Reklamcılık işiyle uğraşan 60 yaşındaki Soner Turan, sel felaketi sonrası yapılan çalışmaları takdir ettiğini dile getirerek, “Ayancık bir sel felaketiyle karşı karşıya kaldı. İnebolu, Bozkurt ilçeleri de büyük yıkım ve darbe aldı bu konuda. Burada biz hükümetin beklemediğimiz büyük bir refleksiyle karşılaştık. Bütün devlet buradaydı. Hala burada. Yurt içindeki yurt çapındaki parti ayırmaksızın bütün belediyeler aşağı yukarı diyebileceğim buradaydı. Hala buradalar. Ordumuz buradaydı. Helikopterler buradaydı. Polis, jandarma herkes burada. Bu tabii bize dokundu, gururlandık. Yani duygulandık bu olaydan dolayı. Babaçay haricinde çok fazla can kaybımız yok. Bir de bu mali yaralar sarılırsa ki inanıyoruz inanmak istiyoruz bunun hayata geçeceğine. Devlet büyüklerimizden bekliyoruz” dedi.

Bakan Karaismailoğlu ile arasında geçen diyalogdan bahseden Soner Turan, “Dün zannediyorum. Bakan Karaismailoğlu, yanındaki ekip, Sinop Milletvekilimiz Nazım Maviş Bey ile geçiyorlardı. ‘Merhaba' dedim kendilerine. Onlar da döndüler bana. ‘Hoş geldiniz' dedik. Yakınlık göstermek bizim, misafir karşılamak bizim geleneğimizde var. Muhabbet ettik biraz. Orda bir noktayı düzelteyim. Muhabbet esnasında söylediğim bir yanlışı düzelteyim. Ben 10 ay 20 gün ceza aldım ama yatmadım. Onu yanlış söyledik” diye konuştu.

"Gün birlikte olma zamanı"

Görüntülerden sonra tepki aldığını belirten Soner Turan memleket meselelerinde siyasetin bir kenara bırakılması gerektiğini dile getirerek, “O görüntülerden sonra bana çok tepki geldi. ‘Niçin böyle bir şey yaptın' gibi tepkiler geldi. Gün siyaset zamanı değil. Gün yara sarma zamanı. Gün birlikte olma zamanı. Ben şahsıma karşı yapılan, belki ben öyle düşünüyorumdur, bu linç kampanyasını kesinlikle tasvip etmiyorum. Hepsine karşı koyacak cevap verecek gücüm ve donanımım da var. Problem değil benim için eğer ben hükümeti, Cumhurbaşkanı'nı yanlış yaptığında eleştirebiliyorsam, eleştiriyorsam ve bunu kendimde hak görüyorsam, doğru yaptığında bunu ödüllendirmekle de mükellefim. Bir Türk vatandaşı olarak. Türkiye'de siyaset çok kirlendi. Aşırı kirlendi. Memleket ve memleketin geleceği ikinci plana düştü. Burada parti ayırmıyorum. Vatandaş olarak bunu yanlış buluyorum” şeklinde konuştu.

‘Cumhurbaşkanı'na hakaret' suçundan aldığı cezayı da açıklayan Turan, “Son cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce, Cumhurbaşkanımıza televizyona çıkma teklifi yapmıştı. Cumhurbaşkanımız da ‘Ben kendi üzerimden pirim yaptırtırmam' dedi. Kabul etmedi. Ben de bu fotoğrafın altına, ‘Bunun Türkçe meali yemiyor' yazmıştım. Hakaret de bu yani. Yoksa ki bir terbiyesizlik değil yani. Ondan sonra zannediyorum CİMER'e göndermiş bir işgüzar kardeşimiz sağ olsun. Dava açıldı. 2 sefer davaya girdim. İtiraz ettim. Bunun bir hakaret olmadığını, esprili bir yerel saptama olduğunu söylemiştim. Olmadı ceza verdiler. 5 yıl bir daha böyle bir şey yapmayacaksın dediler. Biz de tamam dedik. Şeriatın kestiği parmak acımaz dedik. Bu şekilde oldu. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce oldu” ifadelerini kullandı.

“Eleştiriyorsak, ödüllendirmeyi de bileceğiz”

Zor günlerde birlik ve beraberlik içinde olunması gerektiğine değinen Turan, “Eleştiriyorsak, ödüllendirmeyi de bileceğiz. Öteki türlü kirli siyasete girer. Öteki türlü heyyamcılığa girer. Bu insan onuruna, düzgün insanlığa yakışan bir olay değildir. Ben çocuğum yanlış yaptığı zaman çocuğumu azarlıyorum. Çocuğumu sevmediğim anlamına gelmez. Bu şekilde düşünüyorum. Bütün inşalarında böyle düşünmesi gerek. Bu şahsi fikrim tabii ki. Olaylardan çalışmalardan memnunuz. Verilen vekaletin zor günde yerine gelmek bizi memnun etti. Olay bundan ibaret” sözlerine yer verdi.

(Kaynak: İHA)