Marmara Denizi’nde dip yapısının yüzeye vurmasıyla ortaya çıkan müsilaj sorunu haftalardır gündemden düşmezken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve belediyeler harekete geçerek yüzeyi temizlemeyi başarmıştı.

Birçok uzmanın bildirdiğine göre bu ‘temizlik‘ yeterli değil. Müsilaj hala denizin dibinde yoğun ve etkili. Deniz salyasının temel sebepleri olarak denize yeterince arıtılmadan bırakılan atık sular, derin deniz deşarjları, denizi etkileyen akıntılar ve su sıcaklığının artmasına da sebep olan iklim değişikliği gösteriliyor.

Prof. Sarı Twitter üzerinden dalış görüntülerini paylaşarak şunları yazdı: “Deniz dibini yorgan gibi örten müsilaj, parçalanırken siyah, ince dokulu bir çamura dönüşüyor. Dibe elimi daldırdığımda ortaya çıkan görüntü böyle. 4 Eylül 2021, Derinlik 17,5 m, Erdek Körfezi.”

Ne yapmalı?

Prof. Sarı daha önce verdiği bir söyleşide Marmara Denizi’ni kurtarmak için uzun vadeli çözümlere ihtiyaç olduğunu belirterek şunları kaydetmişti: “Doğal şartları değiştiremeyeceğimiz için yapmamız gereken şey çok basit. Denize giden atıkları keseceğiz. Önce kirlilik yükünü durdurup, sonra iyileştirme çabası içinde olacağız. Bunun için de Marmara’yı koruma alanı ilan etmemiz lazım. Sayın cumhurbaşkanı ve çevre bakanımız söyledi. Heyecanla bekliyoruz.

Suların en az yarısını arıtmadan denize basıyoruz. Hem arıttıktan sonra da bu suları niye denize basalım? Madem arıttık, atık barajları yapalım. Zaten su kıtlığı yaşıyoruz. Bu suları tarımda, parkları bahçeleri sulamakta kullanalım. Balıkçılığı da düzenlememiz lazım. Marmara için erken uyarı sistemi yapılmalı. Yapılacak şeyler oldukça basit ama harekete geçmemiz lazım.”