Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Din Şurası Kapanış Programı'nda konuştu.

Cumhubaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:

"İslam bize göre değil, biz İslam'a göre hareket edeceğiz"

İslam dünyasının üzerindeki ölü toprağını kaldırmak için üzerimize düşen her şeyi yaptık. Dini, hayattan tecrit eden, belli kalıplara, şekillere, davranışlara hapseden dogmatik bir anlayışa itibar etmeyeceğiz.

Bir Müslüman, dinini hayatın şartlarına göre değil, hayatını inancının esaslarına göre uyarlamakla mükelleftir. Şayet insan inandığı gibi yaşamazsa, bir süre sonra yaşadığı gibi inanmaya başlar. Din, kişinin hayatına nüfuz etmezse, kişi zamanla yapıp ettiklerini dinleştirme yanlışına düşer. Bunun için İslam bize göre değil, biz İslam'a göre hareket edeceğiz.

"Stres yayılırken sosyal çözülme hızlanıyor

Dostluk, kardeşlik ve akrabalık bağı zayıflıyor. Böyle değildik geçmişte. Modern çağın hastalığı stres yayılırken sosyal çözülme hızlanıyor. Evlatlarımızın çoğu batı kaynaklı sapkın akımlar karşısında savunmasız kalıyor. Paylaşmanın yerini bencillik alıyor. Gençler arasında ekran bağımlılığı gibi yeni bağımlılık türleri ortaya çıkıyor.

"FETÖ ve DEAŞ'tan oluşan din istismarcılarına fırsat vermeyeceğiz"

Paylaşmanın yerini bencilliğin, dayanışmanın yerini yıkıcı rekabetin, diğerkamlığın yerini umursamazlığın, mahremin yerini teşhirciliğin, tevazuun yerini kibrin, merhametin yerini vicdansızlığın, evliliğin yerini gayrimeşru ilişkilerin aldığı zorlu, sıkıntılı, garip bir dönemin içindeyiz

Bugün sosyal hayatta yüzleştiğimiz pek çok problemin arkasında İslam'ın doğru bilinmemesi, anlaşılmaması var. FETÖ ve DEAŞ gibi terör örgütleri, cihat kavramını çarpıtarak, şer odaklarının ekmeğine yağ sürmüşlerdir. FETÖ ve DEAŞ'tan oluşan din istismarcılarına fırsat vermeyeceğiz.

Diyanet İşleri, gençlerin karşılaştığı sıkıntılara ve buhranlara Kur'an ve sünnet ışığında cevaplar üretmek zorundadır. Dinini sağlam kaynaklardan öğrenen mümin, aklını başkasına kiralamayacaktır.

Alevi ailelere provokasyon

Şiilik veya Sünnilik, amel ve itikada dair farklı yorumlar olmanın ötesinde, belli çevreler tarafından adeta ayrı bir din gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Batı'da pişirilen, son dönemde ülkemize ihraç edilmeye çalışılan 'Ali'siz Alevilik' gibi kimi yıkıcı projelerin, toplumumuz içinde pohpohlanmasının gerisinde yine bu senaryolar var.

Son günlerde bazı evlerin kapılarına bazı işaretler konuluyor. Niye? Ülkemizi bölmek, parçalamak için. Açık ve net söylüyorum. Türkiye'de bizim devlet olarak, yönetim olarak böyle bir problemimiz, sorunumuz yoktur. Kapılara bu işaretleri koyanların üzerinde tüm güvenlik teşkilatlarımız özellikle çalışmaktadır ve bunlar yakalandığı zaman da hesabı sorulacaktır. Milli bünyemize mugayir bu tarz projelerle insanlarımızın arasına nifak tohumlarının ekilmesine rıza gösteremeyiz. İşte bunları geçmişte Çorum'da, Maraş'ta yaşadık. Onlarca evladımızı bu provokasyonlara kurban vermiş bir millet olarak bu tarz girişimlere karşı hepimiz uyanık olmalıyız.

"İslam üniversitesinin kurulmasını önemsiyorum"

İstanbul'un ilim merkezi haline gelmesi ve İslam'la ilgili referans alınacak bir uluslararası İslam üniversitesinin kurulmasını önemsiyorum.