticilerinin Kur’an okumaması ve namaz kılmamasını tembih ettiklerini, "Okulda namazını mescitte kılma, gerekiyorsa abdesti teyemmümle al, gözlerinle namaz kıl" gibi sözler söylediğini aktardı.

Örgütün isteklerinden bunaldığını ve o saatten sonra ilişkisini kestiğini öne süren M.E.Ö., 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra bütün bildiklerini emniyet ve savcılığa anlattığını belirtti.