Denizli 5. Ağır Ceza Mahkemesince, Denizli Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.

Tutuklu sanıklardan eski komiser yardımcısı K.K, savunmasını etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde vermek istediğini belirterek, çeşitli illerde Emniyet İstihbarat Şube'de çalıştığını ifade etti.

Van'da görev yaparken kardeşinin bıçaklanarak öldürülmesinden dolayı çok üzüldüğünü dile getiren K.K, şöyle devam etti:

"Cenazesine yetişemedim, intikam duygusu içerisinde içim içime sığmıyordu. Daha sonra kendimi rahatlatmak, kardeşimin acısını unutmak için namaz kılmaya başladım. Dini vecibeleri yerine getirmek beni rahatlatıyordu. O zamana kadar benden uzak olanlar bana yaklaşmaya başladılar. O zamana kadar tarikat, cemaat bilmiyordum, istihbarat şube olarak sadece bilinmesi gereken kadarını biliyordum.

R.A. beni sohbete davet etti, onların bu yapının içerisinde olduklarını öğrendim. Burada öğrencilerin ihtiyacı için bizden para istendi, maaşınızın yüzde 10'unu alıyoruz dediler. Ben de o zaman maddi durumun iyi olmadığını, o kadar veremeyeceğimi söyledim. Herkes ne kadar vermek isterse o kadar veriyordu. Toplantılarda Fetullah Gülen'in kitaplarını okuyorduk. Komiser yardımcılığı kursuna gittim, ilk 10'a girdim, 2011 Temmuz'da Denizli'ye tayinim çıktı. Burada da 5-6 ay sonra sohbet toplantılarına başladık."

Denizli'de isminin "Sefer" olduğunu söyleyen fakat daha sonra Z.Y. olduğunu tahmin ettiği kişinin bu toplantıları organize ettiğini ifade eden K.K, şunları kaydetti:

"Paraları ona veriyorduk. Haftada bir, iki haftada bir toplantılar yapıyorduk. Dini amaçlar için toplanıyorduk. 2014'ün başında Sefer isimli şahıs, 'Bylock programından mesajlaşacağız.' diyerek telefonuma ByLock programını indirdi. Kullanıcı adı rakamlıydı, kiminle görüşülecekse onun adı ekleniyor ve karşı tarafın da kabul etmesi gerekiyordu. Hep mesaj olarak kullandık. Mesajlar bir iki gün içerisinde siliniyordu bakmasak bile. Mesajlarda sohbetin konusu, nerede olduğu paylaşılıyordu."

Sanık K.K, 17-25 Aralık'tan sonra emniyet birimlerinde bazı görev değişikliklerinin olduğunu, Sefer isimli kişinin de kendisini Ramiz isminde birisiyle tanıştırdığını söylediği savunmasında, "Şubeden çıkarılanlar oldu, ondan sonra diğerleriyle görüşmemi söyledi. Devlet büyükleri aleyhinde sözler söylenmeye başlandı. Artık amacın dışına çıkıldığını gördüm. 2014'ün Ağustos ayında telefonumdaki ByLock programını kaldırmak istedim, kaldıramayınca telefonu formatladım ve sonra sattım. Ondan sonra Ramiz evime geldi, niye arayıp sormadığımı sordu. Cemaatin yoldan sapmış olabileceğini söyledim. Benimle konuştu, tekrar katılmaya başladım. 2014'ün sonları, 2015'in başlarında tamamen ayrılma kararı verdim." dedi.

Ramiz isimli şahsın evine yine birkaç kez geldiğini fakat kendini bunlardan kurtardığını öne süren K.K, 21,5 yıl istihbarat şubelerinde görev yaptığını ve terörle mücadele içerisinde yer aldığını ifade etti.

K.K, "Terör örgütü üyesi olarak yargılanmaktan hicap duyuyorum. Ben bunu bilerek işlemedim. Samanyolu Haber sitesine girmişim. İstihbarat personeliyim. Meslek icabı ideolojisine bakmadan internet ve televizyonlardan açık kaynak taraması yaparım sürekli. Maaş taltifi almış olmama gelince, operasyonel birimlere istihbari destek sağladığımız için aldım. Ben istihbarat şubeye alın terimle girdim, mülakatları başarıyla geçtim." ifadelerini kullandı.

Tutuksuz sanık S.Y. de savunmasında ilkokul, ortaokul ve liseyi Yalvaç'ta okuduğunu, 1993'te Bolvadin Meslek Yüksek Okulu İnşaat Bölümü'nü kazandığını, 1,5 yıl cemaatin yurdunda kaldığını, 1996'da mezun olduğunu ve daha sonra cemaatle bağlantısının olmadığını ileri sürdü.

Aksaray Polis Meslek Yüksek Okulu'nu 2001'de kazandığını dile getiren S.Y, etkin pişmanlıktan faydalanmak istediğini belirterek, şöyle konuştu:

"2. sınıfın son döneminde sınıf arkadaşım Ş.Y. bana 'Ben hafta sonları bir arkadaşa takılıyorum yemeğe gidiyoruz, kafede oturuyoruz.' dedi ve beni de çağırdı. Gittiğim yer bir kafeydi. Öğretmen olduğunu bildiğim, ismini bilmediğim bu şahısla konuştuk, cemaat üyesi olduğunu söyledi. Hiçbir zaman evlere gitmedim, kafe, lokanta gibi yerlerde buluşuyorduk. 4-5 aylık bir sürede bu kişiyle görüşmemiz oldu. 2003 yılında Manisa Çevik Kuvvet Şube'ye atandım. Aksaray'da tanıştığımız öğretmen olan kişi, Manisa'ya gelip beni S.K. ile tanıştırdı. S.K, bizi sohbete çağırdı, sırayla evlerimizde sohbet oluyordu. Dini içerikli konuşmalar, Risale-i Nur, Kur'an-ı Kerim, Cevşen okunuyordu. Fetullah Gülen'in kitapları okunuyordu. Arada videolar da izleniyordu. Toplantılarda himmet veriyorduk. O zaman gönülden koptuğu kadar veriyorduk."

Kahramanmaraş'a 2006'da tayininin çıktığını anlatan S.Y, "Polis memuru F.K. beni sohbetlere çağırdı, orada Özgür adlı bir öğretmen sohbetlere geliyordu. Mayıs 2008'e kadar himmet vermeye devam ettim. Maaşımızın yüzde 10'u denmişti ama buna maddi imkanım yoktu. Maddi imkanlarım ölçüsünde her ay veriyordum. Üç yıl boyunca bu sohbetler devam etti. Çocuğumun sağlık problemleri vardı. İl dışında refakatte bulunuyordum. 2010'un son zamanlarından itibaren tekrar sohbetlere gitmeye devam ettim. 2015 Mayıs ayında kandil programı olmuştu, ondan sonra sohbetlere gitmedim." dedi.

Kahramanmaraş'ta sohbet ortamından kurtulmak için tayinini istediğini ve 2015 Haziran'ında Kütahya'ya çıkan tayinini çocuğunun sağlık sorunlarından dolayı Denizli'ye aldırdığını belirten S.Y, ifadesine şunları söyledi:

"Kahramanmaraş'ta görev yaparken bize sohbet veren doktor olduğunu bildiğim Özcan isimli kişi telefonuma ByLock indirdi. Nasıl yaptığını bilmiyorum, benim telefonum programı kaldırmadı. Yeni bir cihaz almam isteniyordu ben alamayacağımı söyledim. Sonra eşimin telefonuna indirdi. 'Haftalık sohbet programı göndereceğiz, dua göndereceğiz.' dedi. Sonra telefonda Fuat Avni'nin yazdığı şeyleri paylaştıklarını gördüm. Bundan rahatsız oldum. Örgüt dini yine duygularımıza suistimal etmiştir. Samimi olarak yaptığımız şeylerden zarar gördük. Etkin pişmanlıktan yararlanmak istiyorum."

Sohbetlerden birinde "Fetullah Gülen'in neden ülkeye gelmediği" konusu ile ilgili konuşma geçtiğini söyleyen S.Y, "Zalime teslim olunmaz gibi bir söz söylendi. Ben de bu söze karşı 'Zalime teslim olunmaz ama teslim olanlar var.' dedim. Ben kullanıldığımı anladığım için 2015 Mayıs'ından sonra sohbetlere gitmedim." diye konuştu.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında FETÖ/PDY'nin emniyet teşkilatı yapılanmasında yer aldıkları öne sürülen 11'i tutuklu, 10'u tutuksuz, 3'ü firari 24 sanık hakkında "silahlı terör örgütü üyeliği" suçlamasıyla dava açılmıştı.