İnsanoğlu emrindeki dünyayı istediği gibi kullanmakta, sonuçlarını pek düşünmeden. İhtiyacı olan ne varsa alıyor, bir yerlerden buluyor, yok ise üretiyor. Peki,ya sonra? Birçok şeyi ihtiyacımız olduğunda yada muhtaç olduğumuzda hatırlıyoruz. Hatta ikili ilişkiler de bile bazı arkadaşlar ihtiyaç anında hatırlanır ve aranır. Kaldı ki eşyalar…

 

Oysa daha temiz ve yaşanılası bir dünya için, insanoğlunun biraz daha dikkat etmesi gerekiyor. Kimine göre kapitalizmin, kimine göre popüler kültürün gereği olarak, tüketici ve israfçı toplumlar oluştu. Özellikle kullanılmayan eşyalar veya işimizin bittiği şeyler, hemen çöpe atılıyor. Çöpe atılan eşyalarla milyonlarca ve milyarlarca lira da çöpe gidiyor.

 

Peki, biz ne yapabiliriz? Önümüzde  tüm dünyaya örnek olan bir ülke var, İsveç. Tüm dünya tarafından alkışlanan ve ülkelere örnek gösterilen İskandinav Ülkesi. Belki birçoğumuza komik gelecek ama dünyada çöp satın alan tek ülke. Sistem o kadar güzel oturmuş ki!Kendi çöplerini dönüştürdüğü gibi, başka ülkelerden de çöp satın alıp, onları da dönüştürmekte. Bundan da milyonlarca lira kar etmektedir.

 

Bu konuda ülkemizin ve şehrimizin durumu nedir? Hem ülkemizde hem de şehrimizde maalesef yeterli bilinç ve ilgi yoktur. Ülkemizde de, şehrimizde de milyonlarca çöp ve para çöpe gitmektedir. Bu konuda sadece yetkililer değil suçlu olan, hepimiziz. Çünkü bu olay bilinçlenme ve duyarlı olma ile halledilecek bir durumdur. Yeterli derecede bilinç ve duyarlılık yetkililerde de halkta da yoktur. Tabi burada en çok suç yetkililerdedir. Yetkili şikâyet etme konumunda değil, şikâyetleri çözme konumundadır.

 

Ne yapıla bilinir? Yetkililer öncelikle birçok noktaya geri dönüşüme uygun çöp kutuları ya da toplama kutuları koyabilir.(Üzerlerinde de kâğıt, plastik, cam veya madeni eşya olduğu yazılı.) Çünkü bilinçli vatandaşlarımız bu kutuların eksikliğinden şikâyet ediyorlar.  Çeşitli kurum ve kuruluşlarda bunun duyurusu ve reklamı yapılmalı. Halk radyo,tv, gazetelerle ve camilerde bilinçlendirilmeli.

 

Halkımız bu konuda ne yapmalı. Bazı vatandaşlarımız çöplerini ayırdığını, çöpü atarken geri dönüşümleri kutuya değil de kenarına koyduğunu belirtiyor. Toplayıcıların onu daha kolay alıp götürmesi için.Evet, bu bilinçli vatandaşlarımız gibi bizlerde evlerdeki çöplerimizi evsel atıklarla karıştırmayıp;kâğıtları, camları ve diğer dönüşebilen eşyaları ayrı koymalıyız. Varsın yetkililer ilgilenmesin geri dönüşüm kutuları koymasın.Biz en azından çevreyi kirletmemiş ve çevremizdeki insanlara örnek olmuş oluruz. Doğal olarak ileriki zamanlarda çevremizdekilerde bizim yaptıklarımızdan etkilenecektir. Böylece onların da katılımı ile birler binlere dönüşecektir. Belki yetkililerde ayrı ayrı çöp kutuları getirmek zorunda kalacaklartır.

 

Gelişmiş ülkelerde bilim insanları, yumurta ve portakal kabuğu gibi doğal atıklardan plastik ürün yapma projesi geliştirirken, bizim hazır elimizdekileri dönüştürmememiz, aramızdaki çevre bilinci farkının açık bir delilidir. Biz neden onlardan geri kalalım. Bizim neyimiz eksik.

 

Olamaz mı? Bence olur. Hiçbir şey denenmeden bilinemez. Hiç olmazsa biz sorumluluğumuzu yapmış oluruz ve gelecek nesillere karşı boynumuz bükük olmaz. Belki de şehrimiz bu projeyle diğer illere örnek olur. İsveç’in dünyaya örnek olduğu gibi.Her şey hayalle başlar, uygulama ile gerçekleşir.

 

Daha temiz ve yaşanılabilir bir şehir için geri dönüşüm şart.

 

Şehrimizi bu çöp israfından kurtaralım.

 

Bir benimle olacak iş değil, demeyelim.

 

Kıvılcımı ilk yakanlar olalım, yetkilileri sıkıştıralım.

 

Yokluk gelmeden kıymet bilenler, yokluk bilmeyeceklerdir.