“Bizler adam değimliyiz?” diye soruyorum.

 

 

Evet, gerek son yerel seçimde, gerekse yapılan en son genel seçimde olsun, göstermelik anketlerin dışında halka sormadan, O'nu yok sayarak, dayatma adayları halkın önüne koyarak seçtiren, siyasi zihniyete saygı duymuyor, O bizi tanıyana kadar biz de onu tanımıyor, “Bizler adam değil miyiz?” diye soruyorum.


Öteden beri kültürel milliyetçiliği ve adem-i merkeziyetçiliği savunan fikri bir ideolojim var.  


Yani, her kavim kendi dilini, kıyafetini, örfünü yaşaması yönünde, evrensel hakkı olduğunu düşünüyor, halkın yerelden yöneltilmesini, merkezi atama değil de kendi içerisinden seçtiği yöneticiler tarafından yöneltildiği takdirde, huzurlu bir yönetim şekli olacağını düşünüyorum.


Öyle Kürt iline Türk, Türk iline Kürt atadığınız insanlar, yörenin dilinden, geleneğinden anlamayan idareciler, Türkiye’yi müzakere masasına oturtup anlaşmak zorunda bırakır.


Neyse biz konumuza dönelim.


İktidar partisinin Genel Başkan Yrd. Beşir Atalay Bey açıklama yapıyor; “Belediye Başkanları, Meclis üyeleri, İl Başkanları ve  Yönetim Kurulu üyeleri istifa etmesin.  Aday olamayacaklar.”


Bu açıklamanın baştan sona demokratik olmadığını belirtiyorum.


Bu parti disiplini, partinin içi boşalmasın diye düşünülmüş. Bu konuyu tartışmayacağım.


Ancak bu kural bazı iller için geçerli değil mi? Bu soruyu soruyorum.


Kayseri, Gaziantep, Konya, vs. illerin ne ayrıcalıkları var?


O şehirlerin adam gibi adamları mı var? Kayseri ilinin, Sn. Abdullah Gül, Mehmet Özhaseki gibi siyasi markaları olduğu için mi yasak onlarda uygulanmıyor?


Kayseri Büyükşehir Belediye başkanı seçileli on ay olduğu halde, istifa edip vekillik için aday oluyor (Sonrada Bakan olacak).


Bu yasak genel’e uygulandığı halde, neden Kayseri, Konya, Gaziantep’e uygulanmıyor?


Bizim adam olmadığımızdan mı kaynaklanıyor?


Demek ki bir siyasi markamız yok.


Zengin olmuş adam olamamış zenginimiz çok.


Markamız da çok, ancak takla atanımız daha çok olunca bir marka şehir, bir marka adam olma şansı hiç yok.


Gaziantep, Kayseri, Konya gibi kendi içerisinden seçip, memleketinin dertleriyle canı gönülden ilgilenen iller kervanında Kahramanmaraş neden yok?


İlimiz neden ithal adaylara muhtaç?


Bu şehirde zenginleşip marka olanlar,


Kendine hizmet eden değil de şehrine hizmet eden adaylara ne zaman sahip çıkacak?


Konukoğlu, Boydaklar gibi zenginimiz markamız olduğu halde, bizde memleket sevdalımız neden yok?


Yoksa biz adam mı değiliz?


Çok başarılı iş hayatı olan bir zenginimiz, iki dönemdir TBMM üyeliği için aday adayı oluyor. Şehrimizin önde gelen iş adamları da önüne düşüp destek veriyor.


Bunu bana birinin çıkıp izah etmesi lazım.


Bir sanayici neden asaleti bırakıp, vekil olsun?!


Bu para için olamaz, hizmet için olamaz, itibar için olamaz, saygınlık olamaz, bunların hepsi fazlası ile var.


Neden? Neden?..


Yazımızı 21 y.y. bilgesi, Aliya İzzetbegoviç’in halkına verdiği nasihat ile bittirelim.


“İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin.


Kibirli olmayın, kendinizi her şeyi biliyor zannetmeyin.


Size ait olmayanları almayın. Güçsüzlere yardım edin ve ahlak kurallarına uyun.


Unutmayın ki, sonsuza kadar iktidar yoktur.


Her iktidar geçici, herkes er veya geç önce milletin ve nihayette Allah’ın önünde hesap verecektir.”


Bunu bilmeyen yöneticileri seçtiğimiz müddetçe, önlerinde takla attığımız sürece, bizlerin ve memleketin adam olamayacağını biliniz.