Merhaba sevgili okurlar, sevgili dostlar.

 

Yıllar önce bir Cuma günü hutbede Rıdvan Hoca halkı uyandırarak kurtuluşumuzu başlatmış. Müslümanların bayramı, fakir Müslümanların hacc’ı olan bu mübarek günde kurtuluşumuza vesile olan kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Rabbim bizlere başka kurtuluş savaşları yaşatmasın. Barış içerisinde imanla, itikatla, şefkatle, dostlukla bir arada huzur ve sağlıkla yaşamayı nasip etsin.

 

Komşu ülkelerde ki iç savaştan kaçan bizlere sığınan Suriyeli kardeşlerimizi görüyorsunuz. İçler acısı bir halde olanları var. Biz Türkler esareti, işgali kabul edemeyen milletiz, Bizi hiçbir ülkenin de kabul edeceğini zannetmiyorum. Bizim muradımız ya zafer ya da şehit olmaktır. Maraş’ lı da Kahramanlık destanını 7 den 70 e mücadele ederek ve sonuçta düşmanı şehrimizden kovarak yazmıştır.

 

Halkımızın içinden nice adı duyulmayan kahramanlar çıkmış, kimileri Sütçü İmam, Arslan Bey, Mıllış Nuri, Senem Ayşe, büyük dedem Fatmalı Derviş vb.gibi Maraş müdafaasında öncü olmuştur.

 

Büyükşehir Belediyemiz büyük çoşku içerisinde Kurtuluş etkinlikleri düzenlemekte, bir bayram havası yaşatmaktadır. Türkiye de en çoşkulu kutlanan Kurtuluş Bayramı olarak bilinen 12 Şubat, Kutlu olsun.

 

İnşallah bundan sonra da Kahraman şehrimiz, adına yakışır yatırım ve projelerin TAMAMLANMASI ile yoluna devam eder.

 

12 Şubat bilhassa gurbette olan Kahramanmaraş’ lıların özlem duyduğu günlerden bir tanesi, Dostozan’ ın gurbette iken yazdığı Maraş’a mektup şiirinde dediği gibi

 

“Ana'sın arayan yavru tay gibi,

  Şubat yaklaştıkça duramıyorum”

 

Diyerek, heyacanını, Kurtuluş bayramında Maraş’ta olmayı ne kadar çok istediğini anlatıyor.

 

Şair yıllarca gurbette kalmış Maraş!a özlemi o kadar büyümüş ki o çoşkulu Kurtuluş bayramının yaşandığı Şubat ayında gurbet acısı daha da fazlalaşıyormuş. Bu vesile ile tüm gurbetteki Kahramanmaraşlı hemşerilerimizin de Kurutuluş Bayramını kutluyorum.

 

Kahramanlık destanımızın bayramla kutlandığı bu günlerde söze çok gerek olmadan Dostozan dan şiirlerle sizleri baş başa bırakmayı istiyorum.

 

İSTİKLAL VE CUMA

 

On iki Şubattı günlerden bir gün

Ümit çırasını yaktı Maraş'lı.

Vatanın sathını kaplarken hüzün.

Silkindi, ayağa kalktı Maraşlı.

 

Acıydı, hicrandı, kederdi hayat.

İsyan ediyordu zulme tabiat.

Öldürmek değildi ölmekti murat.

Her iki zevki de tattı Maraşlı.

 

Cuma günü idi, hutbede imam.

Mahzundu karşıda, bayraksız kalem.

Dedi : "Bu takdirde cumayı kılmam"

Hışımla burçlara baktı Maraşlı.

 

Yediden yetmişe, ayakta vatan.

Bir iman seliydi, kaleye akan.

Sanki bir kasırga, sanki bir tufan.

Namluya sürülmüş oktu Maraşlı.

 

Hürriyet, imanla bir olur ancak.

Kalenin burcunda durmalı sancak.

Kiminde mavüzer, kiminde bıçak .

Bayrağa madalya taktı Maraşlı.

 

Bir dahaki yazıda buluşmak ümidiyle dostça kalın.