Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci, kurumun yıpratılmamasını istiyor.

 

Geçen hafta içerisinde KSÜ Rektörü'ne bir ziyarette bulundu.

 

Prof. Dr. Deveci, bu ziyarette özellikle kamuoyundan ve basından, kişiler üzerinden kurumun yıpratılmamasını istedi.

 

Deveci, henüz çiçeği burnunda sayılır.

 

İfadesine göre, 4 yıldır Kahramanmaraş'ta.

 

KSÜ'de göreve başlamasının ardından kendisine göre bir takım eksiklikler tespit etmiş.

 

Bunları düzeltmek için de rektörlüğe aday olmuş.

 

Aldığı az oya ve YÖK'e bildirilen listede üçüncü sırada bulunmasına rağmen, YÖK takdirini kullanarak Deveci'nin ismini birinci sıraya yazarak Cumhurbaşkanı'na bildirmiş.

 

Rektörleri atama yetkisi bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, önümüzdeki 4 yıl KSÜ'ye YÖK'ün de isteği doğrultusunda Prof. Dr. Durmuş Deveci'yi atamış.

 

Deveci, görevine geçen aylar içerisinde başlamıştı.

 

**

 

Doğaldır ki, her üst düzey yönetici kendisiyle beraber çalışacağı ekibini belirler.

 

Yasalar değil ama teamüller ve etik olarak üst düzey bir yönetici göreve başladığında, alt kademedeki yöneticilerle ilgili tasarruflarda bulunur.

 

Rektör Deveci de benzer uygulama yaptı.

 

Başta rektör yardımcılarını değiştirdi, beraber çalışacağı yardımcılarını seçti.

 

Ardından da KSÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi'ni değiştirdi.

 

Bazı birimlerin amirleri hakkında da tasarrufta bulundu.

 

Bütün bunlar, bana göre doğal... Çünkü, başarılı olmak için güvendiğin ve hizmet edeceğine inandığı kişileri getirmek amirin ilk hakkıdır.

 

Tespit edilen eksikler, yapılamayanlar eğer görevdeki kişiler tarafından görev süreleri içerisinde ya da makul bir sürede giderilemiyorsa bu konuda değişimin gerektiğine inanıyorum.

 

Bana göre Prof. Dr. Deveci haklıdır, doğruyu da yapıyor.

 

Eğer bu dönemde de eksiklikler giderilmez, önceki dönemler gibi sürüp giderse onun da sorgulaması elbette yapılır.

 

Ama biraz şans vermek lazım.

 

**

 

Daha önce de yazmıştım.

 

Ben yeni Rektör Durmuş Deveci'nin aldığı oyla atanmasını eleştirdim.

 

Hoş karşılamadığımı ifade ettim.

 

Ama, belirttiğim gibi üstler, beraber çalışacağı kişileri seçer.

 

Demek ki YÖK, Durmuş Deveci ile çalışmak istiyor ve bunu da Cumhurbaşkanı'na iletmiş, artık saygı duymak gerekecek.

 

Başarısızlık durumunda Cumhurbaşkanı, YÖK'ü sorgular. YÖK te, Durmuş Deveci'yi sorgular. Deveci de göreve getirdiği kişileri sorgular.

 

Bu durum aslında pek te bizi ilgilendirmiyor.

 

Çünkü bizim oy hakkımız, yani seçme hakkımız yok bu konuda.

 

Biz sadece gördüğümüz yanlışları dile getirir, doğrusu diye düşündüklerimizi yazarız.

 

Sadece 'etik', 'ahlak' ve 'yasal' çerçeveler içinde eleştirimizi yaparız.

 

**

 

Rektör göreve başlamasının ardından Tıp Fakültesi Hastanesi yönetimi hakkında tasarrufta bulundu.

 

Başhekimliğe yeni bir isim görevlendirdi.

 

Bu görevlendirmenin ardından da sosyal medyada bir grup tarafından eleştiriler başlatıldı.

 

Haberlere, köşe yazılarına da konu oldu.

 

Eleştiri konusu, 'onca profesör dururken, neden bir yardımcı doçentin atandığı' idi.

 

Rektöre şunu sordum:

 

"Hocam, bu görevlendirmenin yasal bir engeli var mı?"

 

Deveci, "Hayır, yok..." karşılığını verdi.

 

O zaman da şu ifadeyi kullanmakta beis yoktur.

 

KSÜ Tıp Fakültesi'ndeki profesör ve doçent unvanındakiler kendilerini sorgulamak zorundalar. "Neden biz dururken, bir yardımcı doçent atandı" demeliler.

 

**

 

Rektör'ün şu isteğine katılıyorum:

 

"KSÜ'yü yıpratmayalım..."

 

Biz de ekliyoruz:

 

"Doğrudur, yıpratmamak gerekir. KSÜ'nün yıpratılması demek, Kahramanmaraş'ın yıpratılması demektir..."