Dünya Turizm Forumu, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal’ın katılımıyla İstanbul’da açıldı.

 

Bakan Ünal, “turizmin Davos’u” olarak tanımlanan Forum’un açılışında yaptığı konuşmada, bugün insanlığa dayatılan güvenlik sorunun sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde olduğuna işaret ederek, herkesin turizmin ruhunu bir kez daha hatırlaması gerektiğine belirtti.

 

 

Terörün uluslararası rekabette bir avantaj haline dönüştürülme isteğine birlikte karşı çıkılması gerektiğini kaydeden Bakan Ünal, turizmin uluslararası ilişkilerde iyileştirici etkisinin önemine de değindi.

 

''Barışa Zemin Hazırlayan En Önemli İtici Güç Bugün Turizm Sektörüdür''

 

“Bugün Dünya Turizm Forumu vesilesiyle iki konuyu bir kez daha hatırlamakta büyük bir fayda mülahaza ediyorum. Turizmin ya da eskilerin ifadesiyle o seyyahlığın, seyahatin, eskilerin ‘tebdili mekanda ferahlık vardır’ dedikleri yeni yerler keşfetme yeni duygular ve o heyecan ve macera duygusunun insanın keşfetme arzusunun tetiklediği şeyin aslında ruhunu bir kez daha hatırlamamız gerekiyor.

 

Çünkü bugün her zamankinden daha çok bunu hatırlamaya ihtiyacımız var. Çünkü turizm, ruhu itibariyle az önce Sayın Başkan’ın konuşmasında Yunus Emre’den referansla söylediği ‘Gelin tanış olalım’dır. Çünkü devletlerin kendi aralarında yaşayabilecekleri uluslararası krizlerin, sorunların ötesinde barışa, kardeşliğe, tanış olmaya, bir ve beraber olmaya zemin hazırlayan en önemli itici güç bugün turizm sektörüdür.

 

O yüzden bugün özellikle toplumları kendi içine kapatmaya, korku, kaygı ve endişe duygusu, güvenlik kaygısı yaratarak seyahat özgürlüğünü kısıtlamaya dönük hamleleri olan teröre her birimizin daha çok karşı çıkması ve özgürlüklerimize sahip çıkması adına bizim turizmin ruhunu bir kez daha hatırlamaya ihtiyacımız var.

 

Terör, bugün sadece Türkiye’nin değil, tüm dünyanın yaşadığı küresel bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bugün Dünya Turizm Forumu’nda, dünyanın dört bir tarafından gelen konukların, konuşacağı, tartışacağı konular, teröre karşı duruşumuzu ortaya koyacağı gibi, terörden kaynaklanan güvenlik kaygısına da bir cevap niteliği taşıyor.

 

“Seyehat Özgürlüğüne Sahip Çıkmamız Lazım”

 

Dolayısıyla bizim öncelikli olarak seyahat etme özgürlüğümüze sahip çıkmamız, yeni yerler keşfetme, yeni yerler görme hakkımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Ve bizim hep birlikte turizmin ruhunu bir kez daha hatırlamamız gerekiyor. Ve turizmin ruhunun bunun yanı sıra o muhteşem misafirperverlik olduğunu; insanın hem çevresini hem de diğer insanları keşfetme arzusu olduğunu; tanış olmak, birlik ve beraberlik olduğunu bir kez daha hatırlamamız gerekiyor. Çünkü bugün her şeyden çok buna ihtiyacımız var.”

 

''Terörün Uluslararası Rekabette Bir Avantaj Aracı Haline Dönüştürülmesine Birlikte Karşı Çıkmalıyız''

 

“Bugün adeta insanlığa dayatılan güvenlik sorunu sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde. Ve maalesef terörün bir savaş aracı haline dönüştürülmesi ve daha da kötüsü terörün uluslararası rekabette bir avantaj aracı haline dönüştürülme isteği hepimizin birlikte karşı çıkması gereken ve kabul etmemesi gereken bir durum olarak karşımızda duruyor.

 

İkinci dile getireceğim husus ise yine uluslararası ilişkilerde iyileştirici bir etkisi olan turizmin bir yaptırım aracı olarak kullanılmaması gerektiği gerçekliği. Çünkü konuşmamın başında ifade ettiğim gibi uluslararası ilişkilerde devletler arası sorunlar yaşanabilir. Ama turizm gibi bu sorunlarda iyileştirici etkiye sahip bir sektörü hiçbir şekilde bir yaptırım aracı olarak hiçbir devletin asla kullanmaması gerektiğini de bir kez daha hatırlamakta fayda var.”

 

''Sektörle Sorunları Birlikte Çözen Bir Yaklaşımla Yolumuza Devam Ediyoruz''

 

“Türkiye’nin son 10 yılda turizm alanında gösterdiği gelişme, turist çeken ülkeler sıralamasında geldiği altıncı sıra ve Türkiye’nin hem ürün çeşitliliği hem de destinasyon yönetimi açısından gösterdiği üstün başarı ile performans bugün sürdürülebilirlik açısından daha da güçlenerek yoluna devam ediyor. Ve biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak -yani işin devlet tarafı olarak- öncelikli şunu görüyoruz; biz tabii ki kolaylaştırıcı, ön açıcı, hizmet sunan, destekleyen ve daha çok vizyon koyan bir konumda olmamız gerektiğinin bilincindeyiz ve özellikle 24 Kasım’dan sonra hızlı bir şekilde sektörü kuşatan, sektörün yaşayacağı sorunlar konusunda sektörle, sektörlerle bir çözüm ortağı anlayışıyla hareket eden ve şu anda aldığımız tedbirlerle sektöre bunu hem işbirliği anlamında hissettiren hem de sektörlerin temsilcileriyle hızlı bir şekilde bir araya gelerek sorunları birlikte çözen bir yaklaşımla yolumuza devam ediyoruz.

 

Özellikle 2015 yılında uyguladığımız Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu’na dönük sunduğumuz 6 bin dolar yakıt desteğini, tüm dünyayı kapsam içine alacak şekilde genişletmemiz de bunun ölçütlerinden bir tanesi.

 

Yine diğer taraftan bizim özellikle tur operatörlerine dönük, Kredi Garanti Fonu kapsamında aldığımız tedbirler ve önümüzdeki günlerde açıklayacağımız tedbirler sadece telafi edici tedbirler çerçevesinde değerlendirilmeli. Sektörle birlikte yürüttüğümüz yapısal tedbirleri de önümüzdeki günlerde paylaşacağız.

 

Değerli konuklar turizm alanında küresel ve bölgesel uzmanları bir araya getiren böylesine önemli bir foruma ev sahipliği yapıyor olmamız Türkiye’nin az önce ifade ettiğim turizm vizyonunun genişlemesi açısından da eşsiz katkılar sunuyor.

 

Bu çerçevede sektörün vizyonunu genişletecek bu forumun başarıyla gerçekleşmesini içtenlikle temenni ediyorum. Tüm davetlilere katılımcılara sektör liderleri ve temsilcilere saygılarımı sunuyorum. Başarılı bir forum süreci diliyorum.”