Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında satır başları:

Bu çatı altında buluşan her gencimiz mukaddes kültürümüzün sahibi olmalıdır. Sizler bizim geleceğimiz ve umudumuzsunuz. Sizler bizim iftihar kaynağımızsınız.

Herbirinizin ahlakına, kabiliyetine, birikimine, Türkiye'nin başarılı olacağı gerçeğine inandığım gibi inanıyorum. İşte bunun için 2053 ve 2071 geleceğinin oluşturulması görevini sizlere devrediyorum.

Bize doğruluktan şaşmamayı ve ibadeti tavsiye eden ecdadımıza kulak verin. Cumhuriyeti nice badirelerden kurtararak bugünlere getirdik. Bizler millet olarak daima tarihin öznesi olduk. Dünyanın neresinde olursa olsun hep haktan yana saf tuttuk. Her zaman mazlumların ve mağdurlarını hamisi olmak için çalıştık. Ama milletin hakimi değil, hizmetkarı olduk. Bu sayede gönüllere girdik, kalplere girdik. Bize kibir yakışmaz. Karşımdaki gençliği ehli tevazu olarak görüyorum.

Aradan asırlar geçmiş olsa da hala bizleri gönüllerinde yaşatanlar yine kalplerini bize açıyorlar. Çünkü biz gittiğimiz her yere ne diyerek gittik: Esselamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü... Bu yüzden coğrafyamızda başı sıkışan herkes, dini, mezhebi, ırkı ne olursa olsun yüzünü Türkiye'ye çeviyor. Yabancılar mültecilere vebalı muamelesi yaparken, biz soframızı milyonlara açtık. Çünkü biz yaradılanı severiz, yaradandan ötürü...

Bu yüzden muhabbetinizi herkese karşı geniş tutmanızı tavisye ediyorum. Vakfımızın değerlerini kağıt üzerinde bırakmayacağınıza eminim.

Ülkemizde geleceğini başka yerlerde arayan tek bir genç kalmayana kadar hiçbirimize durmak dinlenmek yoktur. İnanmak başarmanın yarısıdır. Bugün burada inanmış, başarıyı bu yüzden zaten yakalamış bir gençlik görüyorum. Kararlıyız başaracağız.

Ülkemizde geleceğini başka yerlerde arayan tek gencimiz kalmayana kadar misyonunuzu yerine getirmiş olamazsınız.

Kendi medeniyet köklerinden habersiz hiçbir gencimiz kalmayana kadar hiçbirimize durmak, dinlenmek yoktur.

Kim var denildiğinde sağına soluna bakmadan ‘ben varım’ diyen sizler gibi yol arkadaşlarına sahip olduğum için Rabbime ne kadar hamd etsem azdır.

Ali Fuat Başgil Gençlerle baş başa kitabının giriş bölümüne çarpıcı iki ikazla başlar. Birincisinde çalış, namerde muhtaç olmak ölmekten beterdir der. İkincisinde ise gençliğini eğlenmekle geçiren, ihtiyarlığını ağlamakla geçirir der.

Ali Fuat Başgil’in eserinin sonunda bir takım tavsiyelerde bulunuyor. Bazıları şunlar: ‘Çalışmak için her gün her saat her yer ve her köşe müsaittir. Belli bir günde yapman gereken işi bu görevleri ertesi güne bırakma. Dikkatin ve kuvvetin zayıflamasın. Belli bir zamanda tek bir işe yoğunlaş. ‘

Yarıda kalan iş başlanmamış demektir. Bir işe başlamadan üzerinde ne yapacağını düşünüp kararlaştır. Yılgınlık maskeli, bir tembelliktir.

Önüne çıkan güçlükleri önce parçala, sonra her bir parçayı ayrı ayrı yenmeye çalış. Her gün aynı saatte çalışmaya otur. Yorulursan dinlenmek için işini değiştir. Sebat et. Aynı noktaya düşen damlacıklar mermeri bile deler. Herhangi bir şeyi küçümseyerek ihmal etme. Küçük ihmallerden büyük zararlar doğar.

Hocam bana öyle derdi ‘oğlum aynanın karşısına geç konuş, kekemelik bile ortadan gider’ derdi. 

Güzel bulduğun edebi parçaları ezberle. Kelime haznen gelişir, hafızan kuvvetlenir. En yeni fikir, eski, bir fikrin yeni elbise giymiş halidir.

Anadilini iyi konuşmayı ve yazmayı öğren. Bir işe sinirliyken sinirli olduğun zaman karar verme. Arkadan konuşmak korkaklığın en iğrenç şeklidir. Yalan söyleyen yakalanma korkuısu içinde yaşayan hırsız gibidir. Dostluğunu kötü günde göster ki sende kötü gün dostu olabilesin.

Ahlakı güzel insan her yaşta güzeldir. Sözlerin tatlı, tavırların zarif olsun.

Yere yıktığın düşmanını tekmeleme. Sen İsrail’deki Yahudi değilsin. Zira onlar yere devirdikleri bırak erkeği, kadını, çocuğu bile tekmelerler. Biz mağdur, mazlum durumunda olana tekmeyi atmayız. Yiğitsen dik olarak gel hakkını bildirelim deriz. 

Başarılarınla mağrur olma. Kibirli insan sarımsak kokan ağız gibidir. Herkesi kendinden uzaklaştırır

Tereddüde düştüğünde fikrini soracağın kimseyi iyi seç. 

Vasiyetine uygun şekilde Ali Fuat Başgil’i bir kez daha hayırla yad ediyoruz